Makaleler

Türkiye'de Madencilik ve Maden Faciaları

Yazar: FURKAN ARISOY

Türkiye'deki maden faciaları ve madenciliğin sektörel gelişimi hakkında yazılmış inceleme.

Türkiye'de Madencilik ve Maden Faciaları

1.Madencilik Kavramı ve Kısa Tarihçesi 

Madencilik literatürde kısaca, '' yer altındaki madenlerin araştırılması, çıkarılması ve işletilmesiyle ilgili teknik ve yöntemlerin bütünü'' olarak tanımlanır. Para değeri bulunan ve bir malın üretilmesi için gerekli olan enerjiye sahip ya da piyasada değiş-tokuş edilebilen  Kömür, bakır, altın, çinko, demir, çakmak taşı, hematit vb. gibi madenler, endüstriyel ham maddeler olarak bilinirler. Madencilikte esas olan, maden yataklarının aranması, işletilmesi, projelendirilmesi ve söz konusu madenin zenginleştirilmesidir. 

1.2 Dünya’da Madenciliğin Tarihi

Dünya’da bilinen ilk Maden’in Svaziland’daki Aslan Mağarasından çıkarıldığı söylenir. 43.000 yıllık olduğu tespit edilen bu madende Paleolitik dönemini insanlarının Hematit taşı çıkardığı kanıtlanmıştır.( Bkz. Madencilik) Macaristan'da benzer şekilde Neandertal insanların silah yapımında kullandığı çakmaktaşı çıkardıkları sahalar keşfedilmiş. Erken dönemlerde yapılan madenciliğin bir diğer ö eği ise Mısırlılarca Sina Yarımadasında işletilen Turkuaz madenidir. Colomb öncesi Amerika'da Cerillos Maden Bölgesi de keşfedilen cevher yataklarından yalnızca birisidir. Bunun yansıra, madencilikte kullanılan ilk maden 1627 yılında Slovakya'da maden kuyusunun açılması sırasında kullanılmıştır. 

1.3 Türkiye’de Madenciliğin Tarihsel Gelişimi 

Türkiye, maden yatakları bakımından zengin bir ülkedir. TBMM Araştırma Komisyonu Raporuna (2010) göre, Türkiye’nin maden üretimi, dünya nüfusuna göre mukayese edildiğinde %1,1 iken, bu oran gelişmiş ülkelerde %14,6,  gelişmekte olan ülkelerde %25,2; Cin, Hindistan, Ortadoğu ve diğer Asya ülkelerinde ise  %22,4'tur. Türkiye’nin, Dünya madencilik sektörüne %1,1'lik katkısı küçük gibi görünse de, toplam nüfusu ve ülkenin büyüklüğü göz önüne alındığında bu rakam oldukça iyi bir seviyededir. Türkiye’de, madencilikteki son gelişmeleri anlamak, yorumlamak ve analiz edebilmek için, Türkiye’de madenciliğin başladığı yılların genel özelliklerini bilmek ve bunları sınıflandırmak önem arz etmektedir. Türkiye’de madenciliğin evrimini Tunçel (2011) 3'e ayırmaktadır: 

1.3.1 Tarihi Çağlarda Türkiye’de Madencilik 

Anadolu'da yapılan kazılar, Madenciliğin insanoğlu kadar eski olduğunu ortaya koymuştur. Tarihte bilinen ilk Altın paranın Lidyalılar tarafından basıldığı bilinen bir gerçektir. Anadolu'da M.O 7000'lerde madenlerin çıkarılıp işlendiği ve satıldığı bir dönem yaşanmıştır. Milattan önce, Ergani Bakir yatağını Fenikeliler, Asurlular ve Cenevizliler işletmiştir. Aynı şekilde Murgul Bakir yatağı da Cenevizliler tarafından işletilmiştir. İlk çağlarda Marmara adasında Mermer çıkarılarak heykeller yapılmış; 13.yy'da Gümüşhane’de Gümüş madenleri işletilmiştir.

1.3.2 Osmanlı zamanında Madencilik Çalışmaları 

Osmanlı’da madencilik ilk zamanlarda tabiri caizse '' devlet''eliyle yönetilmiş bir tekel endüstri olarak karşımıza çıkmaktadır.  1815 yılında Bandırma yakınlarında Bor, 1829 yılında Zonguldak'ta Taşkömürü, 1848 yılında Bursa-Harmancık’ta Krom bulunmuştur.  Devlet, bu yıllarda madencilik sektöründeki ışığı görerek maden sahiplerinden %25 gibi bir hisse alınmasını öngören Maden Nizamnamesini yasalaştırmıştır. Lakin bu politika çeşitli sebeplerden dolayı başarıya ulaşamamıştır. Daha sonraki yıllarda üst üste 1869,1886 ve 1906 yıllarında üç ayrı maden yasası çıkarılmış ve 1906 yılında çıkarılan maden yasasına göre işletme izni suresi 99 yıl olarak belirlenmiş ve devlet payı da %1-20 arasında şart koşulmuştur. 

1.3.3 Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Madencilik 

Cumhuriyet dönemine bakıldığında, özellikle ilk yıllarda milli politikalara dönüş yapılıp, devletin fabrikalarına sahip çıkıp yabancı yatırımdan el çekmesiyle birlikte daha ulusçu gelişmelerin yaşandığı söylenebilir. İzmir İktisat Kongresi (1923), bu doğrultuda alınan kararlar ışığında özel kesimi finanse edebilmek için  İş Bankası ve Türkiye Sanayi ve Maddin Bankası kurulmuştur. Fakat, ülkenin savaştan yeni çıkmış olması, bu sektöre yeterli desteğin verilememesine yol açmıştır. 

Madenlerin daha verimli şekilde aranması ve tespit edilmesi amacıyla 1935 MTA Enstitüsü kurulmuş, madenlerin işletilmesini sağlamak için ETI Bank, 1940 yılında Ereğli Kömür İşletmesi Müessesi (EKI) kurulmuştur. 1954 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve 6309 sayılı maden kanunu yürürlüğe girmiştir.  1978 yılında  çıkarılan 2172 sayılı kanunla bir çok kömür işletmesi devletleştirilmiş; fakat üretimdeki düşüş sebebiyle 1983 yılında çıkarılan 2804 sayılı kanunla sahiplerine iade edilmiştir. Bu gelişmeleri, 1983 yılında Türkiye Taş Kömürü ’nün kurulup, günümüzde de hala yürürlükte olan 3213 sayılı Maden Kanununun yürürlüğe girmesi izlemiştir. Türkiye’de bugün 60 farklı maden türünde madencilik yapılmaktadır. Son yıllara bakıldığında Türkiye’nin madencilik sektöründeki ihracat payı %2,5 olarak öngörülmüştür. 

2. Türkiye’de Maden Faciaları 

Türkiye, her gün 176 iş kazasının yaşandığı ve bu gerçeklerin medyaya yeterince yansıtılmadığı bir ülkedir. TMMOB'un araştırmalarına göre, Türkiye’de her gün ortalama 3 isçi hayatını kaybediyor ve 5 işçi de yaralanıyor. Bu veriler, Türkiye’yi işçi ölümlerinde Avrupa'da birinci ve Dünya’da dördüncü yapıyor. Bu denli güvenlik açıklarının olduğu bir ülkede madencilik gibi riskler taşıyan sektörlerde de ölümcül kazaların olması kaçınılmazdır. Türkiye’de maden facialarının 1983'ten itibaren kronolojik bir sıralanması aşağıda yapılmıştır (Madencilik Kazaları)

1983 Armutçuk Grizu Faciası: 7 Mart 1983 tarihinde Zonguldak'ın Armutçuk beldesindeki taş kömürü ocağında grizu patlaması sınrası meydana gelmiş ve  103 işçi yaşamını kaybetmiştir.

1990 Amasya Grizu Faciası: 7 Şubat 1990 tarihinde Amasya'da, Yeni Çeltek Kömür İşletmesi'ne ait maden ocağında meydana gelen grizu patlaması ile 68 işçi hayatını kaybetmiştir.

1992 Kozlu Grizu Faciası: 1992 yılında Zonguldak'ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen zincirleme patlamalarda 263 madenci yaşamını yitirmiştir. 13 Mayıs 2014 tarihindeki Soma faciasına kadar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek ölümlü maden kazası olmuştur.

26 Mart 1995 tarihinde Yozgat'ın Sorgun ilçesinde, grizu patlaması sonrasında 38 maden işçisi hayatını kaybetmiştir.

22 Kasım 2003 tarihinde Karaman'ın Ermenek ilçesinde, özel bir firmanın işlettiği kömür ocağında grizu patlaması sebebiyle 10 işçi yaşamını yitirmiştir. İşçilerin cesetleri olaydan günler sonra çıkarılabilmiştir.

8 Eylül 2004 tarihinde Kastamonu'nun Küre ilçesinde bulunan yeraltı bakır ocağında, karbonmonoksit ve farklı gazların etkisiyle 19 işçi yaşamını kaybetmiştir. 

10 Aralık 2009 tarihinde Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağında, 19 işçi grizu patlaması ile oluşan göçük altında hayatını kaybetmistir.

Odaköy maden kazası: 23 Şubat 2010 tarihinde Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde grizu patlamasında 17 kişi ölmüştür.

Karadon maden kazası: 2010 yılında Zonguldak'ta, 30 işçi hayatını kaybetmiştir.

Küçükdoğanca maden kazası: 2010 yılında Edirne'nin Keşan ilçesinde 3 kişi hayatını kaybetmiştir.

8 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak'ın Kozlu ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait kömür ocağında metan gazı patlaması sonrasında 8 işçi hayatını kaybetmiştir.

2014 Soma Komur Madeni Faciasi:  13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa'nın Soma ilçesinde, Soma Holding tarafından işletilen kömür ocağında meydana gelen patlama sonrası 301 kişi hayatını kaybetmiştir. Şu ana kadarki Türkiye'de en büyük can kaybının yaşandığı maden kazasıdır.

Ermenek Maden Kazası: 2014 yılında, Karaman'ın Ermenek ilçesinde bulunan kömür madenini su basması sonucu 18 işçi yaşamını yitirmiştir.

Kaynakça:

  • Özgür Gündem - Maden Kazaları
  • Tuncel, Niray&Cillioglu Asli,  Türkiye’de Madenciliğe Genel Bakış, 2011.
  • Ersnt&Young, Dünya’da ve Türkiye’de Madencilik Sektörü Raporu, 2010.
  • TBMM Araştırma Komisyonu Maden Üretimi Raporu, 2010.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın