Makaleler

IMF Nedir, Görevi ve Amacı Nelerdir?

Yazar: Emel Gülcan
IMF Nedir, Görevi ve Amacı Nelerdir?

IMF (International Monetary Fund) halk arasında, ekonomik açıdan sıkıntı yaşayan ülkelerin kapısını çalıp borçlandığı bir banka gibi görülen Uluslararası Para Fonu’dur. Resmi olarak Aralık 1945’te ABD’nin New Hampshire Eyaleti’nde yapılan Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında 29 üyesinin imzasıyla kurulmuştur. 1 Mart 1947’de fiilen çalışmaya başlan bu uluslararası organizasyondan aynı yıl ilk borç alan ülke Fransa’dır.

Merkezi Washington’da bulunan IMF, parasal konularda küresel işbirliğini ve mali istikrarı sağlamaya çalışır. Uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdamı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi desteklemek de görevleri arasındadır. Organizasyon bu hedefler doğrultusunda, ihtiyacı olan ülkelere belirli şartlarla borç verir.

IMF'in para birimi 1969’da uluslararası bir ödeme ve rezerv aracı olarak oluşturulan SDR’dir (special drawing right – özel çekme hakları). SDR sepetinin yüzde 41,73'ünü dolar, yüzde 30,93'ünü Euro, yüzde 10,92'sini Yuan, yüzde 8,33'ünü Yen ve yüzde 8,09'unu Sterlin oluşturur. 1 SDR Şubat 2017 itibariyle 1.35576 ABD doları, 5.0337 TL’dir. Şu anda 188 ülke IMF’ye üyedir ve kurumun başkanı Christine Lagarde’dir.

Tarihsel Arka Planı

Yakın geçmişte peş peşe patlayan iki dünya savaşı, küresel ölçekte ekonomik bunalımlar yaşanmasına ve IMF’in kurulmasına vesile oldu denilebilir. Özellikle devletlerarası ilişkilerin yıprandığı dönemde, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın ekonomisi tamamen bozulmuştu. Ülkeler arasındaki gelir farklarının iyice belirginleşmesi karşısında ABD, yeni küresel krizler yaşanmaması için diğer ülkelerin ekonomilerini kontrol altına almak istemişti. Çünkü 1930’larda Büyük Buhran’dan epey zarar gören ABD, savaş boyunca ekonomik açıdan yaralarını sarmış, ihracatını ve altın stoklarını arttırmış, hatta krizdeki ülkelere yardım edebilecek küresel güce dönüşmüştü. Böylece Büyük Buhran’daki gibi bir krizin yeniden yaşanmaması için, Avrupa’daki mali sıkıntı yaşayan devletlerle ekonomik işbirliği yaratmak adına ABD’nin öncülüğünde IMF, Dünya Bankası gibi organizasyonlar ortaya çıktı. Aslında IMF ve Dünya Bankası kabaca Avrupa devletlerinin gücünü toparlaması için kurulmuştu. IMF sayesinde Avrupa devletlerine verilen kredilerle milletlerarası ticaretin daralması önlenecek; Dünya Bankası sayesinde ise uzun vadeli yatırım kredileri ile Avrupa’nın yeniden imarı sağlanacaktı.

IMF’in Görevleri Nelerdir?

IMF’in en bilinen görevi, ülkelere ekonomik zorlukları atlatabilmeleri için borç vermektir. Ama elbette görevleri bununla sınırlı değildir; IMF aynı zamanda ülkelerin kur politikalarını izler, ülkeleri daha liberal bir kambiyo ve dış ticaret rejimi uygulamaya özendirir. Ülkelerin ticari bankalara ya da resmi kurumlara borçlarını ödeyememeleri durumunda ara buluculuk yapar. Ekonomik trendlere ve ülkelerin dinamiklerine bakarak hükümetlere ve merkez bankalarına tavsiyelerde bulunur. Küresel, bölgesel ve bireysel ekonomilerin ve piyasaların izlenmesine dayanarak araştırmalar ve analizler yapar. Ekonomileri iyileştirmeleri konusunda ülkelere yardımcı olmak üzere teknik yardım ve eğitim verir.

IMF’in Amaçları Nelerdir?

IMF’in ana amacı paraya duyulan güvenin düşmesi sonucu paranın değerinin saptanabileceği bir kurum oluşturmaktır. Organizasyon üyelerine borç vererek ve üye ülkelerin ekonomileri ile küresel ekonomiyi izleyerek, uluslararası ekonomik istikrarı oluşturmaya çalışır. Uluslararası parasal işbirliğini teşvik eder. Böylece milletlerarası ticaretin dengeli şekilde gelişmesini ve ticaretin kolaylaşmasını hedefler. Ayrıca kurum, üye devletlerin tam istihdama ve yüksek büyüme hızına ulaşmasına imkân hazırlar. Yine kambiyo istikrarını sağlayarak tek yönlü devalüasyonlara engel olmayı amaçlar.

IMF’in Kaynakları Nelerdir?

IMF’in kaynakları genel olarak, ülkelerin üye olduklarında ödedikleri sermaye taahhütleri, yani kotalardan gelir. Kota belirlenirken ülkenin yurt içi hâsılası ve dış ticaret hacmi temel alınır. Kotalar genel olarak üye ülkelerin ekonomisinin büyüklüğünü yansıtır; her bir üyenin sahip olduğu eşit birim oy sayısı ile birlikte, ülkelerin oy gücünü, fona ödeyeceği miktarı ve fondan çekeceği kredi miktarını belirler. Ülkeler fona üye olduklarında fonun yüzde 75’ini kendi ulusal parası cinsinden, geri kalan yüzde 25’ini ise dolar cinsinden yatırır. Böylece her ülkenin parası her an kullanıma hazır şekilde fonun emrindedir.

Mayıs 2016 yılı itibariyle IMF’in toplam kotası 476,8 milyar SDR olup organizasyonun yaklaşık 145 milyar Dolar değerinde altın rezervi vardır. Bu miktar sayesinde IMF, dünyanın en büyük üçüncü resmi altın rezervi sahibidir.

IMF’den Borç almak için Hangi Şartlar Gerekir?


Birçok ülke IMF’den kredi almak ister. Çünkü bu durum aslında bir prestij meselesi gibi algılanır ve borç alan ülkeler diğer ülkelerin gözünde de güvenilirlik bakımından öne çıkar. Yani IMF’den kredi alan ülke, diğer ülkelerin nazarında da borç verilebilir konuma gelmiştir. Ancak IMF’den borç almak için durdurulamaz bir ödemeler bilançosu açığı olmalıdır. Ayrıca ülkenin borcunu geri ödeyebilecek kapasitede olması önemlidir. Çünkü IMF kendini garantiye almadan ülkelere borç veremez.

Ülkeler IMF’den borç almak için şu şartları kabul etmek zorundadırlar: Ülke kamu giderlerini azaltacak ve vergileri artıracak önlemler almalıdır. Ülkede para arzı kısılmalı, serbest fiyat politikaları izlenmelidir. Ayrıca dış ticaret liberalleşmeli ve ulusal paranın değeri düşürülmelidir.

IMF kredilerin geri ödeme süresi genellikle 3-5 yıldır. Kredi kullanan ülke bir faiz ödemesi yapar ancak bu, düşük bir faizdir. Ülke, borcunu aldığı para cinsinden ödeyebileceği gibi IMF’nin parası olan SDR cinsinden de ödeyebilir.

Türkiye’nin IMF İle İlişkileri Nasıldır?

Türkiye, 1947’de organizasyona üye oldu ve 19 stand-by anlaşması yaptı. 1961'de Başbakan Cemal Gürsel'in kurduğu 24. hükümet döneminde ilk anlaşma imzalandı ve bu anlaşmayı 1970'e kadar yenileri takip etti. 1970-1980 döneminde IMF kredilerine başvurulmazken 1980'de IMF ile uzun süreli ilk stand-by anlaşması imzalandı. Türkiye’nin aralıklarla devam eden borçlanması dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu 61. hükümet zamanında bitti. 422,1 milyon Dolar tutarındaki son taksit 14 Mayıs 2013’te ödendi. Böylece 10 yılda IMF´ye toplam 23,5 milyar Dolar borç ödenerek Türkiye 52 senedir borçlu olduğu kuruma borcunu sıfırladı.

IMF Protestoları

Kurulduğu ilk yıllardan itibaren IMF’in yapısı ve amaçları özellikle küreselleşme karşıtları tarafından protesto edilmiştir. Kurum özellikle gelişmekte olan ülkelere önerdiği reçetelerle epey tepki çekerken kapitalizmin en büyük sömürü araçlarından kabul edilir. IMF’in bu kadar eleştirilmesinde, gelişmiş ülkelerin etkisinde olduğu ve bağımsız bir kuruluş olması için bu özelliğinden sıyrılıp az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yanında yer alması gerektiği vurgulanır. Organizasyonun genellikle ABD’li başkanlarca yönetilmesi de bir başka eleştiri konusudur. Ayrıca IMF'in kasıtlı olarak Amerika ve Avrupa kökenli şirketlerle iyi ilişkiler kuran askeri diktatörlükleri desteklediği iddia edilir. Hatta IMF'in demokrasi, insan hakları, işçi hakları konularına karşı durduğu kabul edilir. Buna karşılık IMF taraftarları ise kurumun asıl görevinin demokrasi değil ekonomik istikrar olduğunu, ekonomik istikrarın da demokrasinin temel taşı olduğunu belirtirler.  

2000'e kadar anlaşma yapılan ülkelerde reel ücretlerin ve refah seviyesinin azalması da organizasyonu büyük ülkelerin direktifleriyle hareket eden bir konuma getirmiştir. Özellikle IMF’in kurulduğu dönemden itibaren küresel ekonomik istikrarı sağlama vaadinin gerçekleşmemesi de bütün IMF toplantılarında tansiyonun artmasına neden olmuştur. Örneğin Nisan 2000’de Washington’da binlerce protestocu Dünya Bankası ve IMF'in toplantıları için bazı yolları kapatmış, polis cop, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi ile protestocuları dağıtmaya çalışmıştır. Eylül 2000’de Prag’da 10 bin küreselleşme karşıtı Dünya Bankası ve IMF’in yıllık toplantısını protesto etmiş ve polisle çatışmıştır. 2009’da İstanbul’daki toplantılarda da benzer sahneler yaşanmıştır. Hatta IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’a, Bilgi Üniversitesi’ndeki konuşması sırasında ayakkabı fırlatılmıştır.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın