Makaleler

İcra Mahkemesi

Yazar: Alperen Zeyli

İcra mahkemeleri icra dairelerini denetler. Mahkemeler genel ve özel statülü olmak üzere ikiye ayrılır. İcra mahkemeleri bu özel yetkili mahkemelerdendir.

İcra Mahkemesi

İcra Mahkemesi İcra İflas Kanunu’nda düzenlenmiş olan hususlarla görevlidir. Fakat bu genel olarak söylenemez. Geçmiş makalemizden de hatırlayacağımız gibi icra dairesinin asli organları, icra mahkemesi, icra dairesi, Yargıtay ve bölge adliye mahkemesidir. Bunlardan en önemlileri ise icra mahkemesi ve icra dairesidir. İcra mahkemesiyle ilgili genel bir düzenleme, İcra İflas Kanunu 4. maddesinde yapılmıştır.

İcra İflas Kanunu madde 4- İcra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra mahkemesi hakimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra mahkemesinin birden fazla dairesi kurulabilir. Bu durumda icra mahkemesi daireleri numaralandırılır. İcra mahkemesinin birden fazla dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Her icra mahkemesi hakimi, kendisine Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik şikayetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idari işlerine bakar.

İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikayet ve itirazların icra mahkemesi o mahkemenin hakimidir.

Bu madde dört şeyden bahseder:

1- Kendisine bağlanan icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı şikayetleri inceler.

2- İtirazları inceler.

3- İdare olarak inceler ve denetleme yapar.

4- Gözetim ve denetim yapar.

İkinci fıkrada bahsedilen ise bir yerde icra dairesi yoksa o yerde takip sulh hukuk mahkemesinin kaleminde başlatılır. Bir yerde icra mahkemesi, yoksa icra mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi bakar ama bir yerde icra dairesi yoksa haliyle asliye hukuk mahkemesi de icra mahkemesi de olmayacaktır. O yerde başlatılmak istenen takip sulh hukuk mahkemesinin kaleminde başlatılabilir ve icra mahkemesi hakimi olarak da görev yapacak olan sulh hukuk hakimidir.

İdari işlem olarak icra mahkemesi, 10. maddede belirtilen yasak çerçevesinde icra memuru, kendi işinin takibi için ödeme emri düzenleyemez. İcra mahkemesinden yerine başka memurun bakmasını istemelidir. Bu durumda icra mahkemesi, idari bir işlem yapmış olur.

İcra İflas Kanunu madde 13- İcra ve iflas daireleri, 4 üncü maddedeki esaslara göre icra mahkemesi hakiminin daimi gözetimi ve denetimi altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet müfettişleri vasıtası ile denetime tabi tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.

İcra ve iflas memur ve yardımcılarının disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerinden dolayı, haklarında Devlet Memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır.

Bu maddede ise icra ve iflas dairelerinin, disiplin açısından denetlenmesini ele alınmıştır.

İcra mahkemesinin idari işleri dışında danışmanlık işi de vardır, yani görüş bildirme.

İcra İflas Kanunu madde 121/1- Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi yukarıdaki maddelerde gösterilmeyen başka nevi malların satılması lazım gelirse icra memuru satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden sorar.

Bu maddede bahsedilen satış konusu bir taşınır, taşınmaz mal veya para ise değildir. Bir intifa hakkı gibi haczedildiğinde nasıl satılacağı hususu kanunda belirtilmemiş olan değerlerdir. Bu tarz değerler için hakimden görüş bildirmesi istenir.

İcra mahkemesinin idari ve danışmanlık işleri dışında bir de yargı işleri vardır. İcra mahkemesinin adı eskiden mahkeme de değildi icra tetkik merciiydi. Tabii burada yine hakimler çalışmaktadır. Eskiden adının mahkeme bile olmamasının sebebi, icra mahkemesinde çok az sayıda dava görülmesidir. İcra mahkemesinde;

  • İstihkak davası,
  • İcra İflas Kanunu madde 89/4- Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.
  • İstihkak davasına karşı dava olarak tasarrufun iptali davası açılırsa,

Bu davalar icra mahkemesinde görülür. Bu davalar dışında kalanlar ise şikayet ve diğer yollardır. İcra mahkemesi yargılama faaliyeti kapsamında icra iflas suçları için de karar verir. İcra mahkemesi bu sırada ceza mahkemesi sıfatıyla karar verir.

İcra mahkemesinin yargısal faaliyetlerinden bahsederken bazı durumların bilinmesi gerekir. İtirazın kesin kaldırılması için gidilmesi gereken yer icra mahkemesidir. İtirazın geçici kaldırılması için de şikayet için de gidilmesi gereken yer yine icra mahkemesidir. Şikayete örnek olarak, haciz yanlış kişinin evinde yapıldıysa bundan dolayı ortaya bir zarar çıkar. Bu durum karşısında devlete dava açılır, zarar tazmin edilir ve birde o işlemin iptali gerekir. Başka bir örnek olarak, icra memuru açık artırmada haczettiği malları kendine satarsa bu durum da şikayete tabidir. Haciz sırasında haczedilemez mallar, haciz edildiğinden yine şikayet edilebilir. Örnek olarak haczedilemez mallardan olan seccade haczedildiğinde şikayet yoluna gidilebilir. Fakat bu durumda ortaya maddi olarak bir zarar çıkmayacağı için maddi tazminat durumu da söz konusu olmaz. Eğer icra müdürü, hasta bir kişinin oksijen tüpünü haczetmişse bu yine haczedilemez mallardandır ama bu sefer meydana bir zarar gelmiştir. Bu durumda bu zararın tazmin edilmesi gerekir.

Yargıtay’a göre, ihalenin feshi de davadır ve üstelik verilen karar da kesin hüküm teşkil eder.

İstihkak ise kanunu, Yargıtay ve doktrin bakımından dava olarak görülmektedir. Fakat bazı hukuk profesörlerine göre, bu durum şüphelidir. Hacze gidildiğinde başka birinin malı, borçludaysa ve o haczedildiyse üçüncü kişi kendi malını almak için 7 gün içerisinde icra mahkemesinde istihkak davası açmalıdır. Eğer 7 gün içerisinde istihkak davası açılmışsa bu iddiasından vazgeçmiş sayılır. İstihkak davasının görüleceği üç temel alan vardır; bunlar eşya hukuku, miras hukuku ve icradır. Eşya ve miras hukukundaki istihkak davaları süreye bağlı değildir. İstihkak davaları, mülkiyet ya da ayni hak temelli oldukları için süreye bağlı davalar değillerdir. Fakat icra hukukundaki istihkak davası süreye bağlıdır. Bu yüzden icra hukukundaki istihkak iddiası özelliği konusunda soru işareti oluşturur. Fakat kanun, bunun dava olduğunu belirtmiştir ve bu davalarda her türlü delille inceleme yapılabilir ve verilen kararda kesin hükümdür denebilir.

İcra Mahkemesinde Yargılamanın Özellikleri

İcra mahkemesi kıymet takdiri yapabilir. Örnek olarak bir taşınmaz mal haczedildiğinde bu taşınmazın bir değeri vardır ve bu değer bilirkişi tarafından belirlenir. Borçlu, bilirkişinin yaptığı kıymet takdirinin yanlış olduğunu düşünüyorsa, icra mahkemesine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içerisinde kıymet takdirine karşı şikayet yoluna başvurabilir.

İcra mahkemesinde görülen işler;

İvedi, yani en çabuk görülen işlerdendir. Buradan yola çıkarak icra dairelerinin ve icra mahkemelerinin de adli tatilde çalıştıkları anlaşılır. Aynı zamanda, ivedi işlerle ilgili yargılamalarda basit yargılama usulü geçerlidir.

İcra mahkemesine başvuru;

İcra mahkemesine başvuru sözlü veya yazılı olabilir. Bazen başvurunun dilekçeyle yapılması zorunlu olan durumlar da olabilir. Mesela, kanunun belirlemesine göre, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takip dilekçe ile yapılmalıdır veya kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla takipte borca itiraz edilirken dilekçeyle itiraz yapılması gerekir.

İcra mahkemesinde duruşmanın gösterdiği özellik

Klasik anlamda üçe ayrılır. İcra İflas Kanunu madde 153'e bakıldığında ipoteğin terkini ile ilgili icra mahkemesine başvurulur. İcra dairesi, icra mahkemesine dosyayı sevk eder. Mahkeme ipoteğin terkinine ilişkin talebe dosya üzerinden karar verir. Kanun böyle belirttiği için kim isterse istesin, duruşma olmaz. Bazen de dosya üzerinden değil, mutlaka duruşma yapılarak karar verilmesi gerekir.

İcra İflas Kanunu madde 70- İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.

İtirazın kaldırılması talebi ve tarafların çağrılması duruşma olacağının göstergesidir.

İcra İflas Kanunu madde 169/a/1- İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir.

Bu maddede de görüldüğü gibi bazı durumlarda duruşma yapma zorunluluğu vardır. Bazı durumlar için de madde belirtmese bile, Yargıtay'ın kararlarına göre, duruşma yapılması gerekir. Örnek olarak istihkak davalarında ilgili madde duruşma zorunluluğu belirtmemiştir ama Yargıtay bu davanın duruşmalı olmadan olmayacağını belirtir.

İhalenin feshi ile ilgili sebeplerde de mutlaka taraflar duruşmaya davet edilmek zorundadır.

Ekstra olarak duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış durumlar da vardır. Bu durumun en tipik örneği 18. maddedir.

İcra İflas Kanunu madde 18- İcra mahkemesine arz edilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır.

Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi icra mahkemesine ifade zapt ettirmek suretiyle de olur.

Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan işlerde icra mahkemesi, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını verir. Duruşmalar, ancak zorunluluk halinde ve otuz günü geçmemek üzere ertelenebilir.

Duruşma yapılması zorunlu bir durum olduğunda, taraflar duruşmaya gelmezlerse dosyanın işlemden kaldırılması söz konusu olur. Fakat duruşma yapılması, hakimin takdirine bağlıysa ve duruşma yapılmasını istemişse, tarafların duruşmaya gelmemeleri durumunda hakim yine karar verir. Bu durumda hakim dosya üzerinden karar verecektir.

İcra mahkemesinin vermiş olduğu karalar kesin hüküm oluşturmazlar. İcra mahkemesinin vermiş olduğu karalara rağmen genel mahkemede, icra mahkemesinin kararları tartışılabilir.

İcra mahkemelerine başvurulan ve görülen konuların birçoğu dava sıfatını taşımaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 119 dava dilekçesinin unsurların bahseder. Yargıtay’a göre, icra mahkemesine yapılan dava niteliği olmayan başvurularda Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 119’daki unsurların bazıları eksik olsa da başvuru kabul edilecektir. Yani icra mahkemesi tamamlanabilecek nitelikte olan bilgilerin eksikliğinde, bunların tamamlanması için dilekçeyi geri vermeyecektir.

İcra mahkemesinin her husus için yetkisi kesindir. Yetkisiz icra mahkemesine başvuru yapıldığında mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi gerekir. Yetki kamu düzenine ilişkindir. İcra mahkemesi kesin yetkili olduğu için taraflar talep etmese bile mahkeme kendiliğinden dikkate alır.

İcra mahkemelerinde görülen faaliyetler yargısal faaliyetlerdir. Dolayısıyla avukatlar da vekalet ücreti alırlar, vekalet ücretine de icra mahkemesi kendiliğinden hükmedecektir. İcra mahkemesi taraflar vekalet ücreti hususunda anlaşmamış olsalar bile kendiliğinden buna hükmedecektir. Avukat icra takibinde bulunurken takip dilekçesine vekalet ücretinin de istendiğini belirtmesi gerekir.

Kanuna göre icra mahkemesinde sulh de yapılabilir ama icra mahkemesinde kabul mümkün değildir. İcra mahkemelerinde kural olarak feri müdahale söz konusu olmaz. Fakat yargılamanın özelliği gereği tedbir kararı alınabilir. İcra mahkemesinde istisnai de olsa bekletici mesele yapılabilir.

İcra mahkemelerinde tazyik ve disiplin hapisleriyle ilgili kararlar verilebilir. İcra mahkemesi sadece hukuk mahkemesi olarak çalışmaz, icra ceza mahkemesi olarak da çalışır. Örneğin ödeme emrindeki mal beyanı yapılmadı veya yanlış mal beyanında bulunuldu ise icra mahkemesi tazyik hapsi verir. Teknik olarak icra mahkemesinin verdiği ceza kararları ikiye ayrılır. İcra ve iflas suçu fiili bir suç olarak değerlendirilirse mahkeme hapis cezası verir. Eğer icra mahkemesinin vermiş olduğu ceza disiplin hapsiyse veya tazyik hapsiyse, bunlar kabahat olarak değerlendirilir. Yani kabahat işlendiyse disiplin veya tazyik hapsi, icra iflas suçu işlendiyse normal hapis cezası verilir. İcra iflas suçundan dolayı verilen hapis cezaları için Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre kanun yoluna başvurulur ama disiplin hapsi veya tazyik hapsi için yapılacak olan başvuru hangi mahkeme karar verdiyse o mahkemeye kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilmesi gerekir ama bu konuda karar verecek merci kendisi değildir. O mahkeme bir üst numarayı taşıyan icra ceza mahkemesine itirazı gönderir ve kararı o verir. Bir üst numaralı mahkemenin verdiği karar kesindir. Eğer o yerde tek icra mahkemesi varsa bu duruma İcra İflas Kanunu madde 353 ‘O yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması halinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hakimi ile asliye ceza mahkemesi hakiminin aynı hakim olması halinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir.’ şeklinde açıklık getirmiştir.

İcra mahkemesinin hukuka ilişkin verdiği kararlarda ise izlenilmesi gereken yol madde 363’te bahsedilmiştir.

İcra İflas Kanunu madde 363- İcra mahkemesince 85. maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti, 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikayet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilanının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263. maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlara karşı, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36. maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk Lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür.

İcra mahkemesi kararları aleyhine işlemleri uzatmak gibi kötü niyetle istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 422. maddesi hükmü uygulanır.

Kesin bir karara karşı kötü niyetle istinaf yoluna başvuranlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

İstinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. İcranın devamı için gereken evrak alıkonularak bunların birer örneği bölge adliye mahkemesine gönderilecek dosyaya konulur.

Hukuk ile ilgili bir karar verdiğinde buna karşı başvurulabilecek yol istinaf yoludur ve süresi de 10 gündür. İstinaf yoluna başvurunun satıştan başka icra işlemlerini durdurmaması dikkat edilmesi gereken bir husustur.

Bu maddenin değişik olan durumu ise saydığı hususları hariç tutmuş olmasıdır. Yani madde kapsamı içerisine alınmamıştır. Örnek olarak madde 85’te haciz sırasında, borçlu için gerekli olan malların sonra daha az gerekli olan malların haczi öncelikli olarak yapılırdı. Bu durumda borçlunun öncelikli olarak çok gerekli bir malını bile icra memuru haczetmiş olsa ve bu malın değeri istinafa gitme değerinin üstende de olsa, borçlu bu yola başvurmaz. Çünkü madde 85’in uygulama içeriği istinaf yoluna kapalıdır.

İstinafta verilen karara karşı hangi yola başvurulabilir?

İstinaf kararına karşı gidilecek olan yol temyiz yoludur ama istinafta olduğu gibi temyizde de başvuru için parasal sınır vardır.

İcra İflas Kanunu madde 364- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince verilen ve miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.

Yukarıda belirtilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurma ve incelemesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. Bu durumda da 363. maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri uygulanır.

Temyiz yoluna başvurma, satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz.

Temyiz kanun yoluna başvuru süresi burada iki haftadır.

İcra mahkemesinin verdiği karalar kesin hüküm niteliğindeyse yargılamanın yenilenmesi mümkündür. Kesin hüküm niteliğinde olmayan kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi istenemez. Örnek verilecek olursa, itirazın kaldırılması, şikayet ile ilgili kararlar kesin hüküm niteliğinde değildir. Dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi de mümkün değildir. İcra iflas hukuku kapsamında icra mahkemesi dışında başvurulan mahkemeler de vardır, yani genel mahkemeler. İflas davası açmak istenildiğinde asliye ticaret mahkemesine başvurulur. Menfi tespit davası açmak istenildiğinde asliye hukuk mahkemesine veya iş ilişkisinden kaynaklanan bir alacak söz konusu ise iş mahkemesine başvuru yapılır.

Kaynaklar

İcra ve İflas Kanunu
Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Pekcanıtez, Atalay, Sungurtekin Özkan, Özekes; İcra İflas Hukuku. İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2017

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın