Makaleler

Ayurveda Nedir? (Tarihi, Özellikleri, Uygulamaları)

Yazar: Uğur Eskier

Ayurveda, Hindistan’ın antik tıp yöntemlerini içeren alternatif tıp dalı veya sağlık bilimidir. Günümüzde milyonlarca insanın başvurduğu sağlık sistemidir.

Ayurveda Nedir? (Tarihi, Özellikleri, Uygulamaları)

Ayurveda, diğer adıyla Ayurvedik tıp, Hindistan’da ortaya çıkan antik, alternatif ve doğal sağlık sistemidir. Kelime anlamı “yaşam bilgisi” olan Ayurveda’nın, spritüel (ruhsal) bilgilere dayandığı belirtiliyor. Önleyici veya koruyucu tıp olarak da biliniyor. Hindistan’ın “Vedik” kültürüne dayanıyor. Dünyanın en sofistike ve güçlü zihin ve beden sağlığı sistemlerinden biri olan Ayurveda, eski Hindistan bilginleri tarafından geliştirdi. Hastalığı tedavi etmek dışında bir yaşam bilimi olan Ayurveda, insanın sağlıklı kalmasına yardımcı olmak için tasarlanmış bilgileri içerir. İnsanların beşeri yeteneklerinin üst sınırını gerçekleştirmelerine yardımcı olmaya çalışır. Temel prensibi “bedensel ve zihinsel denge”dir. Ayurvedik tıbba göre, insan vücudundaki denge, hastalıkların önüne geçer veya gelişen hastalıkları tedavi eder. Kişinin ideal bünye tipini tespit eden Ayurveda, dengesizliklerin kaynağını belirlemeye çalışır ve dengesizlik oluşturan belirtilerin kaynağını bularak dengenin tekrar sağlanmasını içeren öneriler sunar. Ayurveda uzmanlarına genellikle hastalandıktan sonra değil de hastalanmadan önce sağlığı korumak için başvurulur. Günümüzde milyonlarca insanın başvurduğu büyük bir ticari sektöre dönüşmüş durumda. Ayurvedik öneriler, genellikle sağlıklı yaşam için tavsiye edilen uygulamaları içeriyor. Makalemizde detaylarını bulabilirsiniz.


Ayurveda’nın Tarihi

Ayurveda, Hindistan’ın köklü geçmişinde uygulanan çeşitli tıbbi uygulamaların günümüze kadar ulaşan bölümlerini içerir. Ne zaman, nasıl ve kim tarafından ortaya atıldığı veya geliştirildiği tam olarak bilinmiyor. 5000 yıllık bir geçmişi olduğuna inanılıyor. Hindistan’ın tıp tarihi M.Ö. 3000'lere kadar uzanıyor. M.Ö.1200-700 yılları arasında derlendiği tahmin edilen bazı metinlerde çeşitli tedavi yöntemlerinden bahsedilmiştir. Ayurveda'nın teorik fikirleri M.Ö. 1000 yılının ortalarında geliştirilmiştir. Budizm ve Jainizm'in yanı sıra Sankhya ve Vaiseṣika felsefeleri ile paralellikler gösterir. Sağlıklı bedene sahip olmanın yollarını arayan keşişlerin geliştirdiği tahmin ediliyor. Keşişlerin yıllarca meditasyon yaparak fiziksel ve ruhsal dengeyi sağlamaya çalıştıkları; denedikleri yöntemlerle elde ettikleri sonuçları nesillere aktararak Ayurveda bilimini geliştirdiklerine inanılıyor.

Ayurveda’nın Hint Tanrısı Brahma'nın vahyi olduğuna inananlar da var. Bu inanış, Vedik felsefeye dayanıyor. Brahma'dan Daksha Prajapati'ye, ondan da Dharma'nın koruyucu tanrısı İndra'ya aktarıldığına inanılıyor. Rivayete göre, Ayurveda’nın ulaştığı ilk insan Bharadvaja'dır ve Ayurveda bilgilerini tanrı İndra'dan doğrudan öğrenmiştir. Bharadvaja, bir grup bilgene; bilginler de öğrencilerine “gizemli sağlık bilgilerini” aktarmış ve Ayurveda sisteminin günümüze kadar ulaşılması sağlanmış. İnanışa göre Ayurveda ilk olarak “Agnivesh Tantra” adı verilen “kayıp metinlerde” geçmektedir. Charaka tarafından düzenlenerek "Charaka Samhita" adını alan bu metinlerin dışında M.Ö. 1000’li yıllarda derlenen “Sushruta Samhita” adlı kitapta da Ayurvedik uygulamalardan söz edilir. Bu kitap, Ayurvedik cerrahi uygulamalarının babası olarak bilinen Dhanvantri Sushrut tarafından derlenmiştir. Çok eski metinlerden “Atharva Veda” adlı metinlerde de Ayurvedik uygulamalara atıf vardır. Bu metinlerde şifalı bitkileri ve çeşitli otları öven ilahiler ve matralar yer alıyor. Bu ilahilerin, alternatif tıp uygulamalarının temelini oluşturduğu tahmin ediliyor. Ayurvedik uygulamalar, Budist dönemlerde de geliştirilmiştir. Antik Yunan tıbbında da Ayurvedik metinlerden izler vardır. Hipokrat’ın da Ayurvedik tıp uygulamalarından faydalandığı belirtiliyor.


Özellikleri

Ayurveda; sağlığı koruma, hastalığı önleme ve tedavi şeklinde uygulanan bir tıp sistemidir. Ayurvedik metinlerde insanların üç farklı bedenden oluştuğu ifade edilir. Bunlar; fiziksel beden, zihinsel beden ve ruhsal bedendir. Ayurveda’ya göre bu bedenler uyum ve denge içinde çalıştığı sürece hastalıklardan korunmak mümkündür. Hastalıklar bedensel, zihinsel ve ruhsal dengesizliklerden kaynaklanır; bu dengesizlikler hayat tarzlarının değiştirilmesi, diyetler ve şifalı bitkilerle ortadan kaldırılabilir. Böylece hastalıklardan korunmanın mümkün olduğuna inanılır.

Ayurvedik tıbbın özelliklerinden bazıları şunlardır;

  • Ruhsal, zihinsel ve bedensel denge, sağlıklı olmanın temelidir.
  • Sağlıklı bir insanın beden veya bünye tipi (dosha), hazım ısısı (agni), yedi beden dokusu (dhatu) ve vücut atıkları (mala) arasında denge vardır.
  • Ayurveda’ya göre, her insan kendine özgüdür ve yaşam biçimleri, beslenme alışkanlıkları farklılık gösterir.
  • Fiziksel ve ruhsal dengeyi sağlamak ve korumak için Ayurveda rehberlerine ihtiyaç vardır.
  • En iyi ilaç; yaşam tarzı ve beslenme alışkanlığıdır.
  • Zihin ve beden ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır ve hiçbir şey beden ve zihni iyileştirmek veya dönüştürmek için daha fazla güce sahip değildir.
  • Hastalıklardan uzak olmak için insanın kendi farkındalığını dengede tutmaya ve daha sonra dengeyi bedene yaymaya ihtiyaç vardır.
  • Zihin ve beden ayrılmaz olduğundan vücut doğal olarak meditasyon uygulamasıyla dengelenebilir.
  • Meditasyon yoluyla oluşturulan huzurlu bir farkındalık, kalp atış hızı ve nefesinizi yavaşlatır ve stres hormonlarının üretimi azalır.

Doşa (Dosha) Sistemi

Doşa veya dosha, beden ve zihnindeki “biyolojik enerji” olarak tanımlanır. Fiziksel ve zihinsel süreçleri yönetir ve canlıların sağlıklı olmalarını sağlar. Doşalar beş faktörden oluşur; boşluk (eter), hava, su, ateş, toprak… Ayurveda, bedeni, üç ana doşa tipine veya prensibine göre ayırır. Genel olarak “doşa” adı verilen bu sistem, bedenleri Vata, Pitta ve Kapha olarak sınıflandırır. Bu enerji sınıflarına göz atalım:

  • Vata; boşluk ve hava ilkesidir; sinir sistemi işlevini harekete geçiren enerjidir. Aynı zamanda kan dolaşımı, solunum, kalp atışı, göz kırpma gibi fonksiyonları yönetir. Vata dengesi, canlılığı temsil eder. Bu denge bozulursa korkular ve anksiyete ortaya çıkabilir. Vata enerjisi baskın insanların öğrenme kabiliyeti yüksektir. Genellikle ince ve uzun boylu olurlar. Soğuktan rahatsız olurlar, hızlı yürürler, enerjiktirler, çok terlemezler, ciltleri ve saçları kurudur, ruh halleri değişkendir.
  • Pitta; ateş ve su ilkesidir; sindirim sistemini düzenler. Besin alımı, emilim ve beden ısısı gibi fonksiyonları yöneten enerjidir. Pitta dengesi, olayları kolay idrak etmeye ve her şeyden memnun olmaya odaklıdır. Bu denge bozulursa öfke ortaya çıkar, ülser gibi rahatsızlıklar doğar. Pitta enerjisi baskın insanlar zeki ve güçlü insanlardır. Genellikle orta boylu, beyaz tenli ve çilli olurlar. Girişimci ruhları vardır, özgüvenleri yüksektir, rekabet etmeyi ve meydan okumayı severler. Stres altında tedirgin ve sinirli olurlar. Denge bozulursa agresifleşir ve saldırganlaşırlar. Sıcak iklimler ve ortamları sevmezler. Liderlik vasıfları vardır. Ülser, mide yanması ve uykusuzluk gibi sorunlar yaşarlar.
  • Kapha; su ve toprağın niteliklerini yansıtan ilkedir; besinleri dolaşım sistemine taşır. Bedenin büyümesini sağlar. Beden su taşıyarak cildi nemlendirir, bağışıklık sistemini korur. Kapha dengesi, sevgi ve merhamet doğurur. Denge bozulursa kıskançlık ve güvensizlik ortaya çıkar. Kapha enerjisi baskın olan insanların bedenleri güçlü ve sağlamdır. Rahat ve sakindirler. Konuşmaları yavaş, tepkileri ağırdır. Merhametli ve affedicidirler. Soğuk ve nemli ortamları sevmezler. Sinüzit, astım ve alerji gibi rahatsızlıklar yaşarlar.

Doşa sistemine göre, her insanda bu üç doşa enerjisi bulunur. Doşalardan biri veya ikisi daha baskındır. Her doşanın, beslenme gibi yaşam tarzlarıyla uyum içinde işlev gördüğüne inanılır. Doşaların baskınlığına göre kişinin karakteri ve fizyolojik özellikleri, sevdiği şeyler, rahatsızlıkları değişir. Kimde, hangi doşa tipinin baskın olduğunu Ayurveda hekimleri teşhis edebilir. Hekimler, kendilerine has teşhis yöntemleri ile baskın doşayı tespit eder ve kişiyi doşasına uygun bir yaşam tarzına yönlendirir.


Teşhis ve Tedavi

Ayurvedik tıpta hastalıklar; gözle, elle ve hastanın sorgulanması yöntemleri ile teşhis edilir. Muayenede öncelikle nabız teşhis edilir. Daha sonra dışkı, dil, göz, deri, konuşma, ses, hastanın genel beden görünüşü, hazım kapasitesi, kişisel alışkanlıkları, direnci gibi unsurlar incelenir ve irdelenir. Hastalıkla ilgili belirtiler de çeşitli testlerle gözlemlenir. Tedavide ise, hasta, baskın doşalara göre dengesiz unsurların giderilmesi için bazı uygulamalara yönlendirilir. Örneğin; şifalı bitkiler kullandırılır, yemek düzeni sağlanması teşvik edilir, hayat tarzında değişiklik istenir, ruhsal sağlık için de psikolojik destek verilir. Ayurveda'daki bitki temelli tedaviler kök, yaprak, meyve, kabuk, kakule ve tarçın gibi tohumlardan elde edilir. Ayurveda'da kullanılan hayvansal ürünler arasında süt, kemik ve safra taşları bulunur. Buna ek olarak, yağlar hem tüketim hem de harici kullanım için reçete edilebilir. Kükürt, arsenik, kurşun, bakır sülfat ve altın da dahil olmak üzere bazı minerallerin tüketimi de öngörülmüştür. Bitki ilacına mineral eklenmesi “rasa shastra” olarak adlandırılır.


Ayurvedik Öneriler

Ayurvedik yaklaşımdan faydalanmak ve sağlığı korumak için uygulanabilecek bazı öneriler şunlardır;

  • Eşsiz zihin-beden türünüzü ve ondan türeyen spesifik ihtiyaçlarınızı belirleyin: Ayurveda sağlığa karşı kişiselleştirilmiş bir yaklaşımdır ve zihin-beden türünün bilinmesi; diyet, egzersiz, takviyeler ve yaşam biçiminizin diğer tüm yönleri hakkında en iyi seçimleri yapmanıza izin verir.
  • Besleyici bir diyet yapın: Sağlıklı bir beden ve zihin için besleyici gıdalar alın. İdeal beslenme, bilinçli olarak hazırlanan ve yenen çeşitli taze gıdaları tüketmektir. Dengeli bir diyet için her öğünde Ayurvedik tatlar alın. Bu tatlar; tatlı, tuzlu, ekşi, keskin ve acı içermelidir. Bu şekilde bedeninizde bütün gıda gruplarının ve besinlerin temsil edilmesini sağlarsınız. Ayrıca, vücudunuzu “gökkuşağının renkleriyle” doldurmak, uzun ve sağlıklı bir yaşamı teşvik eder. Mavi, mor, kırmızı, yeşil veya turuncu renkli gıdalar antioksidandır ve bağışıklık sistemini güçlendirir, sağlığı geliştiren birçok vitamin ve mineral içerirler.
  • Dinlendirici bir uyku alın: Ayurveda'ya göre uyku, insanlığın hemşiresidir. Uyku esnasında vücut kendini onarır ve canlandırır. Dinlendirici bir uyku eksikliği vücudun doğuştan gelen dengesini bozar, bağışıklık sistemini zayıflatır ve yaşlanmayı hızlandırır. İnsanlar genellikle her gece altı ila sekiz saat dinlendirici bir uykuya ihtiyaç duyarlar. Karanlık bir ortamda uyumanız zihin ve beden dengesi için en önemli faktörlerden biridir.
  • Doğayla uyum içinde yaşayın: Aslında ihtiyacınız olan şey, doğayla uyum içinde yaşamaktır. Dengedeyken doğal olarak yalnızca sağlığınızı ve besinleri arzularsınız; vücudunuzun doğal ritimleri ile uyum içinde hareket edersiniz, dinlendirici bir uyku çekersiniz, duygularınızı değerlendirirsiniz. Doğayla uyumsuzsanız abur cubur yemek istersiniz, uyku ve egzersizden kaçınırsınız, zorlayıcı davranışlara maruz kalırsınız.
  • Vücudunuzu dinleyin: Vücut sürekli rahatlık ve rahatsızlık sinyalleri verir. Vücudunuz fiziksel veya duygusal sıkıntı sinyali veriyorsa dikkat edin ve farklı bir tercih düşünün. Vücudunuz rahatlık sinyali gönderirse sorun yoktur. Zihin geçmişte ve gelecekte yaşarken, vücut şu an içinde bulunur ve hiçbir zaman kendinden şüphe etmez. Gerçeği bilir ve sizi en seçim doğrultusunda yönlendirir.
  • Sindirim sistemini güçlü tutun: Ayurveda'ya göre sağlıklı bir beden; beslenmeye, duygusal ve duyusal bilgileri tam olarak metabolize etme kabiliyetine bağlıdır. Agni (ısı) olarak bilinen sindirim enerjisi sağlam olduğunda sağlıklı dokular üretilir, atıklar verimli bir şekilde elimine edilir ve “oja” adı verilen ince bir öz üretilir. Ojalar, canlılığın kaynağı olarak görülür. Algı, fiziksel güç ve bağışıklığın temeli ojalardır. Agniniz zayıflarsa, sindirim yetersizdir ve zararlı artık birikimine neden olur.
  • Yemek yeme alışkanlıklarınızı gözden geçirin: Ayakta, televizyon veya bilgisayar karşısında ve araç kullanırken yemek yemeyin. Daima oturarak yemek yiyin. Yemeklerinizi yavaş yiyin. Midenizi tıka basa doldurmayın; yani doyuncaya kadar yemeyin. Çiğ yiyeceklerden ziyade pişmiş gıdaları tercih edin. Gün boyu zencefil yemeye çalışın, ılık su için.
  • Sevgiye önem verin: Hareketleriniz sevgiyle harekete geçirildiğinde daha az çaba sarf edersiniz; çünkü doğa sevginin enerjisiyle ayakta duruyor. İş, güç, para ya da övgülerin peşinde koşarsanız enerjinizi kaybedersiniz. Eylemleriniz sevgiyle harekete geçirildiğinde enerjiniz genişler ve birikir. Bu yüzden sevgiye yönelin.
  • Egzersiz ve meditasyon yapın: Duygusal ve fiziksel denge için egzersiz ve meditasyonu deneyin. Transandantal meditasyon tekniği, Ayurvedik yaşam tarzı için tavsiye edilen bir meditasyon yöntemidir.
  • Masaj yaptırın: Ayurvedik uygulamaların en önemlilerinden biri de çeşitli yağlarla yapılan masajlardır. Ayurveda uzmanı masörler, vücudunuza farklı duygular yaşatabilir!


Ayurveda Hakkında Kısa Bilgiler

  • Ayurveda, bilinen en eski sağlık koruma bilimidir.
  • Dünya Sağlık Örgütü’nün tamamlayıcı sağlık sistemleri arasında Ayurveda’da yer alır.
  • “Ayurveda” kelimesi, Sanskritçedeki “ayur” ve “veda” sözcüklerinin birleştirilmesi ile türetilen bir kelimedir. “Ayur”, ‘hayat’ ve ‘hayat ilkesi’; “veda” ise ‘bilgi’ anlamındadır. Ayurveda, “hayat bilgisi” veya “yaşam bilimi” anlamındadır.
  • Ayurvedik tedavi yöntemlerinde ilaç yoktur; sadece çeşitli şifalı bitkiler kullanılabilir. Ayurveda uzmanları hastalara, beslenme ve yaşam tarzları ile ilgili bazı yöntemler tavsiye ederler.
  • Modern tıp doktorları, Ayurveda gibi alternatif tıp yöntemlerini genellikle benimsemez. Hatta bazı doktorlar Ayurveda’yı alternatif tıp yöntemi olarak da görmez.
  • Hipokrat başta olmak üzere pek çok batılı tıp uzmanının Ayurvedik tıptan faydalandığı belirtiliyor.
  • Geleneksel Ayurvedik tıp formülleri ve yöntemlerini içeren 100’ün üzerinde kitap bulunuyor.
  • Ayurveda, günümüzde Hindistan başta olmak üzere Sri Lanka ve Nepal’da yaygın olarak kullanılıyor. Tibet ve Çin’deki tıp uygulamalarında da Ayurveda’nın izleri vardır.
  • Bazı kaynaklara göre Hindistan’daki insanların yaklaşık yüzde 80’i Ayurvedik tıp uygulamalarını ve yöntemlerini kullanıyor.
  • Hindistan’da Ayurvedik tıp alanında yaklaşık 200 eğitim merkezi bulunuyor.
  • Nepal’de Ayurveda en prestijli tıp formudur. Halkın yüzde 75’i geleneksel Ayurvedik tıp yöntemlerini kullanıyor.
  • Sri Lanka’da Ayurveda’yı canlandırmak için 1980 yılında bir Tıp Bakanlığı kuruldu. Ülkede üniversitelerin tıp fakültelerinde de Ayurveda bölümleri bulunuyor. Sri Lanka’da 60’dan fazla Ayurveda hastanesi, 200’ün üzerinde Ayurveda dispanseri bulunuyor.
  • Türkiye’de Ayurveda yöntemleri yaygın değil. Bazı kesimler tarafından sınırlı olarak kullanılıyor.

Yorumunuzu Paylaşın