Makaleler

Asetik Asit Nedir, Nerelerde Kullanılır?

Yazar: Hakan Kutluay

Halk arasında, günlük kullanımda ‘sirke asidi’ olarak da geçen asetik asidin kimyasal olarak adı ´etanoik asit´ şeklindedir. Asetik asidin kullanım alanının bu kadar genişlemiş olması bu asit tipinin diğer kimyasal asitlerden ya da kimyevi maddelerden ayrılarak tanınırlığının artmasına neden olmuştur.

Kimyasal formülü CH3COOH olan asetik asit, organik bir asit çeşididir. Günlük  yaşamda evlerimizdeki kullanım alanlarından örnek vermek gerekirse sirkenin ekşi tadına sahip olması ve kokusunun bu kadar keskin olması oluşum aşamasında ortaya çıkan asetik asit nedeni iledir. Aslen Karboksilik Asit çeşitlerinden olan asetik asit bu asit çeşitlerinin en küçüklerinden bir tanesidir. Yeri gelmişken belirtmek gerekirse Karboksilik Asitlerin en küçüğü formik asittir.

Endüstride biyolojik bir asit olan asetik asidin kimyasal yollarla sentetik olarak üretilmesi de mümkündür. Doğal olarak imal edilen asetik asitler ise genel olarak karbonhidratların yükseltgenmesi aşamaları ile oluşur.

Daha önce de söylediğimiz gibi günlük kullanımda sirke asidi ya da sirke ruhu olarak da geçen asetik asit organik bir bileşiktir. Bazı kaynaklarda aynı asit çeşidi için glisial asetik teriminin kullanıldığı da görülmüştür.

Saf asetik asitler keskin bir kokuya sahip olup, genelde renksiz ya da çok açık renktedirler. Kaynama noktaları 118 derece, donma noktaları ise -16,7 derecedir. Asetik asitlerin deriyi ve metalleri tahriş etme özelliği vardır. Aynı zamanda su çeken bir biyolojik asit olan asetik asit su ile istenilen oranda karıştırılabilir.

Sirke ve Evlerimizde Asetik Asit

Sirke ve Asetik Asit arasındaki ilişkiye daha yakından baktığımızda sirkenin %4 - 5 oranında asetik asit içerdiğini görürüz. Yalnız evlerimizde turşu yapmak için kullandığımız sirkelerin %18 civarında asetik asit içermesi gerekir. Böylelikle turşu yapılmak istenen sebze ya da meyveler uzun süre bozulmadan su içerisinde kalabilirler. Su içerisinde meyve ya da sebzelerin bozulmasına neden olacak mikroorganizmalar asetik asit tarafından etkisiz hale getirilerek bu sebze ya da meyveler sağlam kalmayı başarır ve uzun ömürlü şekilde saklanabilirler.

Asetik asidin diğer asit çeşitlerinden farklı olarak zayıf bir asit olması aynı şekilde kullanımının ve üretiminin kolay olması, asetik asidin evlerimizde çokça kullanılmasına neden olur. Evlerimizde  turşu yapımının yanı sıra temizlik amacı ile de asetik asitler bolca  kullanılmaktadır. Kireç ve leke karşısında gösterdiği etkili temizlik performansı ile evlerde pratik bir çözüm olarak kullanılmaya devam etmektedir. Örnek vermek gerekirse seyreltik asetik asit yani halk arasındaki adı ile sirkenin bir kireç temizleyicisi olarak pratik bir çözüm olduğunu hepimiz biliriz. Aynı şekilde tencere ya da mutfak duvarlarındaki kireç ve tortuların temizlenmesinde bu sirkeler iyi birer yardımcıdır ve etkili çözümler sunarlar. Ancak unutmamak gerekir ki, her ne kadar bu asitler seyreltilmiş ve zayıf asitler olsalar da çok sık ya da çok fazla kullanıldığı durumlarda zarar verebilirler. Aynı şekilde deriye direk ve uzun süre temas eden asetik asitler ya da sirkeler deriyi tahriş eder. Gözlerde ve hassas ciltlerde teması halinde su ile iyice durulamakta fayda vardır. Aynı şekilde asetik asit ya da bilinen adı ile sirkenin aşırı miktarda içilmesi durumunda mide ve bağırsaklarda tahrişlere yol açacaktır. Bu sebeple sirkenin içilmesi, göz ya da hassas ciltlerde kullanılması ya da teması önlenmeli ve bu konuda dikkatli olunmalıdır.

Sanayide Asetik Asit

Daha önce de söylediğimiz gibi asetik asit aslen organik bir asit olmasına rağmen endüstride yapay olarak da üretilebilmektedir. Sahip olduğu çok geniş kullanım alanı ile endüstrilerin en çok ihtiyaç duyduğu asit çeşitlerinden bir tanesidir. Değişik türlerde ve yapılarda kimyasal maddeler oluşturulacağında asetik asit bu bileşimlerde hammadde görevi yapar. En çok bilinen vanel asetat ve vanel asetatın geliştirilmesi ile elde edilen polivinil asetat yani tahta tutkalıdır. Bu maddelerin hammaddeleri asetik asitlerdir ve devam eden bileşmeler ile asetik anhidrit ve asetik ester üretimi gerçekleştirilebilir.

Asetik asit sahip olduğu çözücü özelliği ile plastik üretiminde ve plastik şekillendirilmesinde kullanılmaktadır. Günlük yaşamda hepimizin çok yakından tanıdığı pet şişelerin üretilmesinde tereftalik asit kullanılmaktadır ve bu tereftalik asitin üretilebilmesi için asetik asite ihtiyaç vardır. Tereftalik asit elde edebilmek için yapılan bileşimlerde asetik asit bir çözücü olarak kullanılır. Asetik asidin genel kullanım alanı ile bir kıyaslama yapıldığında tereftalik asit oluşturmak için çözücü olarak kullanılan asetik asidin toplam kullanım oranının % 5 - 10 derecelik bir kısmını oluşturduğunu görürüz.

Gıda sanayisinde yine aynı şekilde asetik asidin önemli bir kullanım alanı olduğunu görürüz.  Asetik asit tampon özelliği ile gıda sanayisinde bir katkı maddesi olarak kullanım alanı bulmaktadır. Burada asetik asit E260 ismi ile anılmaktadır.

Asetik Asitlerin Çeşitleri

Asetik asit oluşma yapısına ve içeriğine göre farklı türevlere ayrılabilir. Bunlara örnek vermek gerekirse Sodyum asetat en çok bilinenlerinden bir tanesidir. Sodyum asetatin kullanım alanı asetik aside göre biraz daha dar olmasına rağmen dokuma endüstrisinde bolca kullanıldığı bilinmektedir. Asetik asitte olduğu gibi gıda endüstrisinde genellikle katkı maddesi olarak da kullanılan sodyum asetat hazır yiyeceklerin ve dondurulmuş gıdaların daha uzun süre dayanmasında rol oynar. Sodyum asetatin gıda sanayindeki kullanım biçimi de asetik asit E260’a benzer şekilde E262 şeklindedir.

Asetik asidin diğer bir türevi ise selüloz asetattır. Genel olarak kağıt üretiminde ve fotoğraf filmi üretiminde kullanılan bu asit turu diğer türevleri kadar tanınmış değildir. Ancak endüstriyel alanda önemi yine de göz ardı edilemez.

Asetik Asitin Etkileri

Asetik asit, halk arasında bilinen sirke yanlış kullanımı halinde kalıcı zararlar verebilir. Ciltte kabarcıklar oluşumu, gözde kızarmalar ve yanmalar hatta görme yetisinin kaybına kadar varan zararlara neden olabilir. İlk etapta hissedilemeyen etkileri, birkaç saat geçmesinin ardından kendini daha belirgin şekilde gösterecektir. Yoğun asetik asidin zarar verici etkilerinden korunmak için nitril koruma eldivenlerinin giyilmesi önerilmektedir. Yoğun asetik asitlerin plastiği dahi eritme özelliği olduğunda lateks eldivenler bu durumda bir koruma sağlamayacaktır. Aynı şekilde düşük yanma dereceleri ile de tehlikeli olabilecek olan yoğun asetik asitlerin sadece 39 derecede bile tutuşabileceğini unutmamak gerekir. Aynı şekilde ortamda bulunan çeşitli gazlar ile birleşerek patlayıcı hale bile gelebilir. Ancak burada bahsi geçen evlerimizde kullandığımız sirkeden daha çok endüstride kullanılan yoğun asetik asitlerdir.

Yoğun asetik asitler %25 ve daha fazla yoğunluğa sahip asetik asitlerdir. Bu asitlerin sahip oldukları aşırı keskin kokular laboratuvar ortamlarında kullanılmasını zorlaştırır. Yoğun olmayan seyreltik asetik asitler her ne kadar yoğun asetik asitler kadar tehlikeli olmasalar da daha önce de bahsettiğimiz gibi insan vücudunda geri dönüşü olmayan zararlara neden olabilirler. Kan asitliğini ölümcül oranda değiştirmesi ise bu örneklerden bir diğeridir. Bu sebeple asetik asitlerin kullanım şekillerine çok dikkat etmek ve aşırı kullanımlardan, içilmesinden ya da deriye temas ettirilmesinden kaçınmak önemlidir.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın