Makaleler

Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kimdir?

Yazar: Diba Bahadıroğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kimdir?

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Mücadele döneminde aktif olarak görev almış, TBMM’de birçok ilden milletvekili seçilmiş ayrıca elçilik görevinde de bulunan haberci, romancı, edebiyatçıdır.  Eserlerinin çoğunun bireysel olmaması ve ideolojik olması nedeniyle zaman zaman eserlerinin edebiyat değeri anlaşılmamış ama birçok romanıyla hoş bir çizgide edebiyat dünyamıza katkı sağlamış yazarlarımızdandır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Hayatı

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, soy ismini ailesinin ve kendisinin mensubu olduğu Karaosmanoğullarından alır.  27 Mart 1889 yılında Kahire’de doğan Yakup Kadri’nin annesinin adı İkbal Hanım, babasının adı Abdülkadir Bey’dir.

 

1895 yılında aile Kahire’den Manisa’ya döndüklerinde Yakup Kadri henüz altı yaşındaydı ve dolayısıyla okul hayatına 1901 yılında Manisa’da başladı. Önce Çaybaşı Feyziye Mektebi’ne gitti; 2 yıl sonra İzmir İdadisine başladı ama 1905 yılında babasının ölümü üzerine annesinin yanına dönmek zorunda kaldı. 1905 yılında aile yeniden Mısır’a, bu sefer Kahire şehrine değil, İskenderiye şehrine gitti ve Yakup Kadri burada, Fransız Mektebinde orta öğrenimi tamamladı. II.Meşrutiyet ilan edilmeden biraz önce İstanbul’a gelerek hukuk bölümüne yazıldı ama sadece 3 yıl okudu çünkü tüberküloz hastalığına yakalandı. Tedavi için İsviçre’ye gitti 1916 ile 1919 yıllarında orada kaldı.

 

Yakup Kadri, İstanbul’a döndüğünde ülkenin durumu pek içi açıcı değildi. İstanbul’da düşman askerlerinin izleri görülüyordu; Mustafa Kemal Anadolu mücadelesini başlatmak üzere Samsun’a ayak basmıştı. Yakup Kadri de belki de hayatındaki en doğru kararı alarak İkdam gazetesinde işe başladı. İkdam’dan önce Peyam gazetesinde yazılar yazan Karaosmanoğlu, İkdam gazetesinde Milli Mücadele’yi destekleyici yazılar yazdı. Daha sonra bu yazılarını Ergenekon adı altında bir kitapta topladı ve yeni kurulan Ankara hükümetinin dikkatini çekti. Yakup Kadri  1921’de Ankara hükümetince çağrılınca artık tarafını belirlemiş oldu ve Kurtuluş Savaşı dönemini destekleyen en önemli aydınlarımızdan birisi oldu.


Savaştan sonra Tedkik-i Mezalim Heyeti'nde* Kütahya, Simav, Gediz, Eskişehir, Sakarya bölgelerini gezdi, notlar aldı. Bu notlar daha sonra onun gerçekçi eserlerinin kaynağı olacaktır.

Mardin (1923- 1931) ve Manisa ( 1931-1934) bölgelerinden milletvekili seçilerek II. Meclis’e girdi. Bu arada da yazarlıkla arasını hiç açmadı ve  Hakimiyet-i Milliye, Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde imtiyaz sahibi olarak yazdı.  Daha sonra Kadro adıyla kendi dergisini açarak siyasi yazılar kaleme almaya başladı. Yalnız yazıları “Kemalist düşünceyi saptırma” olarak değerlendirildi ve Yakup Kadri daha sonra romanını yazacağı – Zoraki Diplomat bu dönemlerinden esinlenilmiştir –  diplomatlık görevine mecburi bir geçiş yaptı.

1934’ün sonralarına doğru atandığı bu görevde birçok ülkeyi gezdi. 1955 yılında emekli olarak Türkiye’ye döndü. 1965’te siyasete tamamen veda etmeden önce 1960 ihtilâlından sonra kurucu mecliste Cumhuriyet Halk Partisinin kurucularından oldu. 1961’de Manisa’dan milletvekili seçildi ama 1 yıl sonra Atatürk’ün yolundan uzaklaştığını söyleyerek o partiden ayrıldı. Siyasete veda ederken son görevi Anadolu Ajansı yöneticiliğiydi. 13 Aralık 1974 yılında Ankara’da hayata gözlerini yumdu. Mezarı İstanbul – Beşiktaş Yahya Efendi Mezarlığındadır. Annesi ile mezarları yan yanadır.

 

*Bu heyet, Batı cephesinde Yunan askerlerinin Ege bölgesini işgal etmesiyle oluşan zararı tespit için 1921- 1922 yılları arasında kurulmuştur. Bu heyet, sadece gözlem yapmak üzere gönderilen aydınlardan oluşmaktaydı. Bu aydınlar arasında Halide Edip Adıvar, komisyonun başkanlığını üstlenirken Falih Rıfkı Atay ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu da bu heyetteydiler. Bu heyetin edebiyatımızda önemli bir yeri vardır çünkü Yakup Kadri Karaosmanoğlu “Yaban” romanın, Halide Edip Adıvar da “Vurun Kahpeye” adlı eserleri, o gezinin notlarıyla hazırlanmıştır. Ayrıca heyet adının günümüzdeki anlamıyla tam çevirisi şöyledir : Zalimliğin incelendiği heyet. ( Yazar notudur.)


Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Edebi Kişiliği

Yakup Kadri için edebiyatçılığının ilk yıllarından bu yana Milli – Gerçekçi bir karakter sergiledi diyemeyiz. O, bir arayış sonucu natüralist akıma geçmiştir. İlk zamanlarda tek perdelik bir oyun yazmıştır. 1909 yılında Nirvana adını vererek tamamladığı piyes, Resimli Kitap dergisinin 9. sayfasında yer bulmuştu.

Yakup Kadri, İzmir yıllarında Şehabeddin Süleyman'ın yönlendirmesiyle Fecr-i Ati topluluğunun fikirlerini benimsemiştir. Fecr-i Ati, edebiyat dönemimizde ara dönem olarak görülebilecek küçük ama etkili bir topluluktur. Fikirler bakımdan bireyselci ve sanatkârane bir üslup takınır. Yakup Kadri, gençlik yılları aşkından olacak Fecr-i Ati’nin sıkı bir savunucusu olmuş ve bu konudaki yazıları da  Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmıştır. Ayrıca yazdığı bu eleştiri yazıları – ki Yakup Kadri, eleştiri yazısıyla başlamıştır yazın hayatına - Çığır, Dergah, Genç Kalemler, Güzel Sanatlar Mecmuası, Hayat, İctihad, İnci, Jale, Meydan, Muhit, Musavver, Muhit, Musavver Eşref, Musavver, Hale, Peyam-ı Edebi, Nevsal-i Milli, Resimli İstanbul, Rübab, Şebab, Şiir ve Tefekkür, Tercüman, Tercüman -ı Hakikat, Türk Yurdu, Varlık, Yeni İstanbul, Yeni Mecmua, Yeni Nesil gibi dönemin iyi dergilerinde yayımlanmıştır.

Edebiyat dünyamıza iz bırakan bir çalışma vardır ki o Yahya Kemal ile birlikte oluşturmaya çalıştığı neo - klasik bir edebiyattır. Bu edebiyata göre Akdeniz bölgesi, birleştirici bir havzadır ve tüm Akdeniz medeniyetlerini içine alan bir edebiyat oluşturulabilir. Tabii ki Anadolu bir Türk medeniyetidir ki bu edebiyatın da mimarı Türk edebiyatı olacaktır. Bu konu için ciddi bir araştırma yapan Yahya Kemal ve Yakup Kadri, I.Dünya Savaşı patlak verip Batı’nın kanlı medeniyetini görerek bu projeden vazgeçmişlerdir. Yakup Kadri, bu aşamadan sonra kendi topraklarının edebiyatını savunan gerçekçi bir aydın olacaktır.

Romanlarında, ele aldığı bu yeni düşüncesine göre “Sultan Abdülmecid devrinden 1950'lerin Türkiye'sine kadar geçen yüzyıl içindeki tarihi olayları ve sosyal değişmeleri” [ İslam Ansiklopedisi ] ele almıştır.

Çocukluğundan beri gezdiği yerlerin aynı zamanda müthiş bir İslami çerçeve olduğunu da unutmamak gerekir. O, bu coğrafyanın tüm nimetlerini kullanarak eserlerine kutsal kitaplardan, kutsal mekanlardan, hadislerden alıntılar katar. Ayrıca “Zoraki Diplomat” olduğu zamanlarda gezdiği Batı coğrafyasından da Batı aydın ve aydın fikirlerini, filozofları tanır ve romanlarında Doğu – Batı sentezini oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirir.

Yakup Kadri, Fransız realist ve natüralistlerinden etkilendiğini ve onların görüşlerini benimsediğini kabul eder. Romanlarında da bu bakımdan müthiş bir gözlem ve acımasızca yüze vurulan gerçekler vardır. “Yaban” romanı Anadolu gerçeğini insanın yüzüne – özellikle kitapta seslendiği ve suçlu bulduğu aydın tayfanın yüzüne -  tokat gibi çarpan ve benim için Yakup Kadri’nin gerçeklik anlayışını en keskin şekilde dışa vuran bir yapıttır.

Yakup Kadri’nin yarattığı roman kahramanları hayalleriyle gerçek hayatın kıskacında bırakılan karakterlerdir. Özellikle erkek kahramanları hayatın acı yönlerini yaşayan, biraz “psikopat” olan, hayatın iyi yönlerini görmeyen karamsar insanlardır. Bu durum birçok edebiyat tarihçisine göre Yakup Kadri’nin kendi hayat ve ruh durumunun romanlarına yansımasıdır.  Bir nevi fatalizm ( Cebriye, kadercilik ) yapar.

Daha ilk romanından başlayan bu karakterler, iradeden yoksundurlar. Etkiye açık olan bu insanlarda ak ile kara ayrımı yoktu ve bu yüzden de oldukça fazla sorunla karşılaşırlar.

Yakup Kadri,kitaplarında Atatürk’ü anlatmıştır, ayrıca yakinen tanıdığı Ahmet Haşim de onun kaleminden kendi hayat hikayesini dinlemiştir. Bunun dışında kendi siyasi düşüncelerini işlediği makaleleri, denemeleri bulunmaktadır. Romanları, toplumsal bakış açısıyla yazılmış ve Milli Mücadele dönemine ışık tutar nitelikte sağlam romanlardır.

Eserleri


Roman:

  • Kiralık Konak (1922)
  • Nur Baba (1922)
  • Hüküm Gecesi (1927)
  • Sodom ve Gomore (1928)
  • Yaban (1932)
  • Ankara (1934)
  • Bir Sürgün (1937)
  • Panaroma (2 cilt, 1953)
  • Hep O Şarkı (1956)

Öykü:

  • Bir Serencam (1914)
  • Rahmet (1923)
  • Milli Savaş Hikâyeleri (1947)
  • ŞİİR:
  • Erenlerin Bağından (1922)
  • Okun Ucundan (1940)

Oyun:

  • Nirvana (1909) – İlk eseridir –

Anı:

  • Zoraki Diplomat (1955)
  • Anamın Kitabı (1957)
  • Vatan Yolunda (1958)
  • Politikada 45 Yıl (1968)
  • Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1969)

Monografi:

  • Ahmet Haşim (1934)
  • Atatürk (1946)

Makale:

  • İzmir’den Bursa’ya (1922, Halide Edip, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte)
  • Kadınlık ve Kadınlarımız (1923)
  • Seçme Yazılar (1928)
  • Ergenekon (iki cilt, 1929)
  • Alp Dağları’ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden (1942)

Kaynaklar

Özkırımlı , Atilla, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, c.3, s. 727
Polat, Nazım, İslam Ansiklopedisi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu maddesi, TDV

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın