Makaleler

Kemal Tahir ve Edebi Kişiliği

Yazar: Diba Bahadıroğlu
Kemal Tahir ve Edebi Kişiliği

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının Toplumcu Gerçekçi yazarları arasında yer alan Kemal Tahir, 1910 yılında doğmuş 60 yıllık bir yaşamın ardından 1970 yılında hayata ve edebiyat dünyasına gözlerini yummuştur.  

Soyadı Demir olan Kemal Tahir, II. Abdülhamit’in hünkar yaverlerinden Tahir Bey’in oğlu olarak dünyaya gelmiştir.  Orta okulu Kasımpaşa Cezayirli Rüştiyesi’nde 1923 yılında bitirmiştir. Lise olarak Galatasaray Lisesi’ne gittiyse de 10. sınıfta okulu bırakıp iş hayatına atılmıştır. Önce Zonguldak Maden İşletmelerinde ambar memurluğu görevinde bulunmuş daha sonra İstanbul’a gelerek avukat katipliği  yapmıştır. 1928 – 1938 yılları arasında 10 yıllık bir sürede basın hayatında işe başlamış, sırasıyla Vakit, Haber, Son Posta, Karagöz ve Yedigün gazetelerinde ve karikatür dergilerinde düzeltmen, röportaj yazarı, çevirmen ve sekreter olarak çalışmıştır. 

Kemal Tahir Neden Hapse Atıldı?

Kemal Tahir, 12 yıl hapis yatarak 1950  yılında af ile hapisten çıkan bir yazarımızdır. Hapishanede yatma nedeni ise şudur : Kemal Tahir’in kardeşi Nuri Tahir, astsubaylık vazifesi ile bahriyede görev yapmaktaydı.  Kemal Tahir, kardeşine Sabahattin Ali kitabını hediye etti ve ondan sonra Donanma Mahkemesinde “Askeri isyana teşvik” suçu ile 13 Haziran 1938’de yargılandı ve tutuklandı. Bu suçlamalarla tutuklanan bir diğer isim ise Nazım Hikmet’tir. “Donanma olayı” ya da “Bahriye Davası” olarak edebiyata ve tarihe geçen bu olayda Kemal Tahir, 15 yıl ağırlaştırılmış hapis cezası alır 1950 affına kadar da hapishanede kalır.

Cezaevi Yıllarında Kemal Tahir

Kemal Tahir sırasıyla Çankırı, Çorum, Kırşehir ve Malatya cezaevlerinde tam 12 yıl mahkum olarak bulundu.  Birçok eserini de bu cezaevlerinde kaleme almıştır ama 1954 yılına kadar kendi ismini kullanamadı. Takma adlarla  öyküler ve polisiyeler yazdı.

Bu dönemde mektup türündeki örnekler önemlidir. Kemal Tahir iki mektup eseri oluşturur cezaevi döneminde; 

  1. Fatma İrfan Hanım’a Mektuplar : Bu mektuplar, Kemal Tahir’in Fatma İrfan Hanım’a yazdığı mektupları içerir.
  2. Kemal Tahir’e Mapushaneden Mektuplar : Bu eser ise Namık Kemal’in Kemal Tahir’e yazdığı mektupları içerir.

Sanıldığının aksine Kemal Tahir “sol” görüşü hapishane yıllarında edinmesi. Tahir, zaten 1933 yılında “Geçit” adında bir dergi yayımlaya başlamıştır. Bu dergide önceleri Kenan Şahabettin, İdris Ahmet, Ziya İlhan, Yakup Kadri, Nuri Tahir, Ertuğrul Şevket, Fakih Özden ve Arif Nihat Asya gibi Milli görüşe yakın olan isimler varken daha sonra dergiye Ertuğrul Şevket (Avaroğlu), Türkiye Komünist Partisi üyesi  “Sarı” Mustafa Börklüce ve onun sayesinde  Nazım Hikmet de katıldı. Bu aşamadan sonra “Sosyalist” arkadaşlar edinen Kemal Tahir,  sol görüşü benimsedi.  Yalnız o, zekice bir yaklaşım ile Marksisizm ile Türkiye arasındaki kültürel uçurumu aşmaya çalıştı. Düşüncesine göre Marksist düşünce Türk toplum yapısına gerek sosyal yönden gerek kültürel yönden gerek de ekonomik yönden tersti.  Yani Marksist sistemin topluma huzur ve refah için getirdiği çözümler ile Türk milletinin sosyal yapısı çelişiyordu. Ayrıca bu dönemlere Türkiye yüzünü Batı’ya dönmüştü.  O da tarihe inmek istedi.

Osmanlı dönemini araştıran Kemal Tahir ayrıca  Marx ve Engels'in doğu toplumlarıyla ilgili görüşlerini araştırdı. Şimdi bile birçok tarihçinin hemfikir olduğu bir düşünceyi geliştir: Osmanlının sosyal yapı olarak  büyük bir kısmını oluşturduğu Osmanlı – Türk toplum yapısı Marksist düşüncenin belirlediği gelişim sırasında herhangi bir yerde yer almaz. Osmanlı – Türk toplum yapısı kendine özgü bir gelişim süreci izleyerek daha insancıl ve duygusal bir toplum yapısı oluşturmuştur. Yani para kazanmak için diğer insanları köleleştiren bir mekanizmayı geliştirememiştir,  bu bakımdan da batılılaşma fikri Türk toplum yapısı için gereksiz bir çabadır ve ısrar edilirse sadece taklitten öteye geçmeyecektir.  Bu da Kemal Tahir romanlarına iyi bir malzeme verir : Türk insanı ve Türkiye özeti… Bu ana fikir ile eserlerinde Osmanlı toplum yapısındaki insancıllığı anlatımına da yansıtır. 

Kemal Tahir’in Roman Hakkındaki Görüşleri

Kemal Tahir’e göre Batı medeniyetlerinde roman nasıl ortaya çıkmışsa Türk toplumunda da o şekilde ilerlemelidir. Batı medeniyetlerinde roman, halk hikayelerinden çıkmıştır o zaman Türk toplumunda da bir Türk romanı şekillendirilmek isteniyorsa halka inilmelidir. Kemal Tahir’e göre halk hikayeleri ulusal Türk romanının temeli olacaktır. Zaten eserlerini incelediğimizde göreceğiz ki Kemal Tahir’in konusunu tarihten alan birçok eseri vardır. Kurtuluş Savaşı ve yakın tarih onun en çok işlediği ana konulardır.  Kemal Tahir, halk öykücülüğüne inmeyi amaç edindiği için olacak ilk eseri köy romanıdır.

Kemal Tahir romanı,  içinden çıktığı toplum yapısından ayrı düşünmez. Bu bakımdan da romanı kişiden topluma taşır. Yani aslında romanlarında işlediği karakterlerde bir toplum yapısı, bir Türk toplum yapısı göze çarpar. Kemal Tahir, romanın insan doğasından toplum doğasına geçişini işleyerek Türk edebiyatında bu konuları işleyen ilk yazardır. Kemal Tahir’e göre Türk insanı, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan kurtulamaz ve  20.yy’a kadar hala Osmanlı yapısını arar. 

Toplumsal gerçekçi bir yolda ilerleyen Kemal Tahir’in roman dili ağır olmayacaktır elbette. Okuyucuya daha yakın genelde Orta Anadolu şivesinin yaygın olduğu bir roman dili oluşturur. Oluşturduğu roman dili ile de harika karakterler yaratmıştır. Karakter diyalogları dil malzemesi açısında da oldukça zengindir.

Kemal Tahir, tarih dışında hapishane, köy yaşamı, kadın – erkek ilişkileri, aile düzeni, batıl inançlar, kan davaları, köy sorunları, köy içi sorunları, din ve töre baskını, cahilliği, köy sorunları ile mücadeleleri,  din baskını, töre baskısını ve cinsel sapıklıkları da eserlerinde işler. 

Kemal Tahir, gerçekçi bir bakışla yazar eserlerini ve bu bakımdan da güçlü bir gözlem yeteneği açıkça vardır romanlarında. 19.yy Fransız yazarlarının gerçekçiliğin etkilenmiştir.

Kemal Tahir ısmarlama romanlar da yazmıştır. Ekonomik sorunları yüzünden Mayk Hammer’in yerli versiyonları diyebileceğimiz polisiye eserleri kaleme almıştır. Bu romanlar, onun fikirlerini yansıtmadığı için burada bu konuyu zikretmiyoruz.

Kemal Tahir’in Edebi Hayatına Bir Bakış

Kemal Tahir edebiyat hayatına şiir ile başlar. İçtihat dergisinde 1931 yılında çıkan şiirleri onun ilk edebiyat çığlıklarıdır.  Daha sonra basın hayatına atılır . 1923 yılından 1934 yılına kadar arkadaşları ile birlikte çıkardığı GEÇİT dergisinde ve  1932 yılındaki  KÜLTÜR dergisinde yazılarını, şiirlerini yayınlar. Bu ilk zaman şiirleri ölçülü ve uyaklı şiirlerdir. 

Kemal Tahir’in edebiyat anlayışı Nazım Hikmet ile birlikte değişir. 1935 yılında yayımladığı şiirler artık ölçüsüz ve uyaksız şiirlerdir. 

Yalnız maalesef Türkiye şartlarında ekmeğini kalemi ile çıkaran yazarlardan olmanın zorluğunu çeker.  1935’li yıllarda serüven, macera, polisiye, güldürü romanları yazar ekonomik kaygılarla. Ayrıca çevirilerini de çalıştığı gazetelerde yayımladı. 1936 yılında “Namık Kemal için Diyorlar ki”  başlığına bir anketi ve 1937 yılında Bir Çalgıcının Seyahati adıyla yazdığı ısmarlama romanı kitap olarak çıkarır. Buraya kadar Kemal Tahir’in olgun bir edebi eser verdiği görülmez. Bunlar henüz ufak adımlardır. 

Edebiyat değeri taşıyan ilk öykülerini cezaevinde yazdı Kemal Tahir. Göl İnsanları adlı öykü kitabına dört öyküyü, 1941 yılında hapishanedeyken yazdı. İleride yazacağı romanlarına da taslakları yine bu dönemde yazdı.

Hapishane yıllarında takma adla yazıp Yenigün gazetesine gönderdiği  Sağırdere 1955 yılında kendi adıyla yayımlandı. Kemal Tahir’in ilk edebi romanı olan bu eser, bir köy romanıdır. 

1964 yılına kadar Bedri, Eser, Samim, Aşkın, Ali Gıcırlı, F.M, İkinci gibi takma adları kullandı.

Mayk Hammer dizi her ne kadar ekonomik kaygı ile yazıldıysa da yine de Kemal Tahir’in elinden çıkma olduğu belli olacak kalitelidir. Bu dizideki eserlerin bazıları çeviri bazıları da Kemal Tahir’in yazılarıdır. 

Kemal  Tahir’in Eserlerinde İşlediği Konular ve Bazı Eserlerinin Konuları

Kemal Tahir’in özellikle romanlarında işlediği ana ve yan temaları madde madde yazarak gösterelim: 

  • Osmanlı tarihi
  • Yakın tarih
  • Hapishane yaşam
  • Köy yaşamı
  • Kadın – erkek ilişkileri
  • Aile düzeni
  • Batıl inançlar
  • Kan davaları
  • Köy sorunları
  • Köy içi sorunlar
  • Din ve töre baskısı
  • Cahillik
  • Köy sorunları ile mücadeleler
  • Din baskını
  • Töre baskısını
  • Cinsel sapıklıklar
  • Tanzimat döneminden bu yana değişen mülkiyet kavramı
  • Ağalık kurumu
  • Eşkıyalık hareketlerinin nedenleri ve gerçek yüzü 
  • Cumhuriyet dönemindeki siyasi çekişmeler  ve bunun getirisi olarak Batılılaşma hareketleri
  • Yeni Türk devleti oluşumundaki eksikliklere eleştiri
  • Değişen toplum yapısı ( Osmanlıdan Batılıya ) 
  • Kendi geliştirdiği tarih tezleri 

Söylemeden geçmemek gerekir ki Kemal Tahir’in bu konuları ama özellikle oluşturduğu tarih tezleri bugün bile hala tartışılmaktadır. Döneminde de kah eleştiri kah övgü ile adından sıkça söz ettirmiştir.

Kemal Tahir’in bazı eserlerin konusu şu şekildedir:

  • Devlet Ana: Osmanlı geleneğinden kopuşun yanlışlığı ana fikirdir. Kendi geliştirdiği tarih tezlerinden birisini işler. Buna göre Osmanlı toplumu Batı toplumundan oluşum olarak da yaşam olarak da farklıdır. Bu bakımdan Batılı gelişim ve üretim bizi ileri götüremez.
  • Yorgun Savaşçı : Kurtuluş Savaşı anafikirdir. Osmanlı’nın 1920 yılında anlaşma imzalamasından Kurtuluş Savaşı’nın en güçlü olduğu yere kadar olan zaman diliminde İttihat ve Terakki Partisi üyesi olan Yüzbaşı Cemil’in hayatı anlatılır. Burada da Kemal Tahir’in tarih tezlerinden birisi işlenir.
  • Yol Ayrımı :  Cumhuriyet döneminde çok partili hayata geçiş denemesini işler.  TRT, bu eseri 2012 yılında aynı adla dizi haline getirmişti.
  • Kurt Kanunu: Mustafa Kemal Paşa’ya  yapılan İzmir Suikastı  ve arka planı anlatılır. "Kanlı Tuzak", "Sürek Avı" ve "İnsanlık Sorunu" şeklinde üç kısımdan oluşur. Yayımlandığı zamanlarda Mustafa Kemal Paşa’ya hakaret ve küçük düşürme iddialarından fazlaca eleştiri almıştır. 
  • Bozkırdaki Çekirdek : Köy enstitülerinin kuruluşu ve gelişimi anlatılır.
  • Esir Şehrin İnsanları : Esir Şehrin İnsanları – Esir Şehrin Mahpusu – Yol Ayrımı adlarıyla yazılan üçlemedir. İşgal döneminde İstanbul’dan Kurtuluş Savaşı’na ve en sonunda da Cumhuriyet Halk Fırkası dönemleri anlatılır. 

Kemal Tahir’in Eserleri

Hikaye

Göl İnsanları (1955)

Roman

Sağırdere (1955)

Esir Şehrin İnsanları (1956)

Körduman (1957)

Rahmet Yolları Kesti (1957)

Yediçınar Yaylası (1958)

Köyün kamburu (1959)

Esir Şehrin Mahpusu (1962)

Kelleci Memet (1962)

Yorgun Savaşçı (1965)

Bozkırdaki Çekirdek (1967)

Devlet Ana (1967)

Kurt Kanunu (1969)

Büyük Mal (1970)

Yol Ayrımı (1971)

Namusçular (1974)

Karılar Koğuşu (1974)

Hür Şehrin İnsanları (1974)

Damağası (1977)

Senaryo

Haremde Dört Kadın (1965, Halit Refik ile birlikte)

Mektup

Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar (Nazım Hikmet'le yazışmaları)

Notlar / K. Tahir Vakfı çalışmaları

1950 Öncesi Cezaevi Notları

1950 Öncesi Şiirler; Ziya İlhan'a Mektuplar

Batılaşma

Çöküntü

Kitap Notları

Mektuplar

Notlar / Osmanlılık / Bizans

Roman Notları 1; Topal Kasırga / Darmadağın Olan Devlet

Roman Notları 2; Batı Çıkmazı

Roman Notları 3; Patriyot Ömer / Gülen Azap Çıkmazı

Sanat edebiyat 1

Sanat edebiyat 2

Sanat edebiyat 3

Sanat edebiyat 4

Sosyalizm, Toplum ve Gerçek

Film

Karılar Koğuşu (film)

Haremde Dört Kadın (film)

Kaynaklar

Alangu, Tahir, Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman, c.3, 1965
Özkırımlı , Atilla, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, c.3, s. 742 – 745
Tüzer, İbrahim, Türk Dili ve Edebiyatı / Yeni Edebiyat, Akçağ Yay., Ankara, 2015

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın