Makaleler

Lohusalık'ta Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri 2. Bölüm

Yazar: Çisem Soylu

Bu yazıdan lohusalık döneminde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin ikinci bölümüne ulaşabilirsiniz.

Lohusalık'ta Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri 2. Bölüm

Lohusalık dönemi doğumdan sonraki 6 haftayı kapsar. Bu da 42 güne denk gelir. Esasında kırkı çıkmak bebekle birlikte anne için de geçerli olan bir durumdur ve annenin lohusalık döneminden çıktığını ifade eder.

Lohusalığa giriş ile ilgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Lohusalık döneminde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konulu yazının ilk bölümüne de buradan ulaşabilirsiniz.

Şimdi kaldığımız yerden devam edip lohusalık döneminde sizi bekleyenler, yaşayabileceğiniz sorunlar ve bunlara uygun çözüm önerilerine göz atalım.

Tuvalete çıkarken zorluk çekmek

‘İki gün önce doğum yaptım ancak halâ büyük tuvaletimi yapamadım. Tuvalet ihtiyacım var ama bir türlü yapamıyorum. Bunu yaparken dikişlerim acır, canım yanar diye çok korkuyorum.’

Doğumdan sonra ilk kez büyük tuvalete çıkmak ( bağırsakları boşaltmak ) muhtemelen her yeni doğum yapmış annenin korkulu rüyası haline gelen bir durum. Bunu bir dönüm noktası olarak değerlendirebilirsiniz. Bu işi yapma süreciniz ne kadar uzar ve gecikirse bir o kadar gergin olmanız oldukça normal bir durumdur. Bununla birlikte doğum sonrası bağırsakların tarafında da işlerin normale dönmesini engelleyen birçok fiziksel faktör söz konusu olabilir. Bunların en başında boşaltıma yardımcı olmakta büyük önem taşıyan karın kasları doğum esnasında gerilmiş, kasılmış ve zorlanmış olduğu için bir miktar pörsümüş ve geçici olarak etkisiz hale gelmiş olabilir. Bununla birlikte bağırsakların kendisi de doğum esnasında biraz hırpalanmış ve tembelleşmiş olabilir. Bu da geçici bir süre ile işlevsizleşmiş olabileceği anlamına geliyor. Doğum sancılarıyla birlikte ishal olma durumu görünebilmektedir. Çoğu hastanede doğum öncesinde bağırsakların boşaltılması sağlanırken bazen ıkındığınızda bir miktar boşaltım da olabilmektedir. Bağırsakların durumunu işin fiziksel kısmı olarak ele alabiliriz ancak boşaltım yapmanıza en büyük engel işin psikolojik kısmıdır. Canınızın yanmasından korkmanız, bir gerçekliğe dayanmamasına rağmen tuvaletinizi yaparken dikişlerin açılacağından korkmanız, hemoroidinizin azacağından endişelenmeniz gibi sebepler bu işi geciktirebilmektedir. Tüm bu sebepler bir araya geldiğinde de bu süreç gittikçe gecikebilir ve çok daha zor bir hale gelebilir. Bu sebeple öncelikle rahat olmalı ve kendinizi gereksiz korkulardan uzaklaştırmalısınız.

Kabızlık

Doğum sonrasında kabızlık yaygın olarak görünen bir sorundur. Ne kadar yaygın olursa olsun kalıcı bir durum değildir ve bununla mücadele etme şansınız da vardır. Kabızlığı gidermek için alabileceğiniz bazı önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Lifli gıdalar tüketin: Eğer halâ hastanedeyseniz yemekleriniz hastane servisi tarafından sunulacaktır. Bu sebeple evinizdeki gibi seçme şansınız olmayabilir ancak eğer seçme şansınız varsa lifli yiyecekleri barındırın öğünler tercih edebilirsiniz ya da gelen yemekle mümkün olduğunca kepekli ekmekler ve taze sebze meyveler tüketebilirsiniz. Bununla ilgili seçenekleriniz çok geniş olmayacağı için eşinizden ya da bir yakınınızdan size lifli yiyecekler getirmesini isteyebilirsiniz. Basit takviyelerle lif tüketiminizi hastane ortamında da arttırabilirsiniz. Örneğin elma, armut, kuru üzüm, kuru yemişler ve farklı kuru meyveler, kepekli bisküvi, kepekli çörek vb. şeyler olabilir.

Eğer evdeyseniz işiniz çok daha kolay. Sadece düzenli ve dengeli beslenmeye özen göstermeniz gerekiyor. Bununla beraber bağırsaklarınızı tıkayan yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durmanızda fayda var. Doğumdan sonra ziyaretinize gelenlerin getirdiği şeker ve çikolatalar bir süre daha bekleyebilir.

Bol sıvı tüketin: Bol sıvı tüketerek hem vücudunuzun doğum sırasında kaybettiği suyu geri kazanabilir hem de hareketsizleşen bağırsaklarınızdaki dışkıyı yumuşatabilirsiniz. Sıvı tüketiminde önceliği her zaman suya vermelisiniz. Suyun yanında şeker ilave etmeden elma, erik ya da üzümle yapacağınız kompostoları da tüketebilirsiniz. Zaman zaman içine limon sıktığınız sıcak suyu da tüketebilirsiniz. Su içmekten sıkıldığınız anda içine koyacağınız birkaç yaprak taze nane kurtarıcı olacaktır.

Çiğnemeyi unutmayın: Tükettiğiniz her şeyi iyice çiğnedikten sonra yutmaya özen gösterin. Yeterince öğütmediğiniz yiyeceklerin bağırsaklarınızdan atılması da zor olacaktır.

Hareket edin: Vücudunuz ne kadar hareketsiz kalırsa bağırsaklarınızın da o kadar hareketsiz kalacağını unutmayın. Elbette doğumdan bir iki gün sonra yüksek kondisyon gerektiren sporları yapmaktan bahsetmiyoruz ancak hafif tempolu yürüyüşler çok işe yarayacaktır. Henüz dışarı çıkmaya hazır değilseniz bile ev içinde hareketli olarak bağırsak hareketlerinizi destekleyebilirsiniz.

Ikınmayın: Eğer dikişleriniz varsa ıkınmak bu dikişlerin açılmasına sebep olmaz ancak hemoroid oluşmasına ya da var olan hemoroidin azmasına sebep olabilir. Bu sebeple çok fazla ıkınmamaya özen gösterin. Eğer hemoroidiniz varsa doktorunuza danışarak sıcak suya oturabilir, bitkisel ürünlerle bakım yapabilir, bazı anestetik kremleri kullanabilirsiniz.

İlaç kullanımına dikkat edin: Bazı durumlarda yeni doğum yapan anne hastaneden taburcu edilirken doktorlar bir süre kullanması için bazı ilaçlar verebilmektedir. Bu ilaçlar dışkı yumuşatıcı özelliği taşır. Eğer doktorunuz böyle bir ilaç verdiyse düzenli ve dozunda kullanmaya özen gösterin.

İlk kez tuvalete çıktığınızda bu biraz zor olabilir ancak dışkı yumuşayıp düzene girdikçe her şey normale dönüyor olacak.

Aşırı Terleme

‘Geceleri ya da gün içinde uyurken terden sırılsıklam olmuş bir halde uyanıyorum.’

Bu çok sevilen bir durum değil ama oldukça normal. Yeni anne olan kadınlar genellikle çok fazla terler. Bu terlemenin birden fazla sebebi olabilir. Her şeyin başında elbette hormonlar geliyor. Hamilelik süreci bittiği için artık hamilelikte artan hormonlarınız azalıyor. Bu hormonların değişimi esnasında da vücut terleyerek tepki veriyor. Bir ikincisi ise terleme ile birlikte vücutta biriken suyun atılması. Tıpkı idrara çıkmak gibi terlemek de gebelik sırasında vücudunuzda biriken fazla sıvının atılmasına yardımcı oluyor. Bu terlemenin ne kadar süreceği konusunda net bir bilgi yoktur. Kimi kadınlar haftalarca azalmayan bir oranda terlemeye devam ederken kimi kadınlar bu süreci daha hızlı atlatabiliyorlar. Gündüzlere kıyasla geceleri daha sık terliyorsanız yatak ve yastıklarınızda koruyucu alezler kullanabilirsiniz. Yine yastığın üzerine sizi rahatsız etmeyecek kadar yumuşak ve ince bir havlu de serebilirsiniz.

Terleme konusunu dert etmenize gerek yok, bu süreçte dikkat etmeniz gereken tek şey yeterli sıvı almayı ihmal etmemek.

Ateş

‘Hastaneden çıkalı kısa bir süre oldu ama ateşim 38 derece civarında. Hastaneye mi gitsem, düşmesini mi beklesem bilemiyorum.’

Eğer doğumdan hemen sonra ateşinizde bir yükselme varsa ve kendinizi iyi hissetmiyorsanız doktorunuzla irtibata geçmenizde fayda var. Doğumun üçüncü ya da dördüncü gününde ateş yükselmesi bir lohusa enfeksiyonunun habercisi olabilir. Bununla birlikte doğumla hiç ilgilisi olmayan bir hastalıkta kaynaklanıyor da olabilir. Herhangi bir hastalıktan ziyade lohusalığın ilk günlerindeki heyecan ve yorgunluk da ateşe sebep olabilir. Bunun neden kaynaklandığını anlamak için yapılacak en doğru şey doktorunuza danışmaktır.

Lohusalıktaki ilk günlerde kısa süren ve hafif yükselen ( 38 derecenin altında ) ateş genellikle sütünüz gelirken göğüslerinizin şişmesiyle birlikte görülür. Bu normal bir durumdur ve endişelenmenize gerek yoktur. Ateşinizi sık sık kontrol edip 38 derecenin üzerine çıktığında mutlaka doktorunuzla irtibata geçmeniz gerekir. Ateşle birlikte rahatlıkla görülebilen soğuk algınlığı, grip vb. bir durum varsa da ateşin 38 derecenin üzerine çıkmasını beklemeden ihtiyaten doktorunuza danışmanızda fayda var. Bunlarla birlikte kusma, mide bulantısı gibi şikayetleriniz olması halinde de yapmanız gereken şey vakit kaybetmeden doktorunuza danışmak. Hamilelik öncesi dönemde bu sorunlar için doktora gitmeden dinlenme yolunu tercih ediyor olabilirsiniz ancak unutmayın ki artık bir annesiniz ve bir bebek besliyorsunuz. Bu sebeple yaşanabilecek herhangi bir sorunda bebeğinize zarar vermemek için daha temkinli olmalı ve kendinize her zamankinden iyi bakmalısınız.

Kaynaklar

Heidi E. Murkoff & Sharon Mazel - What to Expect When You're Expecting

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın