Makaleler

Türkçede Ses Olayları Nedir?

Yazar: Diba Bahadıroğlu

Bu yazıda Türkçedeki ünlü ve ünsüzler arasında meydana gelen tüm ses olayları incelenmiştir.

Dilde “az çaba yasası” denilen bir durum söz konusudur; yasa gereği dilde kişinin sözcükleri telaffuz ederken olabildiğince az çaba göstermesi gerekir. Bu yasa ile harfler bazı ses değişimlerine uğrayabilir, hatta bazı sesler düşebilir. Yani amaç sözcüklerin daha kolay söylenmesinden başka bir şey değildir. 

Ses olayları, sözcüğe ek getirilmesi ile ortaya çıkar genelde. Sözcük yalın halde ya da türemiş yani ek almış bir halde olabilir, ses olayı sözcüğün yalın olup olmaması ile değil sözcüğün sonundaki ses yani harf ile ilgilidir.

Ses Nedir?

Ses, harf de denilen durumlar. Alfabedeki her harf bir sestir. Bu bakımdan Türkçede 29 ses vardır ve ünlü – ünsüz olarak ikiye ayrılır.

Ünlü Harfler ya da Sesliler

Ünlü yerine sesli harfler, sedalılar ya da vokaller de denir. Ünlü harfler, ses yolunda herhangi bir engele takılmaksızın ses tellerinden çıkarak dudak yardımı ile meydana gelen seslerdir. Türkçede 8 adet ünlü vardır: a,e,ı,i,u,ü

Bu 8 ünlü kendi arasında, söyleniş özelliğine göre

  • Önlük-artlık 
  • Düzlük-yuvarlaklık 
  • Darlık-genişlik 

Olmak üzere üç farklı temel nitelik açısından birbirinden ayrılırlar

Uzun Ünlü

Bugün Türkiye Türkçesinde uzun ünlü yoktur ama Hakasça, Türkmence ve Yakutçada vardır. Bugün Anadolu sahasında konuşulan Türkçedeki tüm uzun ünlüler Arapça, Farsça kaynaklıdır ama bu uzatmalar sadece konuşma dilindedir, yazarken herhangi bir işaretle gösterilmez. Sadece sözlüklerde sözcüğün okunuşunu anlatmak için uzatılan sesin yanına iki nokta işareti “:”konur: adalet (ada:let), beraber (bera:ber), ifade (ifa:de), kaide (ka:ide), numune (numu:ne), sade (sa:de), şair (şa:ir) gibi.

Ünsüzler

Ünsüzlere kimi araştırmacılar konsonant ya da sedasız da der. Her durumda kastedilen, sesin çıkarken ağız, dudak ya da dile çarparak ya da sesin dişlerin arasından sızması veyahut sesin aynı sesliler gibi bir anda çıkmasıdır. Tüm bu durumlara göre ünlüleri şu kategorilerde inceleyebiliriz:

1. Ses Tellerinin Durumuna Göre

Ötümlü-ötümsüz : Bunlara tonlu – tonsuz, sert – yumuşak, sedalı – sedasız gibi isimler de verilebilir. Bazı sesler çıkarken ses tellerinin titremesine neden olur, bu tür seslere ötümlü ünsüzler diyoruz. Bazıları ise ağzımızdan çıkarken ses tellerini titretmez, bunlara ise ötümsüz sesler diyoruz.

1.a. Ötümlü, Tonlu, Sedalı, Yumuşak Ünsüzler: b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z

1.b. Ötümsüz, Tonsuz, Sedasız, Sert Ünsüzler: p, ç, t, k

2. Ses Yolunun Durumuna Göre 

Patlamalı-sızıcı : Bazı sesler ağzımızdan bir anda çıkar ve devamlı değildir; bu seslere biz patlamalı sesler diyoruz. Bunun aksine bazı sesler sürekli söylenebilir, buna ise sızıcı sesler diyoruz.

2.a. Patlamalı Sesler :   b, c, ç, d, g, k, p, t

2.b. Sızıcı Sesler :  f, ğ, h, j, l, m, n, r, s, ş, v, y, z

3. Çıkış Yerine Göre Ünsüzler

Dört grupta incelenir:

3.a. Dudak Ünsüzleri: Ses, çıkarken şeklini dudaklar sayesinde alır. Bu ünsüzler şunlardır: b, f, m, p, v

3.b. Diş Ünsüzleri: Ses, çıkarken şeklini dişler sayesinde alır. Bu ünsüzler şunlardır: c, ç, d, j, n, s, ş, t, z

3.c. Damak Ünsüzleri: Ses, damak yardımıyla şekillenir. Ses tellerinden çıkan titreşimler damağa çarparak şekillenir: g, ğ, k, l, r, y

3.d. Gırtlak Ünsüzleri: Bu kategoride sadece bir ses vardır: h.

Sadece Seslere Bakarak Bir Kelimenin Türkçe Olup Olmadığını Anlayabilir miyiz?

Evet, seslere bakarak bir kelimenin Türkçe olup olmadığını anlayabiliriz ama bunun için birkaç önemli kuralı bilmemiz gerekir:

  • Genelde Türkçede iki ünsüzle başlamaz. Yalnız bu durum “bre” çok sık kullanılan seslenme ünlemlerinin kural dışı olarak kalıplaşmasının dışındadır.
  • Türkçe kelimeler herhangi bir kalıplaşma olmadan şu seslerle başlamaz: l, z, c, f, r, j, p, n, h, ş, m. Bu sesleri şu şekilde kodlayabiliriz: LaZ CaFeR JaPoN HaŞiM. Örneğin “hani”, “hangi” sözcükleri bu istinaslardan birisidir. Zaten genelde soru sözcüklerinin alıntı olması beklenmez.
  • İstisnaları dışında Türkçede b, c, d, g sesleri ile biten sözcük yoktur. Bahsedilen istisnalar, bazı sözcüklerin anlam karmaşalarını önlemek sonlarında bu sesin olmasıdır. Ad ( isim) > at (hayvan), od (ateş) > ot ( bitki) gibi..
  • Türkçede sözcüklerde iki ünlü yan yana gelmez. Ek bazında iki ünlü ek yan yana gelecekse bile araya y, ş, s, n seslerinde birisini alırlar.
  • Türkçede son hece “o” ya da “ö” sesi bulunmaz.

Ses Olayları

Ünlülerde Meydana Gelen Ses Olayları

Ünlü Daralması

En genel anlamıyla “y” sesinden önce gelen geniş ünlülerin a,e dar ünlülerden ı ya da i olma olayıdır. Bu durum 3 yerde görülür:

  • Şimdiki zaman eki olan “yor” ekinden önce gelen a ya da e sesi, ı ya da i sesine dönüşür. Bu durum söyleyişte de yazılışta da gösterilir : başlıyor (
  • Şimdi bahsedeceğimiz durum ise sadece söyleyişte görülen bir durumdur. Birden çok heceli sözcüklerde eğer sözcük ünlü ile biter ( bu ünlü de a ya da e ünlüsü olursa) ve yine bir ünlü ile başlayan bir ek getirilirse bağlayıcı ünsüzü olarak “y” sesi kullanılacağı için sözcüğün geniş ünlülerinde sadece söyleyişte daralma meydana gelir.: başlayan ( başlıyan); gelmeyen ( gelmiyen) gibi…
  • İkinci maddede bahsedilen durum tek heceli sözcüklerde olursa hem söyleyişte hem de yazı da bu durum gösterilir: diyen > de – y – en; diyerek > de – y – erek; diyecek> de – y – ecek; diyelim > de – y – eli – m; yiyen > ye – y – en . Bu duruma istisna iki sözcük vardır: deyince, deyip

Ünlü Düşmesi

Ünlü düşmesi sözcük ek aldığı zaman dilde tasarruf kanunu sonunda düşer. Amaç söyleyiş kolaylığı sağlamaktır ve dil bunu kendi kendisine yapar. Ünlü düşmesi iki durumda meydana gelir.

Dikkat edilmesi gereken en önemli durum bu düşmelerin dar ünlüler olan ı, i, u, ü seslerinde olmasıdır çünkü bu sesler geniş ünlülere göre zayıf seslerdir ; bu bakımdan daha çabuk düşer ve kaybolurlar.

  1. İkinci hecesinde ı, i, u, ü seslerinde birisini barındıran kimi sözcükler herhangi bir ek aldıklarında ikinci hecelerindeki dar sesleri kaybederler: ağız / ağzı, alın / alnı, bağır / bağrım, beniz / benzi, beyin / beynimiz, boyun / boynu, böğür / böğrüm, burun / burnu, geniz / genzi, göğüs / göğsün, gönül / gönlünüz, karın / karnı, oğul / oğlu; çevir- / çevril-, devir- / devril- vb. * Kaynak : TDK İMLA KILAVUZU
  2. Yukarıda örnekleri verilen sözcüklerle ikileme oluşturulacağı zaman ikilemenin ek alan kısmında “vurgusuz orta heece düşmesi” ya da “ünlü düşmesi” dediğimiz duruma rastlanır: ağız ağıza, burun buruna, koyun koyuna (yatmak), omuz omuza, devirden devire, nesilden nesile, oğuldan oğula, şehirden şehire vb. * Kaynak : TDK İMLA KILAVUZU

Ünlü türemesi

Yabancı kökenli sözcükleri dilimize uydurmak için bazen ünlü türemesi dediğimiz durumu gerçekleştiririz. Bu durum Türkçenin kendini koruma biçimidir ve bazı durumlarda yazı diline geçmiş bazı durumlarda halk söyleyişi olarak kalmıştır.

Recep : Arapçadır. Halk ağzında “İrecep” olarak kullanılır ama yazı diline geçmez.

Ramazan : Araçadır. Halk ağzında “Iramazan” olarak kullanılır ama yazı diline geçmez.

Fikr : Arapçadır; şuan “fikir” olarak kullanılmaktadır. Ünlü türemesi yaşanan ve yazı diline geçmiş bir kullanımdır.

Hükm : Arapçadır ama biz “hüküm” olarak kullanırız. Ünlü türemesinin yazı diline geçmiş başka bir örneğidir.

Ünlü Uyumları

Türkçede, sözcükler rastgele oluşmamıştır, sözcüklerin oluşmasında ünlü uyumlarının olması göze çarpar. Genel anlamda Türkçe olan kelimelerde aşağıda bahsedilecek ünlü uyumlarının olduğundan bahsedilebilir. Bu uyumlar BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU ve KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU olmak üzere iki kategoride incelenir:

1. Büyük Ünlü Uyumu

Kalınlık – incelik uyumu diye de bilinir. Sözcüğün ilk hecesinde kalın ünlülerden birisi yani a, o, u, ı varsa ikinci hecesinde ya da diğer hecelerinde de kalın ünlü olması beklenir; aynı keza sözcüğün ilk hecesinde e, i, ü, ö seslerinden birisi varsa yine ikinci ve sonraki hecelerinde de ince ünlü beklenir.

Büyük ünlü uyumu sözcüğün kökünde de ekinde de beklenir ama bazen kalıplaşmadan bazen de ekin henüz genç olmasından dolayı Türkçe olan ek ya da sözcüklerde büyük ünlü uyumu görülmeyebilir.

Bu istisna durumları şu şekilde sırayabiliriz:

  • “anne, dahi, elma, hangi, hani, inanmak, kardeş, şişman vb.” sözcükleri Türkçe olmasına rağmen kalıplaşmalardan dolayı büyük ünlü uyumuna uyamayan sözcüklerdir.
  • Başka dilden gelen ve bizim alıntı sözcük dediğimiz sözcüklerde ünlü uyumlarının hiçbiri aranmaz.
  • Bitişik yazılan sözcükler ister Türkçe olsun ister alıntı kelime olsun hiçbir ünlü uyumu aranmaz.
  • Tek heceli sözcüklerde sadece bir tane ünlü olduğu için mecburen hiçbir ünlü uyumu aranmaz.
  • -gil, -ken, -leyin, -mtırak, -yor henüz genç ekler oldukları için büyük ünlü uyumuna uymaz ama bu durum tutarlı değildir. Bu ekle gelmesine rağmen büyük ünlü uyumuna uyan sözcükler de vardır: Aligil, annemgil, sabahken, beyazımtırak, sarımtırak, geliyor…
  • -daş (-taş) eki büyük ünlü uyumu konusunda tutarsızdır. Bazen büyük ünlü uyumuna uyarken bazen de büyük ünlü uyumuna uymaz. gar-daş, kar- deş, vatan-daş, yurt-taş, din- daş…
  • Aitlik anlamındaki “-ki” büyük ya da küçük ünlü uyumuna uymaz ama bu durum tutarlı değildir: seninki, onunki, sabahki…

2. Küçük Ünlü Uyumu

Bir diğer adıyla düzlük – yuvarlaklık uyumudur. İki şekilde gerçekleşir:

- Düz ünlüden sonra düz (a, e, ı, i) ünlü gelir: a, e, ı, i >> a, e, ı, i

- Yuvarlak ünlüden sonra yuvarlak dar (u, ü) ünlü gelir. o, ö, u, ü >> u, ü

- Yuvarlak ünlüden sonra düz geniş (a, e) ünlü gelir. o, ö, u, ü >> a, e

Küçük ünlü uyumunun tıpkı büyük ünlü uyumu gibi bazı özel durumları vardır:

  • Avuç, avurt, çamur, kabuk, kavuk, kavun, kavurmak, kavuşmak, savurmak, yağmur gibi bazı sözcükler Türkçe olmalarına rağmen küçük ünlü uyumuna aykırıdır. Bu durum kelimelerin fazlaca kullanılması ve farklı bir biçimde kalıplaşmasından kaynaklanmaktadır.
  • Küçük ünlü uyumu da tıpkı büyük ünlü uyumunda olduğu gibi alıntı kelimelerde aranmaz
  • Ünlü uyumları hem sözcükte hem de ekte var olsa da bazı durumlarda sözcük ünlü uyumuna uymasa da ona getiren ek, sözcüğün son hecesiyle küçük ünlü uyumu bakımından uyumlu olabilir. Kavun(bu haliyle küçük ünlü uyumuna aykırıdır) > kavun+u ( son ses ile ek küçük ünlü uyumuna uydu.) konsolos-luk, yağmur-luk vb.
  • -ki aitlik eki istisna olarak küçük ünlü uyumuna girer. Genel olarak ne büyük ünlü uyumuna ne de küçük ünlü uyumuna uyar. Bugünkü ( küçük ünlü uyumuna uyar), yarınki (küçük ünlü uyumuna uymaz), dünkü (küçük ünlü uyumuna uyar)

Ünsüzlerde Meydana Gelen Ses Olayları

Ünsüz Uyumu

Nasıl ünlülerde kalınlık – incelik ( büyük ünlü uyumu ), düzlük – yuvarlaklık ( küçük ünlü uyumu ) varsa ünsüzlerde de sertlik ve yumuşaklık uyumu var. Sert sesle biten bir sözcüğe sessiz harfle başlayan bir ek gelirse o ekin ilk sesi sert seslerden oluşmalıdır. Aynı durum yumuşak sesler için de geçerlidir; yumuşak sesle biten bir sözcüğe sessiz harfle başlayan bir ek gelirse o ekin ilk sesi yumuşak seslerden oluşmalıdır. Zaten bu kural sebebi ile bir ekin hem yumuşak sesli hem de sert sesli halleri mevcut, mesela hal eklerinden bulunma durum eki (+da, +de, +ta, +te), çıkma durum eki (+dan, +den, +tan, +ten) gibi.

Bas+ kı > baskı

Aş + cı > aşçı

Süt + çü > sütçü gibi.

Ünsüz Sertleşmesi

Ad (isim), at (binek hayvanı); od (ateş), ot (bitki); sac (yassı demir), saç (kıl) gibi bazı istisnalar haricinde Türkçe sözcükler yumuşak ünsüz grubuna giren b, c, d, g ile bitmez. Bu bakımdan biz, bu alıntı sözcükleri alırken sondaki yumuşak sesleri kendi ses anlayışımıza uydurarak sertleştirmişiz:

Ünsüz Sertleşmesine Uğramış Bazı Sözcükler

Bu alıntılar, sesli harfle başlayan bir ek aldıklarında sonlarındaki sert ses yumuşar: kitap + ı > kitabı; sebep + ı > sebebi; metot + u > metodu gibi.

Ünsüz Sertleşmesine Uğramış Bazı Sözcükler

DİKKAT : ahlak / ahlakın, cumhuriyet / cumhuriyete, evrak / evrakı, hukuk / hukuku, ittifak / ittifaka, sepet / sepeti, tank / tankı gibi sözcükler, alıntı olmasına ve son sesleri yumuşak ses olmasına rağmen sertleşme görülmez.

Ünsüz Yumuşaması

Alıntı ya da Türkçe olsun, birden fazla heceli ve son sesinde p, ç, t, k ünsüzlerinden birisi olan sözcük, ünlü ile başlayan bir ek aldığında son hecesindeki p, ç, t, k ünsüzleri, b, c, d, g ünsüzlerinden birisine dönüşür.

Ağaç – ı > ağacı

Kitap – a > kitaba

Kebap – a> kebaba gibi…

DİKKAT : Bu duruma rağmen, anıt / anıtı, bulut / bulutu, kanıt / kanıtı, ölçüt / ölçütü gibi istisnalar da mevcuttur.

DİKKAT : Tek heceli sözcüklerin sonunda bulunan sert ünsüzler ise iki ünlü arasında olsa bile korunur: ak / akı, at / atı, bük / bükü, ek / eki, et / eti, göç / göçü, ip / ipi, kaç / kaçıncı, kök / kökü, ok / oku, ot / otu, saç / saçı, sap / sapı, suç / suçu, süt / sütü gibi * TDK İMLA KILAVUZU

DİKKAT : Yukarıda bahsedilen tek heceli sözcüklerdeki durumun da istisnaları vardır: but / budu, dip / dibi, gök / göğü, kap / kabı, kurt / kurdu, uç / ucu, yurt / yurdu vb.

Ünsüz Türemesi

Dilimize Arapçadan girmiş pek çok sözcük var; ama Arapça ile Türkçe arasında önemli farklar var. Biz, Arapçadan bu kelimeleri alırken özgün biçimleri ile değil bizim dilimize uyan biçimleri ile almışız. Örneğin Türkçede iki aynı sessiz harf, kök halinde yan yana gelmez; bu bakımdan Arapçadan böyle bir sözcük alırken iki aynı sesten birisini düşürmüşüz:

Ünsüz Türemesi ile İlgili Örnekler

Ünsüz Türemesi ile İlgili Örnekler

Yukarıdaki tabloda gösterilen Türkçeleşmiş hallere, ünlü ile başlayan bir ek ya da yardımcı fiil getirilirse sözcük, aslına döner. Bu duruma da ünsüz türemesi denir.

Göçüşme

Bu ses olayına aykırılılaşma ya da metatez de denir. Bir dilbilgisi terimi olarak sözlük anlamı şu şeklidedir : “bir sözcük içinde birbirini izleyen iki sesbirimin yer değiştirmesi”

Göçüşmenin tanımını okuduğumuzda aklımıza şu soru gelebilir “ Bu ses olay hangi sesler için geçerli?” Şöyle açıklayalım: Bu ses olayında yan yana iki sessiz harfte yer değiştirme görülüyor ve bu iki ses değeri çok değişik sesler olabiliyor. Araştırmacılar, bu seslerin yer değiştirmesinin genel nedeni olarak söyleyiş kolaylığı fikrini öne atıyor. Göçüşmenin genelde ağızlarda yani kırsal bölgelerde ve çocuk dilinde olduğunu düşünürsek bu genel kanı oldukça mantıklı görülyor.

Göçüşme, yazı diline geçmeyen bir ses olayıdır. Standart dilde göçüşme yazıya geçilecek bir ses olayı değildir. Dilimizdeki bazı göçüşme örnekleri şu şekildedir:

Yaprak > yarpak

Toprak > torpak

Ekşi > eşki

Kirpik > kiprik

Sarımsak > sarmısak

Köprü > körpü

Kaynaşma

Bu ses olayı, birleşik sözcüklerin giderek birleştikleri sözcükleri anlamlarını yitirmesi ve kalıplaşarak hem başka bir imla hem de başka bir anlam kazanmaları durumudur. Şuan dilimizde bu şekilde kalıplaşmış bazı sözcükler ve asılları şu şekildedir:

Ne asıl > nasıl

Cuma ertesi > Cumartesi

Kahve altı > kahvaltı

Pazar ertesi > Pazartesi

Ünlü ve Ünsüzlerde Ortak Halde Görülen Ses Olayları

Benzeşme

Sesin, bir diğer sesi asimile ederek kendi türünden bir sese benzetme olayıdır.

Bu ses olayı meydana gelişine göre şu başlıklar altında incelenir:

  1. Benzeşmenin Yönüne Göre ilerleyici ve gerileyici: Eğer iki sesten köke yakın olan sesse gerileyici, sona doğru ise ilerleyici benzeşmedir.
  2. Benzeşmenin Yerine Göre yakın ve uzak : Benzeşen sesler arasındaki mesafeye göre ayrım vardır, benzeşen ses, benzeştiren sese uzaksa uzak benzeşme, yakınsa yakın benzeşme denir.
  3. Benzeşmenin Derecesine Göre tam ve yarım benzeşmeler: Benzeşme sonucunda iki ses aynı sese dönüşmüşse bu tam benzeşme, benzeştiren benzeşen sesi kendi türünden bir sese benzetmişse yarım benzeşmedir.

Benzeşme örnekleri de yazı diline geçmeyen bir ses olayı. Bazı örnekleri ise şu şekilde:

  • Kanbur > kambur : Gerileyici, yakın ve yarım benzeşme. Bir dudak sesi olan “b” sesi benzeten, bir diş sesi olan “n” sesi benzeyen ya da değişen sestir. “b” sesi dudak sesi olduğu için “n” sesini kendisi gibi bir dudak ünsüzü olan “m” sesine benzetmiştir. Yalnız benzeşme yarımdır çünkü “b” sesi sadece oluşum noktasına göre benzetebilmiştir.
  • Tuzsuz > tuşsuz : İlerleyici, yakın ve tam benzeşme.
  • Anlatmak > annatmak : İlerleyici, yakın ve tam benzeşme
  • Benim > menim : Gerileyici, uzak ve tam benzeşme

Kaynaklar

Tahsin Banguoğlu, Türkçenin Grameri, TDK, ANKARA
Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri, TDK, ANKARA
TDK, İmla Kılavuzu, 27. Baskı

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın