Makaleler

LGBT Nedir, Neyi Temsil Eder?

Yazar: Hakan Kutluay
LGBT Nedir, Neyi Temsil Eder?

Eşcinsellik, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Geçmişten günümüze hep var olduğunu, hata bazı toplumlarda sanat ve felsefe akımlarına ilham kaynağı olduğunu söylemek mümkündür. Bununla birlikte, bazı toplumlarda ise suç olarak kabul edilmiştir. Bu suçu işleyenlere infaza kadar varan ağır cezalar verilmiş, eşcinseller toplum tarafından dışlanmış ve küçümsenmiştir. Hatta bazı ülkelerde bireylerin cinsiyet değişim ameliyatlarına izin verilmemiştir. Eşcinsellere karşı olan bu önyargı neticesinde “homofobi diye bir olgu türemiş ve eşcinsellik denildiğinde ilk akla gelen kelimelerden biri olmuştur.

LGBT Nedir?

LGBT; lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (transeksüel) kelimelerin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Bazı kaynaklarda GLBT olarak da kısaltılır. 1990’lara kadar LGB kısaltması kullanılmaktaydı. Ancak 1980 sonlarından itibaren gey sözcüğünün de eklenmesiyle kısaltma LGTB’ye dönüşmüştür.

Aslında LGTB kısaltmasının farklı kullanımları da vardır. Örnek vermek gerekirse:

LGBTT: Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, travesti

LGBTİ: Lezbiyen, gey, biseksüel, transgender, intersex

LGBTTIQ: Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transseksüel, intersex, queer

1990 yılından itibaren LGBT kısaltması kullanılmaya başlanmıştır. Bu topluluğun amacı eşcinsel haklarını tek çatı altında savunmaktır. Ayrıca toplumda eşcinsellere karşı olan önyargı ile mücadele etmektir. Öyle ki; LGTB hareketi eşcinsel hareketi ile özdeşleşmiştir.

LGTB kısaltması travesti, transeksüel ve biseksüel kelimelerini kapsamadığından çatı kelime olmaktan çıkmıştır. Hareket, GLBTT kısaltmasını kullanmaya başlamıştır. Ancak bu kısaltma da “lezbiyenler toplumda yok sayılıyor” eleştirisi almıştır. Bu durum karşısında L harfi başa alınarak kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmıştır. Zaman içerisinde yurt dışındaki bazı örgütler bu çatı kelimeye interseksüelleri temsilen “I” ve queerileri temsilen “Q” harflerini ilave etmiştir.

LGBT’li bireyler örgütün gerçekleştirdiği aktiviteler ile birlikte günümüzde tanınmaya başlamış, basında kendilerine yer bulmuşlardır. Her ne kadar tolumda hala “marjinal” olarak tanımlansalar da, halk tarafından kabul görmeye başladıklarını söylemek mümkündür. Bununla birlikte ne yazık ki dünya genelinde eşcinsel bireylere karşı sözlü ve cinsel tacizler halen devam etmektedir.

LGBT Kültürü

LGBT kültürü; lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender olan kişiler tarafından düzenlenen etkinlik ve aktiviteleri tanımlamak için kullanılan bir genel adlandırmadır. LGBT Kültürü yerine Gey Kültürü tanımı da kullanılsa da, gey kültürü tanımlaması LGBT kültürü ile eşanlamlı değildir.

LGBT Sembolleri

LGBT’li bireyler kendi amaçları ve yönelimlerini tanımlamak için bazı semboller kullanır. Bu semboller örgütün varoluş amacını ve değerlerini tanımlar.

LGBT Sosyal Hareketleri

LGBT'liler amaçlarının tüm LGBT’liler için sosyal eşitlik sağlamak, LGBT topluluklarını geliştirmek ve toplumu cinsel baskılardan kurtarmak olduğunu söylemektedirler.

Günümüzde artık örgütlenmiş olan LGBT etkinlikleri; sokak yürüyüşleri, destek grupları aktiviteleri, topluluk aktiviteleri ve lobicilik başta olmak üzere çok sayıda siyasi eylemler ve kültürel faaliyetlerden oluşmaktadır.

LGBT Bayrağının Anlamı

lgbt bayrağı

LGBT sembollerinden biri de gökkuşağı bayrağıdır. Bu bayrak 1978 yılında Gilbert Baker tarafından tasarlanmıştır. Orijinal 8 şeritli eşcinsel bayrağı ile başlanmış, söz konusu dönemde pembe kumaş olmaması sebebiyle 1978 ila 1979 yılları arasında yenilenerek pembe renksiz homoseksüel bayrağı ve sonrasında turkuazsız yani bugünkü haliyle kullanılmaktadır. LGBT bayrağı için gey bayrağı de denir.

Bugünkü haliyle LGBT bayrağı ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki LGBT Onur Yürüyüşü’nde kullanılmıştır. Bu bayrak, günümüzde halen LGBT aktivisti ve destekçilerinin gerçekleştirdiği etkinliklerde sıkça karşımıza çıkmaktadır.

LGBT bayrağındaki her renk ayrı bir durumu temsil eder. Tasarlanan ilk bayrakta kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor kullanılmıştır. Pembe ve cam göbeği renkleri ise fabrikalarda bu renkler olmaması sebebiyle basılmamıştır.

LGBT ve Eşcinselliğin Tarihi

Eşcinselliğin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Yazılı kaynaklarda bu tarih MÖ. 2000-3000 arasındaki yıllara kadar uzanmaktadır. LGBT tarihiyle ilgili en eski belgeler Eski Mısır, Sümerler ve Hititlilere aittir. Mezopotamya’daki bazı tapınaklarda kutsal fahişeler ile birlikte kültün hizmetine adanmış eşcinsel fahişeler de bulunmaktaydı. Bu uygulama yakın bir zamana kadar Hindistan’da da vardı.

LGBT tarihinde Hititler ve Yahudiler de yer almaktaydı. Yapılan araştırmalarda MÖ. 1400’lü yıllarda bir Hitit yasasında erkekler arası evliliğe izin veren bir maddeye rastlanmıştır. Bu yasanın en önemli özelliği tarihte ilk kez eşcinsel evliliğe izin veren yasa olmasıdır. Yahudilerin ise eşcinselliğe karşı tarih boyunca büyük bir mücadele verdiği bilinir.

Akdeniz ülkelerinden Antik Yunanistan’da ise durumlar tam tersiydi: eşcinsellik daha serbest ve kabul görür bir gerçekti. Hatta zaman zaman yüceltiliyordu. Eşcinsellik sanatta ve felsefi konularda saygınlık kazanmıştı. Yunan Mitolojisi’nde kullanılması da bunun bir göstergesiydi. Eski Yunan sanatında da eşcinsellik sıklıkla kullanılmıştır. İlk zamanlar çıplak veya yarı çıplak erkek figürleri kullanılmış, MÖ. 4 ve 5’inci yüzyılda heykel sanatında eşcinselliğin kullanımı en parlak dönemini yaşamıştır. Eski Yunan şiirlerinde hem erkek hem de kadın eşcinselliğine sıklıkla yer verilmiştir. Bu akımın en önemli temsilcisi kendisi de biseksüel olan Sappho’dur. Bazı kaynaklara göre; Sappho’nun Midilli’de bir cimnazyonu vardır. Bu cimnazyumda öğrenciler arasında eşcinsel ilişkiler yaşandığı söylenmiş ve bu durum hem yöneticilerin hem de halkın tepkisini çekmiştir. Ayrıca Sappho yazdığı şiirlerden lezbiyen olduğunu düşünüldüğü için Lesbos Tiranı tarafından Sicilya’ya sürgün edilmiştir.

Antik Yunan döneminde ise; erkeklerle ilişki kurmaktan ziyade kadınlar ile ilişki kurmaya düşkün olan kadınlara tribades deniliyordu. Roma Uygarlığı’nda ise eşcinsellere karşı baskı vardı. Ancak bu baskı sadece Roma vatandaşlarına uygulanıyordu. Antik Çin’in neredeyse tüm tarihi boyunca eşcinselliğin çok yaygın olduğu biliniyor. Dönem olarak ise MÖ. 206 ila MS. 220 yılları arasında ülkeyi yöneten Han Hanedanı döneminde eşcinsellik altın dönemini yaşamış diyebiliriz. Feodal Japonya’da ise askeri çevrelerde eşcinsellik sıradan bir şeydi. Ortaçağ Arap Uygarlığı’nda erkekler arası ilişkilerin konu edildiği bir şiir geleneği bulunmaktaydı. Ünlü Binbir Gece Masalları okunduğunda erkekler arası eşcinsel ilişkilerden esinlenerek yazılan bir şiir geleneğinin olduğu fark edilmektedir. Afganistan’da ise 19’uncu yüzyıla kadar kadın gibi giyinen ve makyaj yapan erkekler (oğlanlar) erkek haremlerinde görev alıyordu.

Hristiyanlıkta eşcinsellik yasaktır. Hatta mahkeme kararı ile infaz edilenler oluyordu. Buna rağmen, özellikle ortaçağ döneminde eşcinsel ilişkilerin çok yaygın olduğu bilinmektedir. 15 ve 16’ıncı yüzyılda, yani Rönesans döneminde, eşcinsellik adeta Eski Yunan dönemindeki gibi yükselişe geçmiştir. Bu yükseliş Modern Çağ döneminde de devam etmiştir. Avrupa’da eşcinsellik Fransız Dönemi’nde dine dayalı tüm suç ve cezaların kaldırılmasıyla birlikte bir suç olmaktan çıkmıştır.

1968 yılına gelene kadar halkta eşcinsellere karşı ciddi bir önyargı olduğunu söylemek mümkündür. Ancak 1968 yılındaki cinsel devrim ve 1969’daki Stonewall ayaklanmaları sonrası bu durum biraz da olsa yön değiştirmiştir. LGBT kültürü bu tarihten sonra hızla büyümüş ve önce Batı Avrupa’dan başlayarak tüm dünya çapında kabul görmeye başlamıştır. Bu dönemde Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya, Orta ve Doğu Avrupa’nın aksine Güney Afrika, İsrail, Filipinler, Güney Kore, Japonya, Nepal ve Tayvan haricindeki Afrika ve Asya ülkeleri eşcinselliği hala suç olarak kabul etmekte, hatta cinsiyet değiştirme ameliyatlarına izin vermemekteydi.

1970’lerin sonundan itibaren LGBT’li bireylere bakış açısında köklü değişimler olmuş ve bu bireyler için örgütlenme dönemi başlamıştır.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın