Makaleler

Neo-klasik (Solowun) Büyüme Teorisinin Temelleri

Yazar: Ahmet Polatlı

Neo-klasik büyüme teorisi; nüfus artışına ve teknolojik değişmeye tasarruf, yatırım ve ekonomik büyümeye nasıl yanıt verdiğini açıklamaktadır. Bu kuram 1950'lerde Robert SOLOW tarafından ortaya atılmıştır. Neo-klasik teoride, nüfusun büyüme oranı ekonomik büyüme oranını tesirler. Yalnız ekonomik büyüme, nüfusun büyümesini etkileyemez. Eşdeğer biçimde Neo-klasik büyüme teorisinde teknolojik büyüme oranı ekonomik büyümeyi tesirler. Yalnız ekonomik büyüme teknolojik değişmeyi etkilemez. Teknolojik değişmeyi ise şans belirler. Şayet şanslıysak süratli teknolojik değişmeye tanık oluruz. şayet şansımız yoksa, teknolojik ilerleme yavaş olur. Yalnız teknolojinin akışını etkileyecek hiçbir şey yapamayız. Teoride değişkenler dışarıdan belirleniyorsa, bu değişkenlere dışsal adı verilir.

1. NEO-KLASİK BÜYÜME TEORİSİNE GİRİŞ

Neo-klasik büyüme teorisinin özünde sermaye stoku ve prodüktivite fonksiyonu bulunur. Kuram emek birimi başına çıktı arasındaki ilişkiyi göz önünde tutmaktadır. Kuram insanların bir statik saat miktarı çalıştığını ve herkesin çalıştığını farz etmektedir. Şahıs başına sermaye stoku ne kadar süratli büyürse, reel GSMH ve şahıs başına gelir o kadar süratli büyüyecektir.

1.1. şahıs Başına Sermaye Arz ve Talebi

Şekilde; sermaye istek ve arzının sermaye stokunu ve onun büyüme hızını nasıl belirleyeceğini göstererek Neo-Klasik büyüme teorisini açıklamaktadır. Şekilde yatay eksende şahıs başına sermaye stoku, düşey eksende reel faiz oranı gösterilmiştir. Sermaye talebi ve sermaye arzını yatırım ve tasarruf kararları belirlemektedir. Buna göre reel faiz oranı ne kadar düşükse, kârlı olan proje sayısı o kadar çok ve sermaye talebi o kadar büyük olacaktır.
Şekilde sermaye talebini aşağıya doğru eğimli DKo eğrisi göstermektedir. Bu eğri boyunca, reel faiz oranı düşerken, sermaye istek miktarı artmaktadır. Sermaye arzını yukarıya doğru eğimli SKo eğrisi göstermektedir. Bu eğri boyunca, reel faiz oranları düşerken diğer şartlar aynıyken arz edilen sermaye miktarı azalmaktadır.
a. Başlangıç Etkisi
b. Uzun sezon Etkisi
Talep edilen sermaye miktarının arz edilen sermaye miktarına denk olmasını sağlamak için reel faiz oranı ayarlanmaktadır. Şekilde görüldüğü gibi ekonomi r1 reel faiz oranında ve k1 sermaye stokunda dengededir. Teknolojide herhangi 1 değişiklik olmadığı vakit şahıs başına sermaye denge düzeyine yaklaşacaktır.
Bunun sonucu bi şekilde şahıs başına reel GSMH 1 statik düzeye yönelecek ve ekonomik büyüme duracaktır. yalnız teknoloji değiştiği vakit şahıs başına reel GSMH büyüyecektir.
Teknolojideki 1 ilerleme sermayenin prodüktivitesini arttırır ve sermaye talebi artar. Sermaye istek eğrisi sağa, DK1e kayar. Sermaye talebimin artması reel faiz oranını r2ye yükseltir. Reel faiz oranındaki artış şeklin (a) kısmında görüldüğü gibi, tasarrufta 1 artışa niçin olur. böylelikle arz edilen sermaye miktarı şahıs başına k2ye yükselir.
Bu sırada ekonomi 1 büyüme dönemi geçirmiştir. Çünkü şahıs başına sermaye stoku ve şahıs başına üretim artmıştır.
1.2. Neo-Klosik Tasarruf Teorisi
Neo-klasik tasarruf teorisi statik vakit tercihi oranı bi şekilde adlandırılan 1 fikre dayanmaktadır. vakit tercihi oranı tasarruf sahiplerinin ulaşmak istedikleri erek reel faiz oranıdır. şayet reel faiz oranı vakit tercihi oranını aşarsa, tasarruf pozitiftir ve sermaye arzı artar.
Şekil (b) kısmında statik tercihi oranının sonuçlarını göstermektedir. vakit tercihi oranı yıllık bazda r1 dir. böylelikle reel faiz oranı r2 ye yükseldiği vakit tasarruf pozitiftir ve sermaye arzı artar. Sermaye arzı eğrisi sağa SK1 e kayacaktır. Sermaye arzı arttığı sebebiyle, reel faiz oranı düşer ve istek edilen sermaye miktarı artar. Muhtemelen, ekonomi reel faiz oranının vakit tercihi oranına denk olduğu noktaya ulaşır. Bu noktada tasarruf sıfırdır ve sermaye arzı SK1 dir.
Yukarıda açıklanan süreç boyunca şahıs başına reel GSMH artmaktadır. şahıs başına sermaye stoku ve reel ücret oranları artmıştır. Ekonomi 1 büyüme yaşamıştır.
Teknolojik ilerlemeler devamlı bi şekilde sermaye talebini arttırır ve reel faiz oranının vakit tercihi oranının üzerine çıkmasına niçin olur. Bu sürecin devamlı bi şekilde yinelenmesi uzun sezon büyüme sürecinde 1 devamlı süreç yaratmaktadır.
2. NEO-KLASİK BÜYÜME SÜRECİ
Üretim faktörleri birbirlerini, ikame ediyorlarsa, sermaye katsayısı, şahıs başına sermayenin fonksiyonu olacaktır.
Neo-klasik Büyüme Modeli
Şekilde garantili büyüme oranıyla doğal büyüme oranının denk olmasını sağlar. şayet ekonomi başlangıçta A noktasında ise yani şahıs başına sermaye epey azsa, garantili büyüme oranı emek gücünün büyüme oranından daha büyüktür ve ekonomiyi dengeli büyümeye (E noktası) yöneltecek biçimde şahıs başına sermaye artacaktır.
Şekilde A noktasındaki gibi şahıs başına sermaye epey düşük olduğu vakit sermayenin marjinal prodüktivitesi, yani kâr dengeli büyümeye tekabül eden kâr oranından daha yüksektir. Yani ücretler epey düşüktür ve kapitalist üretim teknikler yetersizdir. yalnız şahıs başına sermaye kâr oranını (Serm. Marj. Prodüktivitesini) ekonomi dengeli büyüme yoluna ulaşıncaya kadar azaltacaktır.
Bütün ayarlamalar esnasında ücretlerin esnekliği bütün istihdamın korunmasını sağlayacaktır. şayet reel ücretler yapışkansa ekonominin büyüme oranı (garantili büyüme) emek gücünün büyüme oranından daha çok olacaktır ve artan 1 emek kıtlığı oluşacaktır. Bu kıtlık reel ücretlerde 1 artışa niçin olacak ve durum ayrı biçimde ekonomiye E noktasına yani dengeli büyüme yoluna yöneltecek.
2.1. Teknik İlerlemenin Olmadığı Durumlarda Büyümenin Geçici Olması Özelliği
Neo-klasik büyüme modelinde kritik 1 nokta tasarruf oranındaki artışın ekonominin büyüme ritmini değiştirmemiştir. Tasarruf oranındaki artış daha kapitalistik büyüme(yani şahıs başına daha yüksek sermayenin olduğu büyüme) yoluna ulaşmak için geçici bi şekilde üretim ve sermayenin büyümesini hızlandırır.
Tasarruf Oranındaki Artışın Etkisi
2.2. Teknik İlerleme ve Solow Tortusu
Reel ekonomideki gelişmeyi bütün bi şekilde ortaya koyabilmek için uzun dönemde şahıs başına üretim artışını da hesaba katmak gerekir. Bu durumda teknik ilerlemenin göz önüne alınması gerekir. Tasarruf oranı statik olan 1 dengeli büyümenin olabilmesi sebebiyle, teknik ilerlemenin tarafsız olması gerekir yani teknik ilerlemenin sadece emeğin prodüktivitesini artırması gerekir. Emek ve sermaye miktarındaki değişmelere bağlantılı olmayan sadece teknolojik değişmelere bağlantılı olan mal ve hizmet miktarındaki artışlara solow tortusu denir.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın