Makaleler

Hece Ölçüsü Nedir?

Yazar: Diba Bahadıroğlu

Hecelerin uzunluğuna ya da kısalığına bakmayan, onların sayıları ile ilgilenen bir ahenk sistemidir. Hece sistemi, dizelerdeki hece sayılarında eşitlik isteyen bir vezindir; yani hecenin sadece niceliği ile ilgilenir.  Eskiler hece veznine vezni-benân, hesâb-ı benân derlerdi.  Bu adlandırmaların nedeni hece ölçüsünün parmakla sayılarak icra edilmesidir. Halk daha sonra bu terimleri “parmak hesabı” olarak Türkçeleştirecektir.

Hece ölçüsü Türkçeden doğar..

Türkçe ve Türk dili, hece ölçüsünün yaratıcısıdır. Bu bakımdan hece ölçüsü için “Milli ölçü” diyenler de vardır ki bu doğru bir tanımdır.

Hece ölçüsü, ünlü harflere dayanan bir dil olan Türkçeye en uygun ölçüdür.  Nitekim Türk edebiyatı, İslami daireye girmeden ve Doğu edebiyatına öykünmeden önce bu ölçüyü kullanmaktaydı. Bunu ortaya çıkan en eski örneklerden anlayabiliyoruz.

İlk hece ölçüsü ne zaman kullanıldı?

Bilinen en eski hece ölçüsü örnekleri Turfan kazılarında bulunan ve Kaşgarlı Mahmud’un yadigarı  Divanü Lügati’t Türk adlı eserde ortaya çıkmıştır. Bu ansiklopedik eserde hece ölçüsü ile  yazılan şiir parçalarına rastlanması ve bu şiir parçalarının derleme yöntemiyle elde edilmesi bu ölçüyü en eski ölçümüz yapmaktadır.  Oradaki manzum parçaların eserin yazıldığı 11.asırdan daha eski olduğu da muhakkaktır.

Bunun dışında destanlarda görülen şiir parçalarının da hece ölçüsü ile yazıldığı bilinmektedir. Bu da demektir  ki halk, hece ölçüsünü bilmekte ve kullanmaktadır.

Aruz ölçüsüne geçiş ve hece ölçüsünün durumu…

Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra İslam ile gelen her şeyi kabul ettiler. Bu durum özellikle edebiyatımızda bir İslamiyet’in kabulü sonrası edebiyat dönemini açtı. Bu dönemde aruz ve aruzla yazılan nazım şekilleri edebiyatımıza girdi.  Hem Doğu hem de Batı Türk devletlerinin aydınlarının aruza özenerek aruz vezninde şiir yazması hece ölçüsünü aydınlardan uzaklaştırdı. 

11.asırda aruzla yazılan ilk eser olarak kabul edilen Kutadgu Bilig adlı eserde,  11’li hece kalıbına benzerliği ile dikkat çeken Şehname kalıbı (Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûl ) kullanılmıştı. Yusuf Hac Hacib’in  bu kalıbı kullanması ve mesnevi nazım şekliyle yazdığı eserine dörtlükler yazması Türklerin esas ölçülerini unutmadığı ve bu ölçülerine uyan aruz kalıplarını tercih ettiğini gösteriyor. Nitekim daha sonraki zamanlarda Doğu edebiyatına hayranlık ve daha da ilerisi Doğu edebiyatını geçme telaşı aydınları sarmış ve hece ölçüsü düpedüz unutulmuştur. Bu durum da edebiyatımız Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı olarak ikiye ayrılmıştır.

Halk edebiyatı, hece ölçüsünü kullanırken  Divan şairleri hece veznini ölçüden dahi saymayarak aşağılamışlardır. Ne yazık ki ilk dönemlerde Halk şairleri de Divan şairlerine özenerek  divan, selis, semai gibi aruz kullanılan eserler meydana getirmişlerdir. Hatta Dertli  gibi birkaç halk şairinin Divan’ı dahi vardır ( Bu şairlere kalem şuarası denir ). Bu durum çok uzun sürmemiş Yunus Emre, Aşık Ömer, Karacaoğlan gibi hece ölçüsünü zirveye taşıyan halk şairleri ortaya çıkmıştır. Buna rağmen divan şairleri halk şiirini hor görmüş velhasıl tezkirelerde ozanların, aşıkların yani halk şairlerin adı dahi anılmamıştır.

18.asırda divan şairlerinin bu bakışı değişmiş, tezkirelerde ozanlar, aşıklar anılmaya başlanmış hatta 18.asrın en parlak şairi Nedim, hece ölçüsü ile türkü yazmıştır.

Hece ölçüsünün sistemi…

Tanımda da bahsettiğimiz gibi  dizelerdeki hece sayısının eşit olmasına hece ölçüsü denir. Türk nazım şekli dörtlüklerle oluşturulan nazım şeklidir; bu bakımdan dört dizede de hece sayılarında eşitlik olması gerekir. Bu açıklama göre hece ölçüsünün iki önemli özelliği vardır:

Dizelerdeki hece sayısı : Yukarıda bahsettiğimiz  durumdur. Dizelerdeki hece sayısının denkliği bize o şiirin ölçüsünü gösterir ve hece sayısının adı ile anılır: 7’li, 11’li, 12’li, 15’li gibi…

  1. Dizelerdeki heceleri heceleme yöntemiyle sayabileceğimiz gibi sesli harfleri sayarak da bulabiliriz. Örneklersek : güz-el-ler olarak da hece sayısı 3 çıkar,  ü – e – e  sesli harflerini sayarsak da hece sayısı 3 çıkar.

    Hece ölçüsünde sayılan sesli harflerin uzun ya da kısa olması sayı değerini değiştirmiyor. “a” ile “â” ya da “u” ile “û” aynı değerde sayılıyor.

  2. Durgulanma ve Durak : Hece ölçüsünde dizenin belli bölümlere ayrılmasına durgulanma, bu bölüm yerlerine de durak  denir. [Prof. Dr. Cem Dilçin; Örneklerle Türk Şiir Bilgisi] Aruzdaki takti karşılığı olarak da hatırlanabilir lakin farkları vardır. En önemli farkları takti’nin söz ortasından bölünebilmesi ve sözcükte anlam bütünlüğü aramaması ama durakta sözcüğün ortasından bölünmenin olmaması; bölme için anlamlı bir söz öbeği gerekmesidir. Durak ancak kulakta uyumlu bir izlenim bırakan anlamlı söz öbekleri arasında olur [Prof. Dr. Cem Dilçin; Örneklerle Türk Şiir Bilgisi]. Durak yapılması için uğraşmaz şairler, durak dilimizin doğal akışında meydana gelir zaten.

    Bundan başka, vurgulu hecelerden biri durağın sonuna getirilerek de durgulanma yapılabilir.

    Halk edebiyatında en sık kullanılan hece ölçüsü 11’li hece ölçüsüdür ama her zaman  bu kadar uzun kalıplar kullanılmaz. Az heceli kısa dizelerden oluşan kalıplar, uzun dizeli hece kalıplarından daha az durağa sahiptir. Hatta bu dizeler tek duraklı olurlar genelde. Bu durak da Türkçenin söz dizimi esasına uyarak sonda olur.

    Halk edebiyatının tüm ürünlerinde durak olmak zorunda değildir. Durakların yeri her dizede değişen ürünlerde , nazım duraksız sayılır. Bunun yanı sıra durakları her dizede değişen halk şiirleri de nazımdaki tek düzeliği kırarak daha hoş bir tını sağlar bizlere.

    Hece ölçüsü çok  karmaşık bir ölçü değildir. En zor görülen duraklardır onun da kuralı basittir : Hece ölçüsünün kalıplarında en 2 en çok 5 durak olabilir. Duraklardaki hece sayısı ise en fazla 1 en az 10 heceden oluşabilir.

Bu ölçülere ve durakları verip birkaç şiirle örnekleyelim:

İki duraklılar

Üçlüler (1+2, 2+1),

Dörtlüler (1+3, 2+2, 3 + 1),

 Beşliler (2+3, 3+2),

Altılılar (3 + 3, 4+2,2+4),

 Yedililer (3+4, 4+3, 5+2, 2+5),

Sekizliler (4+4, 3 + 5, 5+3, 6+2, 2 + 6),

Dokuzlular (6+3, 3+6, 5+4, 4+5),

Onlular (5+5, 6+4, 4+6, 7+3, 3+7),

Onbirliler (6+5, 4+7, 5+6),

Onikililer (6+6, 7+5, 5+7),

Onüçlüler (8+5),

Ondörtlüler (7+7),

Onbeşliler (8+7, 7 + 8),

Onaltılılar (8 + 8),

Onsekizliler (8+10).

Üç duraklılar:

Onbirliler (4+4+3),

Onikililer (4+4+4),

Onüçlüler (4+4+5),

Onsekizliler (4+4+10)

Dört duraklılar:

Onbeşliler (4+4+4+3),

Onaltılılar (4+4+4+4).

Beş duraklılar:  

Ondokuzlular (4+4+4+4+3),

Yirmililer (4+4+4+4+4).

TÜRK EDEBİYATINDAKİ HECE KALIPLARI


  1. İkililer  : Duraksızdırlar. Genellikle atasözleri, deyimler, tekerleme, bilmeceler ve türkü kavuştaklarında ( nakarat) kullanılır.

  2. Üçlüler : İkili kalıpla aynı sahada kullanılır. 1+2 / 2+1 duraklıdır.

  3. Dörtlüler  : İkili kalıpla aynı sahada kullanılır. 1+ 3 / 2 + 2/ 3+1 duraklıdır

  4. Beşliler : İkili kalıpla aynı sahada kullanılır. 2+3 / 3+2 duraklıdır. Yunus Emre ilahilerinde rastlanır. Aşağıdaki ilahide duraklar her dizede değişen , 5’li hece kalıbıyla yazılan bir ilahi örneği vardır. 
    Yar yüreğim/ yar
    Gör neler/ var
    Bu halk/ içinde
    Bize güler/ var
    ...
    Yûnus /sen bunda
    Meydân/ isteme
    Meydân /içinde
    Merdâneler/ var ( Yunus Emre / İlahi )

  5. Altılılar: Dinî tasavvuf edebiyatınca kullanılır. 3+3 / 4+2 / 2+4 duraklı olurlar. Aşağıda Yunus Emre’den alınan Nefes’te 3+3 durak kullanılmıştır.
    Ahd ile /vefâlar
    Zevk ile / sefâlar
    Bu yolda / cefâlar
    Çekmeğe /kim gelir

    Âh ile / göz yaşı
    Yûnus’un / haldaşı
    Zehr ile / bu aşı
    Yimeğe / kim gelir ( Yunus Emre / Nefes )

  6. Yedililer : Türk edebiyatının ilk zamanlarından bu yana oldukça fazla kullanılmıştır. En çok kullanılan nazım şekli maniler olduğu için mani kalıbı olarak da bilinir. Fazlaca kullanıldığı için birçok durak biçimi vardır : 3+4 / 4 + 3/ 5 + 2 ve 2 + 5…
    Manilerde genelde anlam son iki dizededir. Bu bakımdan duraklar değişkenlik gösterebilir. Biz karışık manilere örnek vereceğiz:
    A benim bahtu yârim
    Gönülde tahtı yârim
    Yüzünde göz izi var
    Sana kim bahtı yârim
    *
    İğnem düştü yerlere
    Karıştı gazellere
    Tabiyetim kurusun
    Sarkarım güzlllere
    *
    Kız saçların örmezler
    Seni bana vermezler
    Sen bu gece bana kaç
    Ay karanlık görmezler
    Ayrıca yedili hece kalıbı en eski Türk yadigarlarının bulunduğu Divanü Lügatit Türk  adlı eserdeki manzum parçalarda da görülmektedir :
    Öpkem kalıp ogradım – Öfkem geldi ( ve ) fırladım.
    Arslanlayu kökredim –  Aslan gibi kükredim.
    Alplar başın togradım – Yiğitlerin başını doğradım.
    Emdi meni kim tutar – Şimdi beni kim tutar  (Divanü Lügatit Türk   c.I s.125)
    Yeni Türk edebiyatta da 7’li hece ölçüsü kullanılarak yazılan halk edebiyatı nazım şekli ürünleri vardır.
    Mâniler
    Gözlerin mavi mine,
    Vuruldum perçemine
    Aşkın beni çevirdi
    Aslı’nın Kerem’ine
    *
    Çıkar şu elbiseni
    Böyle istemem seni
    Öptüğüme kızdınsa
    Geriye al bûseni
    *
    Sağ derken sola düştüm
    Açık bir kola düştüm
    Ben Adem’le Havva’nın
    Düştüğü yola düştüm
    *
    Naz edip beni üzme,
    Öyle gözünü süzme,
    “Gel öpeyim” deyince
    Dudaklarını büzme.
    *
    Yoktur ellerde gözüm
    Sorma ki : Neden gözüm ?
    Sînendedir vatanım,
    Doğduğun yerde gözüm ( Yusuf Ziya Ortaç )

  7. Sekizliler : Yedili hece kalıbı kadar fazla kullanılmıştır. Semai, türkü, koşma  varsağı tür ve şekilleri bu kalıp ile yazılabilir. 4+4 / 3+5 / 5+3/ 6+2/ 2+6 ve 3 + 3+ 2 durakları kullanılır. Divanü Lügatit Türk’te bu kalıpta pastoral şiir kalıntısına rastlanmıştır.;
    Etil suvı aka turur – İdil ırmağının suyu akar durur
    Kaya tübi kaka turur – Kaya dibini oyar durur
    Balık telim baka turur – Balık fazladır, baka durur
    Kölin takı küşerir.  – Gölü bile taşırır balıklar (Divanü Lügatit Türk   c.I s.73)
    Sekizliler genelde 4+4 ve 5+3 hece ölçüsü ile yazılır ve bu duraklar her dizede aynı  olmayabilir.
    Bizim sahraların başı
    Pâre pâre duman şimdi
    Kavuşması yaman şimdi

    Benim aşnam şimdi çıkar
    Çıkar da yollara bakar
    Emrah’ı odalara yakar
    Boyu serv-i revan şimdi ( Erzurumlu Emrah / Semai )

  8. Dokuzlular : Çok fazla kullanılmamıştır.  Atasözlerinin ve deyimlerde 6+3 / 3+6 / 5+4 / 4+5 durakları ile rastlanır.

  9. Onlular: Dokuzlular aynı durumdadırlar. 5+5/ 6+4/7+3 ve 3+7 atasözleri ve deyimlerde kullanılmıştır.

  10. Onbirliler : Türk edebiyatının her döneminde en çok tercih edilen ve kullanılan hece kalıbıdır. Koşmalar, destanlar, tekke edebiyatı ürünleri ve bunlar dışında hemen hemen tüm nazım şekilleri ve türlerinde kullanılmıştır. Bu kalıp Cumhuriyet dönemi ve Milli edebiyat dönemindeki Türkçülük akımından Mehmet Emin Yurdakul, hecenin 5 şairi (Faruk Nafız Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Orhan Seyfi Orhon ) sayesinde yeniden hatırlanmış ve mükemmel örnekler verilmiştir. Ayrıca bu ölçü üzerine yenilikler yapılmaya çalışılmış, geliştirilmeye çalıştırılmıştır. 6+5 bu hecede en çok kullanılan duraktır:
    Bu aşkın esrârın şerh edem desem
    Cevâba elkâba lisana sığmaz
    Mahbûblar şâhını medh edem desek
    Kitâbâ hesâba dehâna sığmaz
    *
    Mahbûbun aşkını ayân eylesem
    Hak sözü derunda pinhân eylesem
    Bir noktanın ilmin beyân eylesem
    Deftere fermâna dîvâna sığmaz
    *
    Gönül bâkî meydan mestâne olsa
    Ayılmaz haşre dek irfâne olsa
    Aşk ile bir kişi dîvâne olsa
    Dünyâya uhrâya cihana sığmaz
    *
    Seyrânî gözyaşın şarâb eylesen
    Yaka yaka sinem kebâb eylesen
    Derdimin nısfını hesâb eylesen
    Kantara batmana mîzâna sığmaz ( Seyrânî) 
    Kimi şiirlerde kullanılan 11’li hece ölçüsü, çeşitli duraklarla kullanılır.
    Vardım ki yurdundan ayak götürmüş
    Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
    Câmlar şikest olmuş meyler dökülmüş
    Sâkîler meclisten çekmiş ayağı
    *
    Hangi bağda bulsam ben o maralı
    Hangi yerde görsem çeşm-i gazâli
    Avcılardan kaçmış ceylan misâli
    Geçmiş dağdan dağa yoktur durağı
    *
    Lâleyi sünbülü gülü hâr almış
    Süleyman tahtını sanki mâr almış
    Zevk u şevk ehlini gam efkâr almış
    Gama tebdîl olmuş ülfetin çağı
    *
    Zihni dehr elinden her zaman ağlar
    Vardım ki bağ, ağlar bâğ-bân ağlar
    Sümbüller perişan güller kan ağlar
    Şeyda bülbül terk edeli bu bağ ( Bayburtlu Zihni)

  11. Onikililer : 6+6 / 7+5 /5+7 be 4+4+4 duraklarından oluşur. Yeni Türk şiirinde de kullanılan bir kalıptır. Atasözleri ve deyimlerin bazılarında da bu kalıba rastlanır.
    Ebrûlu semâya hilkat elmas serper
    Durgunca bir deniz sâhilleri öper,
    Söner ufuklarda sevdâlı bir kamer;
    Yıldız gibi uçar ateş böcekleri
    Gecenin gözyaşı öper çiçekleri
    Bir mahmurluk sarar etrâfı, herkesi
    Kesilir hayâtın uğuldayan sesi,
    Üfler ışıkları zulmetin nefesi;
    Kapanır semânın bî-hûş mâi gözü
    Leylin kucağında uyurken yeryüzü ( İhsan Rafi)  Not: birçok sitede bu şiirin türevleri vardır ama bu şairin şiiri direk kaynaktan doğru olarak verilmiştir.

  12. Onüçlüler: 8+5 / 4+4+5 duraklarıyla icra edilir. Yeni Türk edebiyatında oldukça fazla kullanılmıştır. Ayrıca türkülerde, atasözlerinde ve çeşitli nazım şekillerinde rastlanmıştır.
    İstanbul Türküsü
    Üsküdar’a gider iken bir mendil buldum
    Mendilimin içine lokum doldurdum
    Ben kâtibi arar iken koynumda buldum
    *
    Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
    Kâtibime  setre pantol ne güzel yakışır
    *
    Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur
    Kâtip uykudan uyanmış gözleri mahmur
    Kâtibin setresi yırtık eteği çamur
    *
    Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
    Kâtibime  setre pantol ne güzel yakışır ( Anonim)

  13. Ondörtlüler : 7+7 en çok kullanılan duraklarıdır. Bunun dışındaki durak 7+7 kalıbından pek bir farkı yoktur. Yeni Türk edebiyatında ve halk şirinde de en fazla 7+7 durak tercih edilmiştir. İlahiden türküye birçok nazım şekli bu kalıpla yazılmıştır.
    Halk şiirinden örnek:
    Bir kez yüzünü gören ömrünce unutmaya
    Tesbîhi sen olasın ol ayruk din tutmaya
    *
    Tâat eden zâhide nazarın erer ise
    Unuda tesbîhini mihrâba secde etmeye
    *
    Ağzına şeker alıp gözü sana tuş olan
    Unuda şekerini çiğneyüben yutmaya
    *
    Ben seni sevdiğime bahâ dilerler ise
    İki cihan mülkünü verip bâha bitmeye
    ...
    Yûnus seni seveli beşâret oldu cânı
    Her dem yeni dirlikte ömrünü eskitmeye ( Yunus Emre/ İlahi )
    Yeni  Türk edebiyatından örnek:
    Ölümü Hatırlatan Kadın
    Kayalıklarda gördüm seni,bir sisli günde,
    Fırtınadan saçların çözülmüş bir demetti.
    O kayalıklarda ki bir yıl evvel üstünde
    Çöllerden aşık dönen bir genç intihar etti...
    *
    Kimse karşında belki titremez gönlüm gibi,
    Bense hala korkarım dizinde ağlamaktan.
    Teması korku veren tatlı bir ölüm gibi
    Daha cana yakındır görünüşün uzaktan... ( Kısaltılmıştır / Faruk Nafiz Çamlıbel)

  14. Onbeşliler : Bu kalıpta çeşitli şiirlerde, halk edebiyatı nazım tür ve şekillerinde ama en çok türkülerde kullanılmıştır. 4+4+4+3 / 8+7 ( 4+4+4+3) şeklinde durakları vardır.
    Ben yitirdim ben ararım yâr benimdir kime ne
    Gâh girerim öz bağıma gül dererim kime ne
    *
    Sofular secde ederler mescidin mihrâbına
    Yâr eşiği secde-gâhım yüz sürerim kime ne
    *
    Gâh giderim medreseye ders okurum Hakk için
    Gâh giderim mey-hâneye dem çekerim kime ne
    *
    Gâh çıkarım gökyüzüne hükm ederim âleme
    Gâh inerim yeryüzüne yâr severim kime ne
    *
    Kelp rakibler haram dermiş bu aşkın şarâbına
    Sâki doldur ben içerim günah benim kime ne
    *
    Ben melâmet hırkasını kendim giydim eğnime
    Ar u nâmus şişesini taşa çaldım kime ne
    *
    Nesimi'ye sordular ki yârin ile hoş musun
    Hoş olayım olmayım o yar benim kime ne ( Kul Nesimî / Nefes )
    8+7 durak için bir Taşlama örneği..
    Ey gönül il aynasına bakmanın faydası ne
    Sermâyeden zararım var satmanın faydası ne
    *
    Kargaya kokmuş leş gerek hem yiye hem çağıra
    Karganın önüne sükker dökmenin faydası ne+
    *
    Çobana kepeng gerek yatıp anda gerine
    Çobanı mescide imam etmenin faydası ne
    *
    Ey Nesîmi söz cevherdir dime her bir âdeme
    Merkebin boynuna cevher takmanın faydâsı ne
    *
    Ey Nesîmi sırrını fâş eyleme sen âleme+
    Arabı hamam koyup yumanın faydası ne ( Kul Nesimi )

  15. Onaltılılar :4+4+4+4/ 8+8 duraklarda kullanılmıştır.
    Nidem bu ben bu gönül ile benim ile bile durmaz
    Ma’şûk yüzün gördü meğer öğütleyip öğüt almaz

    Gönlüm dahî canım dahî el bir etti şu ikisi,
    Yüz bin Yunus’tan ferâgat, dost yüzünden gözün ırmaz. (Yunus Emre / İlahi)

  16. Onyedililer : Bu kalıba örnek bulunamamıştır.

  17. Onsekizlilier : Çok az kullanılır. 8+10 / 4+4+10 durakları vardır.

  18. Ondokuzlular : Çok az kullanılmıştır. 4+4+4+4+3 durakları vardır.

  19. Yirmililer : Çok az kullanılır. 4+4+4+4+4 durakları vardır.


Kaynaklar

Özkırımlı , Atilla, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, madde, hece ölçüsü
Dilçin, Cem, Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, TDK, 9.Baskı, Ankara

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın