Makaleler

Rıfat Ilgaz’ın Hayatı ve Eserleri

Yazar: Ali Külek
Rıfat Ilgaz’ın Hayatı ve Eserleri

Türk edebiyatında farklı türlerde yazıları ile önemli bir yer tutmayı başaran Rıfat Ilgaz, hayatı boyunca toplumcu çizgide yer alır ve toplumdan gelen biri olduğunu her fırsatta vurgulayarak yazılarında toplumcu konuları işlerdi. Yaşadığı dönemdeki birçok yazar gibi Rıfat Ilgaz da yazıları yüzünden yönetimin tepkisine maruz kalarak hapis cezası aldı. Bu yazımızda, Rıfat Ilgaz’ın hayatı, eserleri ve edebi kişiliği hakkında bilgi vereceğiz.

Rıfat Ilgaz’ın Hayatı

Nüfus kayıtlarına bakıldığında Rıfat Ilgaz’ın 7 Mayıs 1911 tarihinde doğduğu yazılıdır. Ancak doğum tarihinin doğruluğu kesin değildir. Rıfat Ilgaz, annesinin tabiri ile “derin kar”da dünyaya gelir. Annesinin belirttiği dönem 1910 yılının şubat ayına denk gelmektedir. Rıfat Ilgaz, yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Kastamonu’ya bağlı olan Cide İlçesinde doğdu. Üniversite okumak isteyen Rıfat Ilgaz’ın hayalleri babasının ölümü dolayısıyla sona ermek zorundaydı. Ortaokuldan sonra Kastamonu Muallim Mektebine devam eden Rıfat Ilgaz, mezuniyetinden sonra Gerede ve Akçakoca’da ilkokul öğrencilerine öğretmenlik yapmaya başlar. 1932 senesinde kızı Gönül aileye katılır. Rıfat Ilgaz, 1933 yılında askere çağırılana kadar mesleğine başöğretmen olarak Gümüşova’da devam eder. 1936 senesinde Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünde Edebiyat bölümüne girerek 1938’de mezun olur. Rıfat Ilgaz, öğretmen olarak atandığı Adapazarı’ndan yakalandığı verem yüzünden ayrılmak zorunda kalır ve İstanbul Yakacık Sanatoryumunda tedavi görmeye başlar. İstanbul’a taşındıktan sonra bir yandan Karagümrük Ortaokulunda Türkçe öğretmenliği yaparken diğer yandan Felsefe bölümünde eğitim görüyordu. Rıfat Ilgaz’ın bu dönemleri II. Dünya Savaşı’nın olduğu dönemlere denk gelir. 1943 senesinde Karagümrük Ortaokulunda bir meslektaşı ile kavga ettiği için Nişantaşı’na sürülür. Rıfat Ilgaz, 1943 senesinde Ağabeyinin yaşadığı Tosya’da meydana gelen deprem sebebiyle abisinin yanına gider. Tosya’daki izlenimlerini daha sonra gazetede yazacaktır. Ayrıca Tosya ile ilgili olarak “Tosya Zelzelesi” adlı şiirini kaleme alır.

1944 senesinin ocak ayında yayınladığı Sınıf adlı şiir kitabi yüzünden yönetimin tepkisi çeken ve kitapları toplatılan Rıfat Ilgaz, bir süre saklandıktan sonra 24 Mayıs 1944 tarihinde kendi isteğiyle teslim olur. 6 aylık hapishane cezasından sonra öğretmenlikten ve öğrencilikten men edilir. Rıfat Ilgaz, sağlık durumu yeniden bozulunca Heybeliada Sanatoryumunda tedavi görmeye başlar. 1946 senesinde öğretmenlik mesleğine geri dönse de bu durum çok kısa sürer. 1947 senesinden sonra hem öğretmenlik yapma hakkını hem de sanatoryumda tedavi görme hakkını kaybeder.

Rıfat Ilgaz, hayatını öğretmenlik mesleği dışında dergi ve gazetecilik ile kazanıyordu. 1953 senesinde yayınladığı Devam adlı kitabi toplatılan ikinci eseri olur ve Rıfat Ilgaz hakkında soruşturma başlatılır. Sürgün edilmesine karar verilen yazar, 1960 askeri darbesi ile sürgün edilmekten kurtulur.

Dolmuş dergisinde bir hikaye dizisi olarak çıkan “Hababam Sınıfı” adlı eseri, yoğun bir ilgi ile karşılaştı. Rıfat Ilgaz, 1966 senesinde Hababam Sınıfı adlı eserini oyunlaştırır ve bu eser ilk olarak Ulvi Uraz Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenir. Çok beğenilen oyun 1969 senesinde İstanbul Tiyatrosunda sahne alır. Ayrıca Rıfat Ilgaz’ın “Çatal Matal Kaç Çatal” adlı oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda sahnelenir.

Rıfat Ilgaz’ın 1971 senesinde bir kızı daha dünyaya gelir ve ailenin yeni ferdinin adı Defne olur. Bu sene içerisinde Rıfat Ilgaz’a Basın Şeref Kartı verilir. Rıfat Ilgaz, aynı sene içerisinde Sınıf Yayınlarını kurarak kendi eserlerinin basımını yapar. Çok büyük beğeni toplayan Hababam Sınıfı adlı romanı filme uyarlanmak istenir. Ancak ilk film senaryosu sansür yasağından geçemez. Umur Bugay’ın yeniden senaryo haline getirdiği eser, sansür yasağına takılmadan film olarak çekilmeye başlanır. Filmin yönetmenliğini Ertem Eğilmez yapar. Rıfat Ilgaz, Umur Bugay’ın senaryosundan hoşnut değildir. Çünkü yeni senaryoda Rıfat Ilgaz’ın esere kattığı toplumsal eleştirilerin hiçbiri yoktur. Eser tamamen sade bir hale getirilerek düz bir komedi metni halini almıştır. Rıfat Ilgaz, bu durumu şu sözlerle ifade eder:

“Onlar, Hababam Sınıfı'nın özüne saygı gösterilerek çevrilmiş filmler değildi. İçeriği bakımından, tezi bakımından aykırı. Ben eğitimi eleştiririm. Kopyacılığı, ezberciliği…”

Her şeye rağmen Hababam Sınıfı filmi büyük başarı gösterdi ve devam filmleri çekildi. 

1974 senesinde emekliliğe ayrılan Rıfat Ilgaz, doğduğu şehir olan Cide’ye yerleşir. Ancak burada da onu rahatsız eden kişiler çıkar. Sürekli tehdit edilen Rıfat Ilgaz’ın yaşadığı evin karşısına Rıfat Ilgaz evden çıkarılmazsa evin taranacağına dair not bırakılır. Rıfat Ilgaz, Yıldız Karayel adlı romanını yazdığı 28 Mayıs 1981 gecesi gözaltına alınarak gözleri bağlı , elleri zincire vurulmuş bir şekilde Kastamonu’daki Et Balık Kurumu mezbahasından hapishaneye dönüştürülmüş olan binaya kadar yürütülür ve buraya kapatılır. Rıfat Ilgaz, hastalığını öne sürerek doktor kontrolünden geçmek ister. Doktor, Rıfat Ilgaz’ın hasta olduğuna dair onay verdiği için Rıfat Ilgaz, jandarma tarafından Ballıdağ Sanatoryumuna teslim edilir.  Rıfat Ilgaz’ın gözaltına alınması için geçerli bir sebep olmadığı için yazar sorgudan sonra serbest kalır. Kastamonu’da yaşayamayacağına karar veren Rıfat Ilgaz, İstanbul’da yaşayan oğlu Aydın Ilgaz’ın yanına yerleşir.

Yazılarına şiir ve öykü ağırlıklı olarak devam eden Rıfat Ilgaz’a devlet bakanlığı tarafından Kültür Bakanlığı plaketi verilir. Sivas Madımak olayında yakın dostu Asım Bezirci ve birçok kişinin katledildiği haberini alan yazar olaydan 5 gün sonra takvimler 7 Temmuz 1993’ü gösterirken evinde hayata gözlerini yumar. Rıfat Ilgaz, Zincirlikuyu Mezarlığı’na, yakın dostu Asım Bezirci’nin yanına gömülür. Ölmeden önce yazdığı şiiri Rıfat Ilgaz’ın hayat anlayışını, hayata bakışını bizlere gösteren en güzel örneklerdendir.

“Elim eline değsin

Isıtayım üşüdüyse

Boşa gitmesin son sıcaklığım.”

Rıfat Ilgaz’ın Edebi Kişiliği

Rıfat Ilgaz, 1926 yılında henüz 15 yaşında genç bir delikanlıyken edebiyat dünyasına giriş yapar. Doğduğu ve büyüdüğü şehir olan Kastamonu’nun “Nazikter” gazetesinde yayınlanan “Sevgilimin Mezarında” adlı ilk şiirinde Mehmet Rıfat imzasını kullanır ve gençlik dönemlerinde Mehmet Rıfat imzası ile yazmaya devam eder. Genç yaşta başarı gösteren Rıfat Ilgaz, o sıralar Kastamonu’dan geçen Faruk Nafiz Çamlıbel’in dikkatini ve ilgisini çekmeyi başarır.  Gençlik dönemlerinde yazdığı ve bireysel konuları işlediği şiirleri Varlık, Oluş gibi dergilerde yayınlanır.  Rıfat Ilgaz, bu dönemde yazdığı şiirlerini daha sonra çıkaracağı şiir kitaplarında yer vermez. Rıfat Ilgaz, birçok genç şair ve yazara yön veren Nazım Hikmet ile birlikte çalışma imkanı bulur. Nazım Hikmet’in Bursa Hapishanesinden yolladığı şiirleri “İbrahim Sadri” takma adı ile yayınlanmasına yardım eder. Nazım Hikmet, Rıfat Ilgaz’ı en beğendiği genç şairlerin içinde saymaktadır.

Rıfat Ilgaz’ın şiir anlayışı, II. Dünya Savaşı zamanlarında öğretmenlik yaparken toplumcu bir çizgiye yönelir. Kendi yaşadıkları ve çevresinde yaşananlar Rıfat Ilgaz’ı toplumcu anlayışa iter. Halktan gelen biri olması ve halkın çektiği sıkıntıları çekiyor oluşu bu durumu anlatma isteğini kamçılar. Bu durumun ilk meyvesi çevresindeki insan hayatını anlattığı ilk şiir kitabı olan “Yarenlik” adlı eseridir. Şiirlerinde toplumu yansıtmaya çalışan yazar, birçok toplumsal konuya değinmeye çalışır. Eserlerinde toplumsal konuları işleyen Rıfat Ilgaz, konularına uygun olarak sade bir dil ve sade bir anlatımı tercih etmiştir. İkinci şiir kitabı olan Sınıf, hükümet tarafından toplatılır ve Rıfat Ilgaz’a 6 aylık hapis cezası verilir.  Hakkında arama emri çıkarılan Rıfat Ilgaz, rahatsızlığı sebebiyle çalıştığı okuldan izinlidir. Kısa bir süre polisten saklandıktan sonra teslim olmaya karar verir. Bu dönemde yaşadıklarını Karartma Geceleri adlı romanında işler. Karartma Geceleri adlı romanının arka planında II. Dünya Savaşı’nın izleri yoğun bir biçimde hissedilmektedir. Karartma Geceleri romanı beyaz perdeye uyarlanmış ve başrolünde Tarık Akan oynamıştır.

Rıfat Ilgaz, 1940-1950 yılları arasında dergicilik üzerinde yoğunlaşır. Rıfat Ilgaz, dergicilik ile uğraştığı bu dönemde hükümete ve İran Şah’ına hakaretten tekrar hapse girer. Ancak 1950 senesinde çıkan Af Kanunu ile tekrar özgürlüğüne kavuşur. Nazım Hikmet’in ana hatlarını oluşturup tohumlarını ektiği toplumcu edebiyat anlayışı önemli bir gelişme gösterir. Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Hasan İzzettin Dinamo gibi yazarlar toplumcu anlayışta başı çeken kişilerdi. Dergiciliğe devam eden Rıfat Ilgaz, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte siyasi mizah dergisi olan Markopaşa adlı dergiyi çıkarır. Derginin kapatılması üzerine Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa, Hür Markopaşa Yedi-Sekiz Paşa gibi farklı isimler ile mücadelelerine devam ederler. Bu dergiler, ülkenin durumu hakkında eleştirel yazılara yer veriyordu. Kısa sürede yoğun ilgi gören dergi, yüksek bir okuyucu kitlesine sahip oldu.

Rıfat Ilgaz, 1956 senesinde İlhan Selçuk tarafından çıkarılan Dolmuş adlı dergi için bir hikaye dizisi yazar. Rıfat Ilgaz, Hababam Sınıfı adlı hikaye dizisinde “Stepne” takma adını kullandığı için okuyucular arasında yazarın kim olduğuna dair tartışmalar baş gösterir. Çok büyük ilgi gören Hababam Sınıfı içerisindeki hikayeler, birçok insanın lise hayatında başından geçen olayları anlattığı için her okuyucu Hababam Sınıfı’nın yazarını kendi çevresinde arıyordu. Rıfat Ilgaz’a göre Hababam sınıfında geçen olaylar hem kendi öğrenim hayatından hem de birçok kişiden derlenmişti. Çünkü insanlar bir yerlerde herhangi bir şekilde bu anılarından bahsetmekteydi. Hababam Sınıfı, mizah yönünün yanı sıra toplumsal konular hakkında eleştirileri de içinde barındırıyordu. Çok büyük ilgi gören Hababam Sınıfı’nın hem tiyatro oyunu hem de sinema filmi yapıldı.

1970’li yıllar politik içerikli eserler yönünden oldukça zengin bir dönem oldu. Romanlarının çoğunu bu dönemde kaleme alan Rıfat Ilgaz, 12 Mart romanı denilen türde eserler yazmak yerine kitaplarında daha önceki dönemleri anlatan konulara yer verdi. Rıfat Ilgaz, romanlarında memleketi olan Kastamonu yaşamını kaleme alır. Füruzan, Oğuz Atay gibi modernist yazarların ortaya çıkmasına rağmen Rıfat Ilgaz, Toplumcu Gerçekçi çizgisinden vazgeçmedi.

Rıfat Ilgaz, öykülerinde mizah ağırlıklı bir yol izler. Ancak bu mizah sadece güldürme amaçlı değildir. Aksine toplumun yanlışlıklarını, çarpıklıklarını ve eksikliklerini işler. Bu eleştirileri yaparken mizahı başarılı bir biçimde kullanır. Hababam Sınıfı adlı eserinde eğitim sistemi hakkında; Sosyal Kadınlar Partisi adlı eserinde kentleşme ve toplumda kadının yeri ve önemi üzerinde eleştirilerde bulunur. Hayatı boyunca birçok esere imza atan yazar, yaşamının son zamanlarında çocuk kitaplarına ağırlık vererek çocuk edebiyatı türünün gelişmesine büyük katkılarda bulundu.

Rıfat Ilgaz’ın Eserleri

Şiir kitapları

  • Yarenlik (1943)
  • Sınıf (1944)
  • Yaşadıkça (1947) Toplatıldı.
  • Devam (1953) Toplatıldı.
  • Üsküdar’da Sabah Oldu (1954)
  • Soluk Soluğa (1962)
  • Karakılçık (1969)
  • Uzak Değil (1971)
  • Güvercinim Uyur mu (1974)
  • Kulağımız Kirişte (1983)
  • Ocak Katırı Alagöz (1987)
  • Çocuk Bahçesi (1995)
  • Bütün Şiirleri (1983)
  • Bütün Şiirleri 1927-1991 (2004)

Romanları

  • Hababam Sınıfı (1957)
  •  Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959)
  • Halime Kaptan (1972)
  • Meşrutiyet Kırathanesi(1974)
  • Karartma Geceleri (1974)
  •  Sarı Yazma (1976)
  • Yıldız Karayel (1981)
  • Apartıman Çocukları (1984)
  • Hoca Nasrettin ve Çömezleri (1984)
  • Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (1987)

Öykü Kitapları

  • Radarın Anahtarı (1957)
  • Don Kişot İstanbul'da (1957)
  • Kesmeli Bunları (1962)
  • Nerde O Eski Usturalar (1962)
  • Saksağanın Kuyruğu (1962)
  • Şevket Ustanın Kedisi (1965)
  • Garibin Horozu (1969)
  • Altın Ekicisi (1972)
  • Palavra (1972) Önceden Don Kişot İstanbul'da adıyla yayınlandı.
  • Tuh Sana (1972)
  • Çatal Matal Kaç Çatal (1972)
  • Bunadı Bu Adam (1972)
  • Keş (1972)
  • Al Atını (1972)
  • Hababam Sınıfı Uyanıyor (1972)
  • Hababam Sınıfı Baskında (1972)
  • Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1972)
  • Rüşvetin Alamancası (1982)
  • Sosyal Kadınlar Partisi (1983)
  • Çalış Osman Çiftlik Senin (1983)
  • Şeker Kutusu (1990)

Anı Kitapları

  • Yokuş Yukarı (1982)
  • Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986)
  • Dördüncü Bölük (1992)

Köşe Yazıları

  • Nerde Kalmıştık
  • Cart Curt

Çocuk Edebiyatı

  • Bacaksız Kamyon Sürücüsü
  • Bacaksız Okulda
  • Bacaksız Paralı Atlet
  • Bacaksız Tatil Köyünde
  • Bacaksız Sigara Kaçakcısı
  • Öksüz Civciv
  • Küçükçekmece Okyanusu
  • Cankurtaran Yılmaz
  • Kumdan Betona
  • Çocuk Bahçesi(Şiir)
Yorumlar
@begüm 2021-03-07 15:13:45

çok güzel anlatılmış ... Teşekkürler

Yorumunuzu Paylaşın