Makaleler

Bilge Karasu'nun Edebi Kişiliği

Yazar: Diba Bahadıroğlu
Bilge Karasu'nun Edebi Kişiliği

1930 İstanbul doğumlu olan yazar ve aynı zamanda felsefeci erkek yazarlarımızdandır. Türk roman, öykü ve deneme yazarı olarak geçer kaynaklarda.

En önemli özelliği Türk edebiyatında postmodernist anlayışı en iyi işleyen yazarımız olması olan Bilge Karasu’nun hayatına kısa bir bakıştan sonra onun edebî kişiliğine değinerek yazıyı sonlandıracağız.

Bilge Karasu'nun Hayatı

1930 yılında İstanbul’da doğduğunu söylemiştik. Onun ailesi birçok tartışmalara konu olmuştur ama o, sonradan Müslümanlığı seçen ( seçme mi yoksa baskı eseri mi olduğu tartışmaya açık bir konudur, bilginize . ) Musevi asıllı bir ailenin evladıdır. Şişli Terakki Lisesini bitirdikten sonra yüksek okul için il değiştirmeden İstanbul Üniversitesini tercih etmiştir. İstanbul Üniversitesi Fen – Edebiyat fakültesinde Felsefe bölümünden mezun olmuştur.

1963 – 1964 yıllarını Avrupa’da Rocfeller bursu ile bulunmuş ve 1964 yılından sonra, Avrupa dönüşünde çevirmenliğe başlamış, oldukça da başarılı olmuştur.

Radyo oyunları yazmış ve bu oyunları Ankara radyosunda oynanmıştır.

1974 yılında Hacettepe Üniversitesine öğretim görevlisi vasfıyla girmiş ve hayatı boyunca bu görevinde kalmıştır. Bu görevinden önce, Ankara dış yayınlar servisinde çalışmıştır.

Hayatını Ankara’da Nilgün Sokak’ta bulunan bodrum katındaki evinde geçirdi. Pankreas kanserine yakalandı ama kanser onu 14 Temmuz 1995’te yendi. Mezarı, Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

Bilge Karasu'nun Edebiyat Hayatına Girişi

İlk öyküsünü 17 yaşında kaleme alan Bilge Karasu, yine ilk öykülerini Seçilmiş Öyküler adlı dergide yayımlamaya başladı. 1950’li yıllarda Seçilmiş Öyküler dergisinde Bilge Karasu’nun öyküleri çıkadursun, o, bir de çevirmenliği ilerletti ve Dr. Lawrence’ten yaptığı çeviriyle TDK Çeviri Ödülünü kazandı. “Ölen Adam” çevirisiyle bu ödülü kazandığında tarihler 1963’ü gösteriyordu.

Bilge Karasu, özgünlüğüyle, Gece adlı kitabını yayımladıktan sonra Amerika’da verilen Pegasus Ödülünü kazanmıştır. Bu ödülü kazanan tek Türk yazar olan Bilge Karasu, eserleriyle de Amerikan Üniversitelerine ders ve konferans konusu olmuştur. Ayrıca ABD üniversitelerinde Türk Edebiyatı hakkında konferanslar vermiştir.

Bilge Karasu'nun Edebi Kişiliği

  • Postmodernist edebiyatın en önemli temsilcisidir.
  • Türk edebiyatında postmodern öykü ya da roman deyince akla gelen isimlerdendir.
  • Postmodern akımı felsefe ile birleştirmiş ve ortaya Voolf dilinde, Nietzsche tadında eserler ortaya çıkmıştır.
  • Bağlı olduğu akım dolayısıyla bilinç akışı, üst kurmaca, metinler arasılık gibi teknikler kullanmıştır.
  • En önemli eseri Gece adlı öykü kitabı gösterilir.
  • Eserlerinde bireyi işlemiştir. Bireyin bilinçaltını, bireyin sorumluluklarını ele almıştır. Günlük hayatın rutinlerini ve rutinlerin açmazlarına yer vermiştir eserlerinde.
  • Kullandığı konular; yalnızlık, sevgi, dostluk, tutku, inanç ya da inançsızlık, korku ve ölümdür.
  • Bu kavramları işlerken başarılı bir birey – toplum ilişkisi kurmuştur.
  • 1970 yılında Sait Faik Öykü Armağanı’nı Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı adlı öyküsüyle kazanmıştır.
  • Atilla Özkırımlı’nın kaleminden Bilge Karasu’nun edebi kişiliği şu şekilde özetlenebilir : “ Bireyin iç dünyasının irdelendiği, bunalımlarının, toplumla çatışmasının işlendiği öykülerinde özgün anlatımıyla bir biçim ustası olarak belirlendi. İnsan gerçeklerini araştırmayı amaçladı.”
  • Tam bir dil ustasıdır. Öz Türkçe kelimeleri özenle kullanır, gerekirse kendi kelimelerini oluşturur.
  • Türkçe felsefe yapabilen ve okuru zorlayan bir yanı vardır. Varoluşçu felsefenin Türk edebiyatındaki “isim babalarındandır” desek durumuna en uygun tabir olacaktır.
  • Dile başka bir boyut kazandırdığı gibi, dili en gerçek amacıyla kullandığı için ( düşüncelerini ifade etmek ) kafasındaki düşünceleri aynen yazıya aktarmada ustadır.
  • Olgun bir meyvenin toprağa düşmesi gibi düşer kelimeler onun öykülerine. Böylesi bir dilin ise edebiyat dünyasında çok az araştırılması, hatta bunun için hiç denecek kadar az makale bulunması ben ve benim gibi düşünen birçok Bilge Karasu aşığı için kayıp, edebiyat dünyamız için ziyandan başka bir şey değildir.
  • Öykülerinde yaptığı tasvirler de dili gibi ayrı bir yazı ayrı bir makale konusu olacak kadar özeldir. Evet, her öykü her roman unsuru kadar yer vermiştir tasvire ama o tasvir yaparken klasik bir eşya tasviri yapmaz. Yaptığı tasvirler herkes için değil, kendisi, öykü - roman kahramanları içindir. Bu bakımdan da aslında “hiçliği” tasvir edebilen bilge bir yazardır.
  • Eserlerinde söz dizimiyle de oynadı. Dilimizin anlatım olanaklarını genişletti. “Türkçenin lastik gibi olduğunu” varsayarsak esnetebildiği kadar esnetmiştir Türkçeyi, zorlayabildiği kadar zorlamıştır okuru.
  • Üst kurmaca metinler yazar. Metinlerinde, metinler arası ilişkiler ve katmanlı anlatım işten bile değildir. Özellikle “Gece” kitabındaki katmansal anlatım, öyküleri dikkatli okuyanlar için, Bilge Karasu’nun beyin yapısını ortaya koymaktadır.
  • Her öyküsüne kendisinden bir şey katan bu sebeple de gerçek özgünlüğü gerçek taklit edilmezliğe ulaşan bir yazardır.
  • Olaylı yazılar, entrikalar yoktur onda. İşi birey gücü bireydir. O, bireyi toplumla ya da bireyi kendi içindeki bireyle savaştırır, başka bireylerle ağız dalaşına sokmaz. Bu bakımdan duyarlı bir “öz” kavramı kokar onun metinleri buram buram.
  • Onun öykülerini okumak için bir alt yapı gerekmez belki ama onun eserlerini anlamak için net bir felsefe ve edebiyat bilgisi gerekir. Bilge Karasu kesinlikle parkta bahçede boş zamanda okunacak bir yazar değil; aksine üstüne kafa yorulması gereken ve ciddi anlamda anlaşılması zor olan bir yazardır.
  • Edebiyat ile felsefeyi birleştirmesi onun doğru anlaşılmasını güçleştirmiş bir yandan da onun Bilge Karasu olmasına da neden olmuştur.

Eserleri

Öykü

  • Troya’da Ölüm Vardı (1963)
  • Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı (1970)
  • Göçmüş Kediler Bahçesi (1980)
  • Kısmet Büfesi (1982)
  • Lağımlaranası ya da Beyoğlu
  • Susanlar (2008) (öykü, şiir, deneme, röportaj)

Roman

  • Gece (1985)
  • Kılavuz (1990)

Deneme

  • Ne Kitapsız Ne Kedisiz (1994)
  • Narla İncire Gazel (1995)
  • Altı Ay Bir Güz (1996) (ölümünden sonra yayınlandı)

Radyo oyunları

  • Peter Pan (Radyo için oyunlaştıran Bilge Karasu) (1967), Ankara Radyosu
  • Sevilmek, (Ocak 1970), Ankara Radyosu
  • Kerem ile Kediler, (Mart 1970), Ankara Radyosu
  • Gidememek
  • Aşk

Ödülleri

  • 1963 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü, D. H. Lawrence’den çevirdiği Ölen Adam ile
  • 1970 Sait Faik Hikaye Armağanı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı ile
  • 1991 Pegasus Ödülü, Gece ile
  • 1994 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü, Ne Kitapsız Ne Kedisiz ile

Hakkında Yazılmış Kitaplar

  • Bilge Karasu Aramızda (1997) (Hazırlayanlar: Füsun Akatlı, Müge Gürsoy Sökmen)
  • Yazının da Yırtılıverdiği Yer (Bir Bilge Karasu Okuması) (2007); yazar: Cem İleri; Metis Yayınları
  • Bilge Karasu'yu Okumak (Hazırlayan: Doğan Yaşat), Metis Yayınları, 2013.

Bu yazı hazırlanırken, Atilla Özkırımlı Türk Edebiyatı Ansiklopedisi ( c.3 s.729) , Türk Dili ve Edebiyatı / Akçağ Yayınları, kaynaklarından yararlanılmıştır.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın