Makaleler

2. Yeniciler ve 2. Yeni Olayı

Yazar: Hakan Kutluay

Neden II. Yeni şiiri ortaya çıktı?

Garip akımı 1946 -1947 yıllarında kurucuları tarafından terk edilmiştir. O dönemlerde abartısız şiire başlayan şairlerin %90-95’i Garip akımında yazıyordu, yani akımın bir özelliği kalmamıştı çünkü akımın karşıtı bulunmuyordu. Üstelik şiirler de yavan ve tatsızdı çünkü konular ve tarzlar aynıydı. 1950’li yılların şiir anlayışı sadece tek renkti ve acilen başka bir renk gerekiyordu.

Yeniliğe aç olan Türk edebiyatı, yıktığı akımlara dönmeye direniyordu. Garip akımından bıksa da yeniden Saf şiir anlayışına dönemiyordu. Bunun iki genel - temel nedeni vardı:

1. Modern edebiyatta geriye dönme yaşanmaz.

2. Zaten denenmiş ve yıkılmış bir düzene dönmek, edebiyatı sadece kısır bir döngüye mazhar eder.

Bu nedenler genel nedenlerdi. Özel nedenler ise şunlardır:

1. Saf şiir Sembolist şiirden etkilenen bir anlayıştı ve 1950’li yıllarda dünyada Sembolizm kalmamıştı bile. Dünya edebiyatı Sembolizminden sonra Sürrealizmi de yaşayıp Modern edebiyata geçmişti bile. Hal böyle iken Türk edebiyatı, Sembolizm tabanlı bir anlayışa geri dönemezdi.  

2. Saf şiiri yıkıp yerine gelen Garip akımı da temelini Sürrealistlerden almışlardı. Onlar sadece Sürrealizmin birkaç temel öğesini almış olsalar bile yine de dünya, artık bu akımı aşmıştı.  Kısaca Sürrealizm yani Türkçe tabiri ile Gerçeküstücülük, I. Dünya Savaşı esnasında ortaya çıkan Dada şiirinin bir üst basamağıydı. Sürrealizm bilinçaltını hedef alıyor ve bilinçaltını açığa çıkarmak için otomatik yazı gibi birçok sıra dışı ama bir o kadar da orijinal yöntemler deniyorlardı. 1943’e kadar süren Sürrealizm II. Dünya Savaşından sonra yerini karamsar ruh haline kapılan edipler sayesinde bilinçaltından çok varoluşla ilgilendiler. Hatta biz hala Garip akımı çalkantılarını yaşarken Avrupa, Varoluşçu felsefenin ürünlerini oluşturmuş ve Nihilizme yönelmişti bile. Hal böyle olunca modern bir edebiyat olarak görülen Türk edebiyatı elbette Garip akımını yeniden yaşatmayacaktı. II. Dünya savaşını yaşamadığı içinde Nihilizm gibi bir akımı zar zor hazmederdi ama yine de II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’sından uzak kalamayacaktık.

II. Yeni Kaynağı

Yukarıda bahsedilen özel nedenlerin ikinci maddesi aslında II. Yeni şiirinin kaynağını da bize vermektedir. II. Yeni şiirinin kaynağını yani şiir poetikasını II. Dünya savaşı sonrası Avrupa’sında aramalıyız.

1950’li yılların Avrupa’sı artık ne dil ile ne de bilinçaltı ile ilgileniyor. Artık onların meselesi ne şiirinin konusu ne imla ne de tarih-toplum-birey üçgeni. Onlar insan ile insanın yaşama kaygısı ya da varoluşu ile devlet ve sistem ile uğraşıyor. Hemen hemen II. Yeni’ye bu bakımdan kaynaklık eder ama II. Yeni aynı Garip gibi Avrupa’ya körü körüne konutlanmaz. Sadece bir yararlanma ile temaşe eder, asla kopya değildir.

Birçok kaynak II. Yeni şiirinin kaynağını Sürrealizm’de arar ama bu beyhude bir arayıştır. Neden mi? Hemen açılayalım:

1. Sürrealizm otomatik yazı tekniği ile bilinçaltını ortaya çıkarmaya çalışıyordu oysa Sürrealistler dili ve grameri bozmazlardı.  Üstelik Sürrealistler, sentaksı yani söz dizimi de korumuşlardır. Evet, otomatik yazı ile oluşturdukları şiirler anlamlı değillerdir ama en azından sentaks, gramer ve imla yapılarına uygundur. II. Yeni ise dil ve grameri umursamaz, bağlam ile ilgilenmez ve anlamlı şiir peşinde koşmaz. II. Yeni şiiri deforme eden yani şiirin yapısını bozan bir anlayıştır bu bakımdan kural tanımaz.

2. II. Yeni şiirinin şiir oluşturmak için psiko-analitik yöntemleri yoktur. Hatta onlar pek de bunu önemsemezler. 

3. II. Yeni, Sürrealistler gibi bir amaç uğruna şiir yazmazlar. Hiçbir II. Yeni şairi bilimsel bir kanıtla şiir yazma gereği duymamıştır.

II. Yeni şiiri kaynağı kimi araştırmacılar tarafından o dönemin siyasal ortamına bağlanır. Dönemin siyasal baskısı yüzünden şiirin anlamsızlaştığı ve toplumdan uzaklaştığı savunulur. Oysa bu düşüncede de bir gariplik vardır çünkü bu dönemlerde siyasi baskı unsuru olarak nitelendirilen Demokrat Parti henüz iktidarda yoktur. Üstelik Demokrat Parti iktidarda olsa ve siyasi bir baskı olsa bile şiir kapanmaz ve halktan kopmazdı.

II. Yeni şiirinin halktan kopuk olmasının ve kapalı olmasının nedeni toplum ya da siyasi baskı değil, II. Dünya Savaşı’nın getirdiği ortamdır, tüm dünyada olduğu gibi.

II. Yeni Şiiri

Modern toplumlarda ilerleme, kendisinden önceki şey ile hesaplaşma ve onu yıkım, yerine de yenisini koymakla olur. Garip, Saf şiiri yıkıp yerine kendi şiirini koymuştu.  II. Yeni de Garip akımını yıkmalıydı, yıktı da.

Öncelikle şu bilinmeli ki II. Yeni bir şiir akımıdır, tıpkı Garip gibi. Ayrıca şu da bilinmeli ki II. Yeni spontane gelişmiştir. Yani II. Yeni şiirinin Garip gibi bir poetikası bir kitabı ya da bir planı yoktur. Bu bakımdandır ki her şairin ikinci yenisi farklıdır.  Hatta ve hatta az sonra II. Yeni şiiri öncüleri sayacağımız insanlar birbirlerini hiç tanımayan insanlardır. Oysa Garip’te kurucular liseden beri tanışıyorlardı.

 “O zaman II. Yeni olarak genellendirdiğimiz anlayış nedir, eğer ortaklık yoksa o zaman neye göre bir akım olarak değerlendiriyoruz?” diye sorabilirsiniz. Haklısınız. Bu yüzden II. Yeni’yi II. Yeni kılan özellikleri sayalım. Daha sonra da kurucu şairlere ve adlandırma sorununa değineceğiz:

1. Dil deformasyonu vardır ve bu bilinçlidir. Dil en çok konuşulan konu bile olsa en ortak noktalardan birisi.

2. Anlam şaire göre değişebiliyor ama ortaklık olarak en anlaşılır şairin şiirleri bile Garip akımından daha kapalı ve hatta daha karmaşık şiirlerdir.

3. Dilsel sapma her şairde görülür. Dilsel sapma günlük hayatta kullanılan kelimelere yine dilde olan yapım ekleri getirerek ama günlük konuşma dilinden uzak bir anlam elde edilmesi ile oluşur. Örneğin: Gözistan ( Cemal Süreya), Ölümcü ( Ece Ayhan )…

4. Noktalama işaretleri tamamen keyfi kullanılır. Bir kurallama yoktur. Garip şiirinde ise noktalama vardır ve dil kurallarına uyulur.

5. Anlamsal sapma vardır ki bu da sentaks yani söz dizimin deforme edilmesi ile oluşur.


II. Yeni adlandırmasına da değinmeli sanırım. Bu adlandırma da oldukça tepki görmüştür. Bu adlandırmaya Toplumsal Gerçekçiler isyan ederler çünkü kendilerini yenilikçi olarak görürler. Bir diğer sorun da eğer bu şiiri bir yenilik olarak sayacaksak bu yeniliğin ikinci değil en az yedinci yenilik olması gerektiğidir. Bu tepkiler haklı tepkilerdir.

II. Yeni şiirinin temel yayını Yeditepe dergisidir. Burada Cemal Süreya şiirleri yayınlanır. 

II. Yeni şairlerini sayma vakti geldi sanırım. II. Yeni şairlerinin anlaşılabilirlik sıralamasına göre dizilişi şu şekilde olacaktır:

1. Cemal Süreya: Bir iddiada soy isminden bir tane “y” kaybetmiştir. II. Yeni’nin en anlaşılır şairidir.

2. Sezai Karakoç

3. Edip Cansever

4. Turgut Uyar

5. Ece Ayhan

6. İlhan Berk

Elbette II. Yeni bu 6 şairden oluşacak kadar sığ değil ama kurulum aşamasında bu 6 şair etkindir.

1955’ten itibaren Garip edebiyat sahnesinden çekilmiş yerine II. Yeni şiiri gelmiştir ama II. Yeni şiiri Garip şiirinden daha fazla tartışılmıştır. II. Yeni ülke siyasi durumuna bağlı olarak birçok kez kesintiye uğradı ama her seferinden yeniden ayağa kalkarak yoluna devam etti.

İlgili Makaleler

Yorumlar
Diba Bahadıroğlu 2015-12-31 23:25:49

Makalede eksik olması çok doğaldır çünkü genelde 2.Yeni konusundan - sadece bu konudan - bildiğiniz kitap çıkıyor.

İkinci bir konuda da elbette yazım yanlışı "y"yerine "r" yazılması, yoksa o kadar şeyi yazan bu konuda hata yapmaz sanırım.

Onur Keskin 2014-12-10 23:32:27

Makale de çok eskik var ayrıca Cemal Süreya'nın iddia'da kaybettiği harf 'r' değil 'y' harfidir. Umarım bu yanlışlık Klavye'de tuşlara basarken olmuştur. Aksi takdir de bilinçsizce yazılan bir makale olarak nitelendiricem kendi nezdimde.

Yorumunuzu Paylaşın