Makaleler

Avrupa Hun Devleti Tarihi ve Attila'nın Hayatı

Yazar: Ali Külek

Hazar bölgesinden yola çıkarak tüm Avrupa'ya diz çöktürmüş Avrupa Hun Devleti'ni ve en büyük hükümdarları Tanrının Kırbacı Attila'yı anlattık.

Avrupa Hun Devleti Tarihi ve Attila'nın Hayatı

Tarihte kurulan en büyük devletlerden biri olan Avrupa Hun Devleti, hakimiyet süresi boyunca hüküm sürdüğü bölgelerde en güçlü devlet olmuştur. Kavimler Göçü ile bir çağı açıp bir çağı kapayan, Avrupa’ya göç ederek bölgede yaşayan halklarda sosyal, kültürel ve coğrafi değişikliklere sebep olur. Avrupa’nın günümüzdeki toplumlarının şekillenmesinde etkili olan Avrupa Hun Devleti, en büyük imparatorluklardan olan Roma İmparatorluğu’nu bile vergiye bağlayacak kadar güçlü bir devlettir. Devletin en büyük hükümdarı Attila da devleti ile birlikte anılacak kadar önemli bir tarihi şahsiyettir. Bu yazımızda Avrupa Hun Devleti nerede kuruldu? Avrupa Hun Devleti’nin kurucusu kimdir? Avrupa Hun Devleti’nin hükümdarları kimlerdir? Attila Kimdir? Attila’ya neden tanrının kırbacı denir? Sorularına yanıt bulabilirsiniz.

Avrupa Hun Devleti’nin Kuruluşu

Türk boylarını tek bayrak altında toplayarak Orta Asya’da birliği sağlayan ve Çin üzerinde hakimiyet kuran Büyük Hun Devleti’nin ikiye bölünmesi ve daha sonra yıkılması üzerine devletsiz kalan Türkler, Çin baskısı altında yaşamamak için batıya göç eder ve Hazar toprakları ve çevresinde toplanmaya başlar. Bu bölgeye 300 yıllık bir süreçte Orta Asya’dan gelmeye devam eden Hun Türkleri, bölgede etkin güç haline gelmeye başlar. Daha önce Büyük Hun Devleti’ni kuran bu Türkler, deneyim sahibi oldukları teşkilatlanma özelliği ile Hazar bölgesinde bir araya gelir ve güçlü bir topluluk oluştururlar. Avrupa Hun Devleti’nin fiilen kurulduğu ilk yer Hazar bölgesidir.

Eski kaynaklardan yola çıkılarak 374 yılında kurulduğu söylenen Avrupa Hun Devleti’nin kurucusunun Balamir olduğu söylenilse de kaynaklarda bahsedilen olay Hun Türklerinin Gotlar ile yaptığı savaşı anlatır. Oysa ki Avrupa Hun Devleti, çok daha önce, Avrupa topraklarına akınlara başlamadan Hazar topraklarında “Kama Tarkan” tarafından siyasi birliği tamamlanmış bir devlettir. Bu sebep ile Avrupa Hun Devleti’nin kurucusu Kama Tarkan’dır. Son yapılan araştırmalar bu durumu ortaya çıkartır.

Avrupa Hun Devleti’nin Yükselişi

Kama Tarkan, Hazar bölgesi ve çevresine yerleşen Türk boylarını teşkilatlandırarak 352 yılında Avrupa Hun Devleti’nin temellerini atar. 370 yılına kadar hüküm süren Kama Tarkan, hükümranlığı süresince Hazar bölgesindeki en etkin güç haline gelmek için çaba sarf eder. Hazar bölgesinde en güçlü topluluk haline gelen Hunlar, batıya doğru seferlere düzenler. Asıl batı seferleri Kama Tarkan’ın yerine tahta geçen Balamir döneminde başlar. Balamir’in, Kama Tarkan’ın oğlu olup olmadığına dair bilgiler net değildir. Batıya doğru ilerleyen Balamir ve Hun Türkleri ilk olarak Alanlar’ın yaşadığı bölgede hakimiyet kurar. Avrupa’ya yönelen Balamir’in karşısında devlet yapısına sahip olmayan barbar kavimler vardır. Avrupa topraklarında dağınık bir şekilde yaşayan bu kavimler kalabalık bir nüfusa sahiptir. Roma İmparatorluğu’nun sınırlarına saldıralar düzenleyerek hayatlarına devam eden bu kavimler günümüz Avrupa toplumlarının atalarını oluşturur. 375 yılına gelindiğinde Balamir ve ordusu ilk olarak Gotlar ile karşı karşıya gelir. Balamir tarafından yenilgiye uğrayan Gotlar, bölgeden göç etmek zorunda kalır. Avrupa içlerine ilerleyen Gotlar, önlerine çıkan ilk kavmi yurtlarından atar. Onlarda başka kavimleri… Balamir’in başlattığı bu etki Kavimler Göçü’nün de başlangıcı olur. Balamir’in hükümdarlığı 8 yıl sürer. 378 yılına gelindiğinde Balamir’in yerine yönetime Alipbi geçer.

Avrupa içlerine akınlara devam eden Alipbi, Tuna Irmağını geçerek Trakya bölgesine kadar ulaşır. Bu bölgeye ulaşana kadar birçok barbar kavmi yenerek batıya göç etmelerine sebep olur. Roma’nın Avrupa Hun Devleti’nin ilerleyişine müdahale etmemesi Avrupa Hun Devleti’nin bölgeye yerleşmesini kolaylaştırır. Avrupa Hun Devleti ile mücadele etmek yerine Roma topraklarına saldıran barbar kavimler, Roma İmparatorluğu’nu zor duruma sokar. Roma İmparatorluğu, sınırlarını taciz eden barbarlar ile uğraşırken Avrupa Hun Devleti bölgede hakimiyetlerini daha da güçlendirir. Avrupa topraklarında yaşayan halk, Alipbi’yi “Baltazar” adı ile anar.

Avrupa Hun Devleti’nin Avrupa’daki asıl faaliyetleri Alipbi’den sonra tahta geçen Uldız’ın 22 yıl süren döneminde başlar. 390 yılında tahta geçen Uldız, Karpat Dağları’nı geçerek günümüzde Macaristan’ın bulunduğu topraklara ulaşır. Segedin’e yerleşen Hunlar, başkent olarak bu bölgeyi seçer. 395 yılında Roma İmparatoru Theodosius’un ölümü üzerine Roma İmparatorluğu; Doğu Roma ve Batı Roma olarak ikiye ayrılır. Roma’nın güç kaybetmesin fırsat bilen Uldız, Trakya ve Balkanlara ilerlerken bir yandan da Şanlı Urfa ve Lübnan topraklarına asker sevk eder. Bu hareket Türklerin Anadolu’ya ilk girişi olsa da çok uzun sürmez. Uldız Anadolu’daki askerlerini yeniden Karadeniz’e çeker. Uldız ne yapacağı belli olmayan barbar kavimleri kontrol altına almak için Batı Roma ile iyi ilişkiler kurmaya çalışır. Çünkü dengesiz barbar kavimler iki taraf içinde tehlike arz etmektedir. Batı Roma ile olumlu ilişkiler kuran Uldız döneminde Avrupa Hun Devleti’nin dış politikası da şekillenmeye başlar. Avrupa Hun Devleti’nden kaçan barbar kavimlerin Batı Roma’yı taciz etmesi üzerine zor durumda kalan Batı Roma, Uldız’dan yardım istemek zorunda kalır. Barbarları kendisi için de tehlike olarak gören Uldız, Batı Roma’nın yardım çağrısına olumlu yanıt verir. Böylelikle Avrupa Hun Devleti’nin ordusu ve barbarlar karşı karşıya gelir. Uldız’ın kazandığı bu savaş ile barbar ordusunu kontrol eden Radagais esir alınarak Batı Roma’ya teslim edilir. Radagais, Batı Roma tarafından idam edilir. Batı Roma İmparatorluğu ile iyi ilişkiler kuran Uldız, ordularını Batı Roma üzerine sevk eder. Tuna Irmağını geçen Hun ordusu yüzünden zor durumda kalan Doğu Roma, Uldız’a bir elçi gönderir. Uldız’ın elçiye verdiği meşhur cevap kaynaklarda şu şekilde geçmektedir: Güneşin battığı yere kadar her yeri zapt edebilirim.  Avrupa Hun Devleti

412 yılında tahta geçen Karaton, Uldız’dan sistemli bir devlet almış olsa da 10 yıllık hükümranlığı süresinde pek fazla faaliyet gösteremez. Uldız’dan kalan Batı Roma ile iyi ilişkileri doğrultusunda Doğu Roma üzerine gitse de bu seferler de çok fazla değildir. Durgun geçen 10 yıl içerisinde Avrupa Hun Devleti, teşkilatlanmayı güçlendirir ve Karadeniz bölgesindeki Türk varlığını sağlamlaştırır.

Karaton’un ölümü üzerine devlet, kardeşler tarafından birlikte yönetilir. Dört kardeş olan bu ailede Aybars, ülkenin doğusunu; Oktar, batısını yönetir. Merkezde yönetici olarak Rua vardır. 4. kardeş Muncuk ise fazla yaşamaz. Rua döneminde de Batı Roma ile ilişkiler iyi tutulur. Doğu Roma ise Avrupa Hun Devleti’ni başından atabilmek için gizli işler çevirir. Casuslar göndererek Avrupa Hun Devleti’ne tabii olan barbar kavimleri kışkırtmaya çalışır. Ancak Doğu Roma’nın gönderdiği casuslar yakalanır ve her şeyi anlatır. Doğu Roma’nın tuzakları ve hileleri öğrenildiğinde Doğu Roma üzerine sefer düzenlenir. Savaşı kazanan Rua, Doğu Roma üzerinde hakimiyet kurarak Doğu Roma’yı vergiye bağlar. Bu dönemde iç karışıklar yüzünden güç kaybeden Batı Roma’nın savunmasız olduğunu düşünen Doğu Roma Kralı II. Theodosius, Batı Roma üzerine sefer düzenler. İç karışıklıklar yüzünden zayıf durumda olan Batı Roma, Avrupa Hun Devleti’nden yardım ister. Batı Roma’yı korumak için gelen Avrupa Hun Devleti’nin askerlerini gören Doğu Roma Kralı II. Theodosius, Türkler tarafından tekrar yenilgiye uğramamak için orduları geri çeker. Ancak en büyük düşmanı Avrupa Hun Devleti’ne bağlı olan kavimleri kışkırtmaya devem eder. Avrupa Hun Devleti Hükümdarı Rua, ülke topraklarında dolaşan Doğu Roma casuslarına engel olmak için Doğu Romalı tüccarların ülke topraklarına girişini yasaklar.

Tanrının Kırbacı Attila ve Avrupa Hun Devleti

434 yılında Avrupa Hun Devleti Hükümdarı Rua vefat eder. Rua’nın yerine ölen kardeşi Muncuk’un oğulları Bleda ve Attila devletin yönetimine geçer. Bleda yaşça büyük olduğu için devletin esas hükümdarı sayılır. Ancak savaşlarda ve ülke yönetiminde gösterdiği başarısızlıkları Attila ve Bleda’yı karşı karşıya getirir. Attila, ağabey’i Bleda’yı öldürerek 10 yıllık hükümdarlığına son verir ve yönetime kendisi geçer. Hükümdar olduktan sonra bir esir kız ile evlenir. Aşkla evlendiği Nakara’dan bir oğlu olsa da eşini doğumda kaybeder.

Attila, kendinden önceki hükümdarların izlediği yoldan gitmek istemez. O, hem Doğu Roma’yı hem de Batı Roma’yı fethetmek ister. Doğu Roma, Rua döneminde yapılan antlaşma ile vergiye bağlansa da Doğu Roma antlaşma şartlarını ihlal ederek Avrupa Hun Devleti içerisindeki tebaayı isyan için kışkırtır. Attila, bu durumu sebep göstererek fetih planlarını devreye sokar. Doğu Roma’nın üstüne yürüyen Attila, Doğu Roma ile yapılan savaşı kazanarak Margos Antlaşmasını imzalar. Antlaşmaya göre Doğu Roma daha önce ödediği verginin iki katı ödemek zorundadır. Antlaşma şartlarını bir kez daha ihlal eden Roma üzerine ikinci bir sefer düzenlenir. 441 yılında Trakya’ya kadar ilerleyen Attila, yeni bir antlaşma ile Doğu Roma’dan alınan vergiyi üç katına çıkarır. Ancak Doğu Roma hala Avrupa Hun Devleti içindeki tebaayı isyan etmesi için destekler ve Rua’nın koyduğu ticaret yasağını delerek tüccarlarını Avrupa Hun Devleti topraklarına gönderir. Doğu Roma’yı yıkmak isteyen Attila için bu hareket bardağı taşıran son damla olur. Bu kez büyük bir ordu hazırlayan Attila, iki koldan Doğu Roma üzerine ilerler. Birinci koldan Yunanistan üzerine ilerlerken, diğer koldan Doğu Roma’nın başkentine yürür. Önüne çıkan bütün şehirleri ele geçiren Avrupa Hun Devleti ordusu, bugünkü Büyükçekmece ‘ye kadar ilerler. Attila karşısında çaresiz kalan Bizans, tekrar antlaşma ister. Yapılan Antolyos Antlaşmasına göre:

  • Doğu Roma’nın ödediği vergi tekrar üç katına çıkarılacak.
  • Doğu Roma savaş tazminatı ödeyecek
  • Tuna’nın güneyinde kalan topraklarda Doğu Roma askeri bulunmayacak.

Doğu Roma’yı etkisiz hale getiren Attila, 451 yılında Batı Roma İmparatorunun kızı İldiko ile evlenir. Batı Roma’yı da diz çöktürmek isteyen Attila, imparatordan çeyiz olarak Batı Roma topraklarının yarısını ister. Attila’nın bu isteği iki devlet arasında Uldız’dan bu yana süregelen barışı sonlandırır. Avrupa Hun Devleti ve Batı Roma arasında savaş başlar. Attila’nın 200 bin kişilik ordusu Doğu Roma’nın hemen hemen eşit kuvvetleri ile Katalon Ovası’nda savaşır. 24 saat süren bu savaşta iki tarafta net bir sonuç alamasa da Doğu Roma’nın geri çekilmesi ile Attila Savaşı kazanmış sayılır. Bu galibiyet ile Attila tüm dünyaya gücünü ispat eder. Batı Roma’yı tamamen emri altına almak isteyen Attila ikinci bir sefer ile Roma’ya yürür. Roma kapılarına kadar dayanan Attila’nın huzuruna bizzat çıkan Papa, Roma’nın Avrupa Hun Devleti’ne tabii olduğunu söyleyerek Hıristiyanlığın başkenti olan Roma’yı yıkmaması için ricada bulunur. Attila, Papa’nın ricasını kabul ederek Batı Roma’nın vergileri arttırarak geri döner.

 Attila, Avrupa Hun Devleti’nin en büyük hükümdarıdır. Bulunduğu bölgedeki bütün rakiplerini alt ederek güncü ispat eder. Avrupa topraklarında yaşayan halk, tanrının ceza olarak Attila’yı başlarına musallat ettiğini düşündükleri için Attila’ya “Tanrının Kırbacı” der. Attila’nın ölümü şüpheler ile doludur. 453 yılında ölen Attila’nın Romalı eşi İldiko tarafından zehirlendiği düşünülmektedir. Attila’nın ölümünden sonra başa geçen hükümdarlar ülkeyi iyi yönetemedikleri için Avrupa Hun Devleti yıkılış sürecine girer.

Avrupa Hun Devleti’nin Yıkılışı

Attila’nın şüpheli ölümünden sonra devlet’in başına Attila’nın en büyük oğlu İlek geçer. Attila’nın diğer oğulları Dengizik ve İrnek tahtta hak talep edince taht kavgaları kaçınılmaz olur. İç karışıklıklar yüzünden güç kaybeden Avrupa Hun Devleti, içindeki farklı kavimlerin isyanları ile yüz yüze kalır. İlek, Avrupa Hun Devleti’nin ilk yenilgisini Nadao Savaşı’nda alır. Bu yenilginin üzerine Hunlara bağlı diğer kavimlerde bağımsızlık arayışına girer. İlek, Germenlerin çıkardığı bir isyanı bastırmak için uğraşırken ölür.

İlek’in yerine kardeşi Dengizik başa geçse de onun yöneticiliği de abisinden farklı olmaz. 14 yıllık yönetimi boyunca hiçbir başarı elde edemez. Aksine devlet giderek toprak kaybeder. Dengizik, Roma ile yaptığı savaşta hayatını kaybeder. Dengizik’in ölümü ile Avrupa Hun Devleti tarih sahnesinden çekilir. Attila’nın en küçük oğlu İrnek yıkılan devletten geriye kalan halkını Karadeniz’e doğru çeker. Avrupa Hun Devleti yıkılsa da Hun varlığı günümüzde bile Avrupa’da varlığını devam ettirmektedir.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın