Makaleler

Ebabil Kuşu Özellikleri ve Fil Hikayesi

Yazar: Uğur Eskier

Ebabil, dünyanın en esrarengiz kuşudur. Ömrünü havada geçirir, hatta havada uyur. Dünyanın en çok merak edilen ve en az görülen kuşudur.

Ebabil Kuşu Özellikleri ve Fil Hikayesi

Ebabil kuşu, diğer kuşlardan çok farklı ve ilginç özellikleri olan bir kuştur. Ebabilleri görmek çok zor olduğu için seslerini de duymak neredeyse imkânsız. Genellikle gece geç saatlerde yuvalarına inerler. Ömürlerinin neredeyse tamamını gökyüzünde geçirirler. Üremek dışında uyumak için bile yere inmezler. Özellikleri sebebiyle dünyanın en esrarengiz ve gizemli kuşu olarak biliniyorlar. Haklarında en çok araştırma yapılan kuştur. Sürekli havada yaşamaları sebebiyle çok sayıda araştırmaya konu olmuşlardır. Yüksek binaların çatılarının uzak ve erişilemeyecek noktalarında yuva yaparlar. Çok hızlı bir kuştur. Halk arasında baharın habercisi olduğuna inanılan bir kuştur. Ebabil görebilen insanlar şanslı sayılır. İnsanlardan sürekli kaçtıkları için “korkak kuş” olarak bilinir. Sürekli gizlenmek ve kaçmak isterler. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde görülebilirler. Tükürükleri ile yaptıkları yuvalarının şifalı olduğu gerekçesi ile Çin’de bu yuvalardan çorba yapılırmış. Ebabille ilgili bilinen gerçeklerin dışında öğrenilecek daha çok şey var!


Özellikleri Nelerdir?

Ebabil, Sağangiller (Apodidae) familyasının “apus apus” cinsi bir kuştur. Ebabillerin genellikle koyu kahverengi, boz, küçük ve ak karınlı türleri vardır. Dünya çapında hızlarına, renklerine ve yaşadıkları bölgelere göre çok sayıda türü bulunur. Boyları 10-25 santimetre arasında, kanat açıklığı 35-45 santimetre arasında değişebilir. Ömürleri 20 ila 30 yıl arasında olabilir.

Ebabil kuşunun en ayırt edici özelliği neredeyse tüm ömrünü uçarak geçirmesi ve sadece üremek için yere inmesidir. Diğer kuşlar ile ebabil arasındaki en belirgin özellik budur. Hatta uyumak için bile yere inmezler, gökyüzünde uyurlar. Kanat yapıları, gökyüzünde süzülerek uyumaları için olanak sağlar. Beslenme ve su ihtiyaçlarını da havada giderirler. Havadaki böcekleri, su birikintileri, göller, göletler ve nehirlerin üzerindeki sinekleri, uçan canlıları, tarlaların üzerinde uçan böcekleri, yuvalarının yakınındaki veya yüksek binaların çatılarındaki örümcek ve haşeratları yiyerek beslenirler. Hava örümcekleri, yusufçuklar, karıncalar, yaprak bitleri, arılar ve bazı küçük kuş türleri menülerindeki diğer canlılardır.

Yavrularına ilgileri de diğer kuşlara göre daha azdır. Gökyüzünde çok kaldıkları için yavruları ile pek ilgilenemezler. Yavrular uçacak boyuta geldiklerinde anaç kuşlar yuvayı terk eder. Yavrular da doğal yaşama tutunmaya çalışır. Genç ebabiller genellikle 6-8 haftada yuvayı terk eder. Yavrularına çok fazla beslenme desteği vermezler. Bazı ebabiller yavruları büyümeden yuvayı terk edebilir.

Kanatları bumerang aparatına benzer ve çatallıdır. Uçarken kanatlarını genellikle kapatmazlar. Süzülerek uçarlar. Kanat çırpmaları da nadirdir ve yavaştır. Saniyede 4-8 kez kanat çırpabilirler. Kanatları süzülmeleri, uyumaları ve beslenmeleri için çok verimlidir. Kısa ve çatallı bir kuyruğu vardır. Çevik vücut yapısı hızlı uçmasını sağlar. Çok keskin ve hassas göz yapısı vardır. Geceleri de çok iyi görürler. Tek eşli bir kuş türüdür. Havada uçarken çiftleşirler. Sürüler halinde tiz sesler çıkararak uçarlar. Gürültülü ve dikkat çeken bir şekilde öterler. Tellere ve ağaç dallarına tünemezler. Duvarlara, ağaç dallarına, dik yerlere tutunamazlar.

Ebabiller, yuvalarını yüksek binaların çatılarında gözlerden uzak, uç noktalara yaparlar. Yuvalarını tomurcuklar, tüyler, yosunlar ile yaparlar. Topladıkları malzemeleri tükürükleri ile bir yüzeye veya duvara yapıştırırlar. Bir mağara duvarına, bacalara, yüksek kaya parçalarına, ağaç oyuklarına yuva yapabilirler. Bazı türleri palmiye ağaçlarının dallarına sarkık yuva yaparlar. Bu türler, yuvaları ters dönme tehlikesine karşı yumurtalarını tükürükleri ile yapıştırır. Yuvalarına çok hızlı girip çıkarlar. Göçmen kuşlar arasında yer alır. Kış mevsimlerinde sıcak bölgelere göçerler. Bu sebeple görüldükleri bölgelerden baharın habercisi olarak bilinirler.


Ebabil ve Fil Hadisesi

Ebabil kuşu, Kur’an-ı Kerim’de Fil Suresi’nin üçüncü ayetinde adı geçen bir kuştur. Arapça kökenli “ebabil” kelimesinin sürü halinde, bölük ve grup gibi anlamları var. Kur’an’da da “sürü sürü” anlamında kullanılmıştır. Ayetin meali şöyle; “Rabbinin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar atan sürü sürü (ebabil) kuşlar gönderdi. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprakları haline getirdi.

Kur’an’da da bahsi geçen fil hadisesi, Hz. Muhammed’in (sav) doğduğu miladi 570 yılında gerçekleşti: Dönemin Yemen Valisi Ebrehe, Sana kentinde ‘kulleys’ adını verdiği bir kilise yaptırır. Amacı Kâbe’yi ziyaret eden Arapları bu kiliseye çekmekti. Bu duruma tepki gösteren Fukaym kabilesinden bir Arap, gece kiliseye girerek pisletir. Ebrehe bu olayı duyunca öfkelenerek Kâbe’yi yıkmaya karar verir. Binlerce asker toplar ve orduya filler de koyar. Kendisi de ‘Mahmud’ adında büyük bir file binerek Mekke’ye doğru yola çıkar. Yol üzerinde kendilerini engellemek isteyen birçok grubu veya orduyu yenerek yollarına devam ederler. Askerlerin bir kısmı Taif kentinde kalır, diğerleri Mekke’ye doğru yola devam eder. Taif’te kalan askerler Hz. Muhammed’in dedesi Kureyş reisi Abdülmuttalib’in iki yüzden fazla devesini ve köyün bütün hayvanlarını gasp ederler. Bunun üzerine Abdülmuttalib Ebrehe’ye giderek develerini ister. Bunun üzerine Ebrehe, “Benden develerini istiyorsun ama ben Kâbe’yi yıkmaya geldim. Ondan hiç bahsetmiyorsun.” der. Abdülmuttalib de, “Ben develerin sahibiyim. Kâbe’yi sahibi korur.” şeklinde cevap verir ve develerini geri alır.

Mekke ordusu, fillerin de bulunduğu bu güçlü orduyla mücadele edemeyeceğini anlayarak beklemeye başlar. Ebrehe’nin ordusu, Kâbe’yi büyük halatlarla bağlayarak fillerle çekip, yıkmayı düşünür. Mekke’ye girecekleri sırada Ebrehe’nin yol kılavuzu Nüfeyl bin Habip, Ebrehe’nin ‘Mahmud’ isimli filinin kulağına, “Ey Mahmud çök! Sakın ilerleme, sağ salim geri dön!” diyerek fısıldar. Fil, Mekke’ye girerken direnerek yere çöker. Bu sırada gökyüzünde sürüler halinde binlerce ebabil kuşu belirir. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut büyüklüğünde birer taş vardır. Kuşlar, bu taşları ordunun üzerine atarlar. Taşlar isabet eden askerlerin vücutlarını mermi gibi delip geçer. Ebrehe ise, geri kaçmak isterken taşlardan nasibini alarak ölür.

Araplar, Ebrehe’nin ordusunda yer alan fillerden dolayı bu olaya “fil vakası”, olayın geçtiği yıla da “fil yılı” adını vermiştir.


Ebabille İlgili İlginç Bilgiler

  • Ebabil, havada genellikle kırlangıçla karıştırılır. Uçuş şekilleri ve daha büyük boyları ile kırlangıçlardan ayrılırlar. Kırlangıç ile ebabili ayıran en önemli özelliklerden biri de kırlangıçların kanat çırpmasıdır.
  • Ebabil, bütün canlılardan kaçma eğilimindedir. Çok hızlı hareket eder, çeviktir.
  • Ebabil, benzer türleri arasında en hızlı kuşlar arasında birinci sıradadır. Saatte 110 kilometre hıza ulaşabildiği belirtiliyor. Ebabilden daha hızlı uçabilen kuş ise şahindir.
  • Bir ebabilin sürekli havada kaldığı için yılda en az 200 bin kilometre yol aldığı tahmin ediliyor.
  • Kırlarda pek görünmezler, yuvalarını yerleşim yerlerine yaparlar. Canlılardan kaçan bir kuşun yerleşim yerlerinde yuva yapması da diğer ilginç bir özellik.
  • Bazı çatılarda yaptıkları yuvalarında akşam saatlerinde ötüşleri duyulabilir. Uzun süre yuvaları takip gözlenirse girip çıktıkları görülebilir. Tabi bu çok düşük bir ihtimal…
  • Yaz aylarında gökyüzünün çok yüksek noktalarında uçtuklarından çok küçük görünürler veya görünmezler.
  • Türk kültüründe ebabil kuşu görenlerin yıl boyu güzel bir yaşam süreceklerine inanılır ve ebabil gören kişi şanslı olarak görülür.
  • Çin’de ebabil kuşları yuvasından “kuş yuvası çorbası” yapılır. Bu çorbanın afrodizyak ve sağlığa faydalı olduğuna inanılıyor.
  • Ebabillerin bazı türleri nesillerinin tükenmesi ile karşı karşıyadır.
  • Ebabil ömrünün büyük bir bölümünü havada geçirdiği için görülmesi neredeyse imkânsızdır.
  • Ebabillerin ayak yapıları, yerden havalanmaları için pek uygun değildir. Ayaklarının ucu kıvrıktır. Diğer kuşlar gibi ayaklarının üzerinde dik bir şekilde duramazlar ve yürüyemezler. Bu sebeple yüksek binalara yuva yaparlar ve uçmak istediklerinde kendilerini boşluğa bırakarak havalanırlar.
  • Yerde bulunan ve uçamayan ebabil kuşlarının yaralı veya hasta olduğu zannedilir. Aslında yerde bulunan bir ebabil, ayak yapıları sebebiyle havalanamamıştır.
  • Ebabil çok nadir görüldüğü için görüldüğünde haber olabiliyor. İstanbul Zeytinburnu’nda 3 Ağustos 2017 tarihinde yerde bulunan bir ebabil kuşu, haberlere konu oldu. 14 Mayıs 2017 tarihinde de Sivas’ta görülen bir ebabil kuşu haber olmuştu.
Yorumunuzu Paylaşın