Makaleler

Düalizm ve Duoteizm Nedir?

Yazar: Uğur Eskier

Düalizm, duoteizm gibi “ikici” görüşlerin bir arada toplandığı felsefi görüşler silsilesidir. Her varlığı, “ikilik” temelinde irdeler.

Düalizm ve Duoteizm Nedir?

Düalizm, duoteizm ile eşanlamlı olarak kullanılabiliyor. Biteizm, diteizm ve duotizm olarak da biliniyor. Genel olarak iki karşıt tanrı veya ilahi varlığa işaret eden bir öğretiler zinciridir. Tektanrıcı ve çoktanrıcı öğretilere karşı ortaya çıkmış “ikitanrıcı” inançların genel bir adıdır. “İkicilik” anlamında da kullanılır. Din ve felsefe biliminde çeşitli öğretileri tanımlarken kullanılır. Bu öğretilerde iki temel madde veya varlık bulunur. Bu madde veya varlıklar genellikle birbirine zıttır. Dünya (insanlık) ve öte dünya (tanrılık) ayrımını ileri süren dinsel ikicilik, düalizm ve duoteizmin temelini oluşturuyor. Madde ve ruhun ebebi olarak bir arada var olduğunu kabul eden kozmogonik bir sistemdir.

Duoteizm, genellikle düalizm ile aynı anlamda kullanılıyor. “İkitanrıcılık” anlamındadır. Kısaca “iki tanrı olduğu” inancıdır. Birbirleriyle uyum içinde olan iki farklı tanrının varlığı temelinde ortaya çıkmıştır. Başka bir ifadeyle; “tek bir tanrısal bütünü” uyum içinde kullanan iki farklı ilahi varlığa inanmaktır. Birbiriyle uyum içinde olan iki kozmik çift olarak da tanımlanır. Tanrı ve tanrıça, baba ve ana, hanım ve efendi gibi tanrı inançları örnek olarak verilebilir. Neopaganizm gibi pagan inançları, modern teolojik akımlarda görülen duoteistik bir inanç türüdür.

Düalizm ve duoteizm, Latince “iki” anlamındaki “duo” sözcüğünden türetilen kelimelerdir. “İkitanrıcı” veya “ikici” inanışları ifade eden sözcüklerdir. Farklı kelimeler olarak görünse de aynı temeldeki inançları temsil eden bu iki felsefi görüş, genellikle “düalizm” olarak biliniyor. Makalemizde “ikitanrıcı” ve “ikici” inançları -genel kabul görmüş ismiyle- “düalizm” temelinde mercek altına aldık!


Nasıl Ortaya Çıktı?

Düalist ve duoteist yaklaşımların, M.Ö. 400’lü yıllarda ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Klazomenai (Günümüzdeki İzmir Urla) kentinde M.Ö. 500-428 yılları arasında yaşayan antik Yunan düşünürü Anaksagoras, ilk “ikici” öğretilerin savunucusudur. Varlığın köklerini “tohum” olarak adlandıran Sokrates öncesi düşünürlerden Anaksagoras, kendi kendine hareket eden tohumları “ayrı bir hareket ettirici neden” olması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu nedenin de nous, yani ruh ve akıl olduğunu savunan Yunan düşünür, tohumların birbirleriyle karışması ve birbirlerinden ayrılmasına neden olan hareket ettirici kuvvetin ruh ve akıl olduğunu söylemiştir. Hiçten hiçbir şeyin meydana gelmeyeceğini; hiçbir şeyin de hiçliğe gitmeyeceğini düşünen Anaksagoras’a göre, mutlak anlamda bir var oluş ve yok oluş yoktur. Anaksagoras, nous yapısının, “yaratan ve yaratılanın birbirine indirgenemeyen” bir ikilik meydana getirdiğini öne sürmüştür.

Düalizmin ilk önemli argümanı Thomas Hobbes'ın (1588-1679) insanlık konusundaki materyalist eleştirisinde ortaya çıkmıştır. Hobbes, tüm insan tecrübesinin beden içerisinde bulunan biyolojik süreçlerden geldiğini iddia eder. Hobbes'e cevaben, Fransız filozofu René Descartes (1596-1650), birbirleriyle etkileşime giren bölünebilir, mekanik bir beden ile bölünemez, maddi olmayan zihin olduğunu belirten bir düalizm modeli geliştirdi. Descartes, en önemli düalizm savunucularından biridir.

Yakın tarihteki düalizm savunucularından Avustralyalı filozof David Chalmers, doğalcı ikilikçilik ve indirgemecilik ile nesnel ve öznel deneyim arasında açıklayıcı bir boşluğun var olduğunu savunmuştur. Avustralya filozofu Frank Jackson, iki tür düalizm olduğunu ileri sürer. Birincisi gerçek, ikincisi de maddesel olmayan biçim olduğunu varsayan madde ikiliğidir.

“İkitanrıcı” veya “ikici” yaklaşımlar, birçok filozof ve düşünürün iddiaları ile günümüze kadar çok farklı inanç sistemlerinin temelini oluşturmuştur. Bu sebeple yüz yıllar öncesinden günümüze kadar gelen “tanrının varlığı, birliği, ikiliği ve çokluğu” gibi farklı yaklaşımlarda duoteist ve düalist görüşlerin büyük etkisi olmuştur.

Düalizm ve duoteizm; tekçilik veya bircilik ve çokluk felsefelerinin karşıtı kavramlardır. “İkilik” görüşleri, sadece tanrı temelinde gelişmemiştir. Felsefik akımlar ve düşünürlerin farklı yaklaşımları, dinsel anlamdaki “ikici” kavramları sosyal, kültürel ve soyut kavramlara uyarlamışlardır. Tanrı ve tanrıça, güçlüler ve güçsüzler, iyiler ve kötüler, aydınlık ve karanlık, dişi ve erkek, ruh ve madde, ateş ve su, dünya ve ahiret gibi karşıt kavramlar, duoteizm veya düalizm penceresinden değerlendirilmiştir. 

Eski Mısır mitolojilerinde geçen iyilik ve kötülük tanrıları, Sümerlerdeki yer ve gök tanrıları, eski Çin’de, Hindistan’da ve İran’daki karanlık ve aydınlık ilkeleri duoteizmin “ikilik” doktrinindeki karşıt olgulardır. Çin’deki “yin-yang”, Hint teolojik öğretilerindeki “tamus - satva”, Zerdüştlükteki “ahura mazda - angra mainyu” tasavvurları; iyi ve kötü, aydınlık ve karanlık, dişi ve erkek gibi karşılıkların tezahürü olarak görülüyor. Bir başka ifadeyle, düalizm ve duoteizm; yaratan ve yaratılan, dünya ve öteki dünya, ruh ve madde gibi tezat kavramları açıklayan bir perspektiftir.

Uzayda ve dünyada yer dolduran, ağırlığı ve kütlesi olan, parçalanabilen, duyularla algılanabilen her türlü nesneye “özdek” adı veriliyor. Bu bakımdan “ikici” görüşler, evrenin özdeksel birliğini yadsıyan bir görüş olarak değerlendiriliyor. Özdeksel yapının karşısında ruhsal yapı olduğunu kabul ediyor. Varlığı hem madde hem idea (görünenin arkasındaki öz) olarak kabul eden ikici görüşler, idealizm ve materyalizm arasında bir sentez oluşturma çabasıdır. Descartes, varlığın özünde iki cevher bulunduğunu; bunların madde ve idea olduğunu ileri sürmüştür. Bu iki cevheri ayırmak imkânsızdır. Bu yaklaşımların dışındaki görüşler de tek bir cevherle açıklanan tekçilik veya monizmdir.

Düalizm Çeşitleri

Düalist bir bakış açısı, evrendeki bütün gerçeklerin birbirlerine indirgenemeyen “ikiliklerde” toplandığını ileri sürmüştür. Bu temelde birçok düalizm çeşidi ortaya çıkmıştır. Siyasetten fiziğe, metafizikten zihinsel olgulara kadar birçok düalizm örneği ortaya atılmıştır. Bunlardan bazılarına göz atalım:

Felsefi Düalizm: Varlık sorununa cevap arar. Varlığın, madde ve düşünce olmak üzere çift olduğunu savunur. İkici felsefeler, birbirinden farklı kökten iki ilke arasındaki geçiş ve ilişki meselelerini irdeler. Mutlak ikicilik, çözülmesi imkânsız çelişkileri barındırır; bu nedenle iki ilke arasında ilişki olduğu inkâr edilir. İkici görüşler, psikolojik ve ahlâki anlamda doğru yargı için bu inkârdan kaçınır.

Ahlak Düalizmi: Ahlak düalizmi, teolojik inanç olarak ortaya çıktı. İyi ile kötü arasındaki çatışmadır. Ahlakın ne olabileceğine dair herhangi bir yorumun aksine iki ahlaki karşıtlığın olduğunu kabul eder. Tek tanrı ilkelerinin yokluğunu ileri sürmez.

Duoteizm, Biteizm ve Diteizm: Düalizm örnekleri olarak diğer düalizm çeşitlerinden ayrılan akımlardır. Ditheism, ahlaki düalizm olarak da biliniyor; ancak eşdeğer olarak görülmüyor. Ahlaki düalizm, mutlaka teizm anlamına gelmezken, diteizm en az iki tanrı anlamına gelir. Biteistik ve duotestik teolojilere Neopagan Wicca örnek olarak verilebilir. Wicca'da dualizm, bir tanrı ve bir tanrıçanın evreni yönetmede ikili bir ortaklık olduğu inancını savunur. Wicca ritüellerinde diteistik bir tema vardır.

Teistik Düalizm: Tanrı ile yaratılış ve tanrı ile evren arasındaki ilişkiyi ifade eder. Hıristiyanlığın ve Hinduizm'in bazı geleneklerinde görülen bir görüştür.

Ontolojik Düalizm: Alternatif bir düalizm çeşididir. İnsanların dünyayı algılama ve anlama eğilimlerinin anlamını irdeler. Buna göre, bir ağaç, onu çevreleyen her şeyden ayrı bir şey olarak algıladığı zaman “ikili” olur. Taoizm, klasik Hinduizm veya Zen Budizmi örnek olarak verilebilir.

Ruh Düalizmi: Bazı kültürlerde, insanların veya diğer varlıkların iki veya daha fazla ruhları olduğuna inanılır. Bu ruhlardan biri vücut işlevleri ile ilişkilidir; diğeri de bir ruh yolculuğu için vardır.

Siyasi Düalizm: Politikada ikilikçilik, yasama organı ile yürütme organı arasında güçlerin ayrılması anlamına gelir.


Düalizm ve Duoteizmle İlgili Kısa Bilgiler

  • Evrenin varoluşunu açıklamaya çalışan felsefelerin ilk öğe olarak düşündükleri varlığa “töz” adı veriliyor. Değişen şeylerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram olan töz, düalist ve duoteist inançlarda kabul görmüyor.
  • Düalizm, birbirine indirgemeyen iki farklı töz olduğunu savunur. Felsefi bir yaklaşım olarak bu yönüyle “tüm varlıkların tek bir tözden kaynaklandığı” iddiasını reddeder. Düalizm, tek veya ikiden fazla töz olduğu iddiasındaki tekçilik ve çokculuk yaklaşımlarına karşı olan görüşleri benimser.
  • “İkici” görüşler, ikici felsefelerin sorunlarına karşılık verememiştir. Bu sebeple çelişkilerle dolu görüşler olarak bilinmektedir.
  • Duotesit ve düalist düşünceler, idealist yani “düşünceci” olarak kabul edilir. İdealist ikiciler ve idealist birciler, “bir” olandan “çok” olana veya “çok” olandan “bir” olana nasıl geçildiği konusunda açıklama yapamamıştır.
  • “İdealist birci” olarak kabul edilen Hegel, “karşıtların özdeşliği” varsayımını ortaya atarak ikici felsefenin sorunlarını çözdüğünü ileri sürmüştür.
  • İngiliz gökbilimci James Jeans, fizik düalizmi örneği olarak dalga fiziğini “ruhsal”, parçacık fiziğini “özdeksel” olarak nitelendirir. Jeans’a göre, dalga fiziği bilgileri, parçacık fiziği de nesneleri verir.

Yorumunuzu Paylaşın