Makaleler

Veba Ve Elizabeth Döneminde Etkileri

Yazar: Mehmet KÖSE

Veba ilk olarak Gobi Çölü'nde ortaya çıktı. Önce pireler, daha sonra da fareler ve diğer hayvanlarla yayıldı. Vebanın kayıtlara geçen ilk vakası altıncı yüzyıldadır. Avrupai yaşam tarzı değişmeye başlamıştı ama ne var ki, insanlar küçük topluluklardan büyük şehirlere göç etmeye başlamışlardı. O dönemde ulaşımda getirilen yaratıcı fikirler, daha fazla ticarete de olanak verdi. Ticaret yolları 'bilinen' dünyanın bütün taraflarını birbirine bağlamaya başladı. Avrupa, Asya ve bazı Afrika nüfusları, felakete doğru sürüklendi.

Ticaret yollarının artan kullanımı hastalığın bilinen dünyaya yayılmasını garanti altına almış olsa da büyük şehirlerin hijyenik olmayan koşulları sayesinde bir salgın oluştu ve dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri hayatını kaybetti. Elizabeth Dönemi'nde lağımlar Londra sokaklarında akıyordu ve hemen yanındaki Thames nehri bir çöplük olarak kullanılıyordu. Londra'nın birçok caddesi ve bulvarı dar ve kalabalıktı. Bu kirli koşullar farelerin üremesini çok kolaylaştırıyordu. Fareler, İngiltere'ye çeşitli ticaret yollarından ve deniz aşırı ülkelerden gelen başka fareler ve hayvanlardan pireleri kaptı. Ve kısa sürede hastalıklı pireler, farelere de hastalığı bulaştırdı. Vebadan sorumlu olan patolojik bakteri farelerin ölümüne neden olsa da hastalıklı pireler insanlara geçmeye başladı. Bu sırada salgın da hat safhaya ulaştı.

Bütün sektörler vebadan çok kötü etkilendiler ama tiyatro tamamen mahvoldu. Eski Globe Theater, veba salgınını, diğer adıyla 'Kara Ölüm'ü beyhude biçimde önlemeye çalışan İngiliz yetkililer tarafından kapatıldı. Shakespeare'nin ailesi hastalığa karşı bağışıklık sahibi değildi ve kardeşlerinden birkaçı bu hastalığa kurban gitti. Salgın, Avrupa'daki bütün hayatta kalanlar gibi onu da etkilemiş olmalıydı. Belki de bu yüzden bu kadar çok trajedi yazmıştır.

Vebanın belirtileri şunlardı: dirseklerde, bacaklarda, boyunda veya kasıklarda şişmiş lenf bezleri, yüksek ateş, sayıklama, akciğer kanaması, kas ağrıları ve uyumak için karşı koyulamaz bir istek ki, boyun eğildiğinde çok ölümcül olmaktadır. Şişlikler kırmızı olarak ortaya çıkıp önce mora ve hastalık ilerledikçe de siyaha döner. Kana yol vermek, yani kanın hastalıklı bölgelerden akıp gitmesi için bir damarı kesmek yaygın bir uygulamaydı. Şaşırtıcı biçimde, kan siyahtır ve çok kötü kokar ve mide bulandırır, üstelik kana yapışkan yeşil bir madde karışmıştır.

Hiç kimse 'Kara Ölüm'e neyin sebep olduğunu bilmediğinden, onu önleme çabaları genellikle boşaydı. Doktorlar pire ısırıklarından korunmak için koruyucu kıyafetler ve soludukları havayı süzen yağ içeren bir maske giyiyorlardı. Bu güvenlik önlemleri etkili olsa da tedavi yöntemleri genel olarak belirtileri azaltmaya yarayan bitkilerdi. Hasta insanlara bakıcılık yapacak insan eksiği çok fazlaydı çünkü herkes kendi hayatını düşünüyordu. Cesetlerin imhası da ayrı bir dertti. İşçiler gitgide azaldı, bu yüzden iyileşen hastalar temizliğe yardımcı olmaları için zorlandı.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın