Makaleler

İş Hukuku Nedir?

Yazar: Alperen Zeyli

Geçmiş çağlardan beri süregelen işçi işveren ilişkileri hep tartışmalı bir konu olmuştur. Bu yazımızda iş hukukunun çıkışını ve işçi işveren kavramlarını inceleyeceğiz.

İş Hukuku Nedir?

İş Hukukunun Tarihi

Sınıf ayrımlarının ve işçi işveren ilişkilerinin en temel ögelerinden olan kapital sistemin oluşmasını sağlayan kişilerden birisi Adam Smith’tir. Oxford’da tahsilini yapan ve ekonominin babası olarak bilinen Adam Smith kapital düşünceleri ilk defa İngiltere’de ortaya çıkarmaya başlamıştır. O yıllara kadar toprağın sahibi olan ve her türlü düzenlemeyle uğraşan kral ile münasebetlerde bulunan Adam Smith, herkesin kendini en iyi şekilde düşüneceğini ve devletin el atmasından uzak bir özgürlük ortamı olması gerektiği görüşleri ile kralın tek görevinin vergi toplamak ve asker toplamak olduğu görüşünü krala benimsetmiştir. Hal böyle olunca vahşi kapitalizm de denilen kapital sistemin ilk zamanları başlamış oldu. Zamanla yeni toprak ve işletme sahipleri ortaya çıktı, vatandaşlar arasındaki sınıfsal uçurumlar gitgide artmaya başlamıştır. İşçi ve işveren kavramları kendisini bu dönemde iyice hissettirmeye başlamıştır. Yeni işletme ve toprak sahipleri arttıkça işçi ihtiyacında da büyük oranda artışlar olmuştur. Sistem ve işler bu şekilde büyüdükçe küçük esnaflar ve zanaatkarlar işlerini bırakarak fabrikalarda çalışmaya başlamışlardır. Yeni sistemde çalışanların hakkını koruyacak yasal düzenlemeler bütünüyle özgürlük ortamı içerisinde olmadığı için işverenler işçileri çok düşük ücretlere çok fazla saat çalıştırmışlardı. Kapitalist ekonomik sistemde sendikacılık gibi herhangi bir müdahaleye izin verilmezdi. İşçilerin kendi haklarını savunacak hiçbir yolu yoktu. Bu zor çalışma şartlarına dayanamayan işçiler bu süreçte makine kırıcılığı da denilen dönemi başlatmıştır. O zamanlarda işçiler ayaklarına sert yapılı olan ‘sabo’ denilen ayakkabıları giyiyorlardı. Bu zor şartlara dayanamayan işçiler tepkilerini sabolarla makineleri kırarak göstermişlerdir. Hala günümüzde kullanılan ‘sabotaj’ kelimesi de buradan gelmektedir. İşte bu sabolar iş hukukunun oluşmasında temel olmuşlardır. Bu olaylardan sonra bazı işletmeler işçilerin isteklerine kulak verip bazı düzenlemeler yapmışlardır ancak bu düzenlemeler sadece o işletme çerçevesinde kalmıştır. Daha sonraları kral yasal düzenlemeler yapmıştır ve böylece iş hukuku ile ilgili düzenlemeler ilk defa İngiltere’de çıkmış olur. Bu dönemlerde kadın ve çocuk işçi çok fazla çalıştırılmıştır. Kadınlar ağır koşullarda çalışmasına rağmen ses çıkarmadıkları için, çocuklar da fizik yapıları itibariyle küçük oldukları için madenlerde çok kolaylıkla çalışabiliyorlardı. Bu haller de işverenler için her açıdan karlı bir durum oluşturuyordu. Bu olayların önüne geçilmesi adına yine İngiltere’de ilk defa kadınlar ve çocuklar hakkında kanun çıkmıştır. Özellikle 12 yaşından küçüklerin madenlerde çalışması o dönemde yasaklanmıştır. Bu gelişmeler neticesinde 1800’lerin başına gelindiğinde sendikalaşma hareketleri başladı. Bu tarihten önce olan sendikalaşma hareketleri için her seferinde asker müdahale etmiştir.

Greve Gitmek

Grev, Türkçe karşılığı çöl alanı olan Fransızca kökenli bir kelimedir, ayrıca Paris’te de bir meydanın ismidir. Grev daha çok işçi pazarı tarzında bir yerdir. Fabrikalar daha çok bu meydanın çevresine kurulurlardı. Bu meydanda işçiler sabah vakitlerinde toplanırlar ve beklerdi. Çevredeki fabrikalarda işçi ihtiyacı olduğu zaman yetkililer bu meydana gelir ve oradaki o işte çalışmak isteyen işçiler fabrikaya giderlerdi. O dönemlerde sendikalaşma henüz yaygın olmadığı için işçiler isteklerini topluca işverene karşı dile getirirlerdi. İşçilerin talepleri yerine getirilmediği zaman ise işçiler sabotaj yapmaya genel olarak yanaşmazlardı. Çünkü sabotaj için çok ağır yaptırımlar uygulanırdı. Bu sebeple tepkilerini belli etmek isteyen işçiler işi topluca bırakıp grev meydanına giderlerdi ve fabrikadaki işler yarım kalırdı. Bu durum karşısında işverenler talepleri yerine gelmeyip grev meydanına giden işçilerin isteklerine kulak asmak zorunda kalmışlardır.


Türkiye’de ise ilk defa 1963 yılında grev yasağı kalkmıştır. Osmanlı zamanında bazı grev uygulamaları olmuştur ama bunlar yasal olmayan grev uygulamalarıydı.

Ferdiyetçilik, Devletçilik ve Sosyal Devlet

İş hukuku ilk defa 1800’lerin başında Avrupa’da çıktı. İş hukukun çıkmasının temelinde iki sebep vardı. Bunlardan birisi kapitalizm, diğeri ise sanayileşmeydi. Yukarıda da bahsettiğimiz iki olayın gerçekleşme sebepleri bunlardır.

Liberalizm, kapitalizmin siyasi yönüdür. Vatandaşların uygulamalarına devlet eli değmeden onların serbestçe yaşama şeklidir. Bu sistemin en basit haline göre vatandaşın en temel ihtiyacı olan eğitim, sağlık gibi sektörler de dahil olmak üzere her şey halkın elinden yürümesi şekli. Bu şekilde yönetilen devletlerin sorunlarının önüne geçilmesi için Karl Marx kapitalizmin bu artan şeklinin üstesinden ancak komünizm ile gelineceğini düşünüyordu. Bu sistemde ise basitçe bütün uygulamalar ve teşebbüsler devlet eliyle yürütülmelidir. Bireyler toplumda serbest halde bırakılmalıdır. Karl Marx devletçiliğin gelmesiyle ekonominin yükseliş göstereceğini düşünmüştür.

İki sistemde özünde eksiklikler barındıran, o dönem için geliştirilmesi gereken sistemlerdi. Bu dönem içerisinde devletler her iki şeklide kapsayacak şekilde sosyal devlet olma yolunda ilerlemişlerdir. Yani basit bir ifadeyle ferdiyetçilik + devletçilik = sosyal devlet denklemi ortaya çıkmıştır. Sosyal devlet biçimde vatandaşlar ne tamamen özgürlerdi ne de bütün teşebbüsler devlet elindeydi. Devletler bu şekilde müdahil olmaya başladı. Devlet üretilecek, satılacak malın miktarına müdahil olmak zorunda kaldı ve kapitalizmin eksikliklerini gidermeye çalıştılar.

Bir Malın Üretimindeki Faktörler

1) Emek; işi fikri veya bedeni gücü ile karşılayan emeği ortaya koyan kişidir.

2) Müteşebbis

3) Sermaye

4) Hammadde

Son üç faktöre sahip olan kişi sermaye sahibidir. İşveren taraftır ve genelde güçlü olan taraftır. Çalışanlar ikiye ayrılır; emek sahibi olanlar ve sermaye sahibi olanlar. Bu iki grup insanlar birleşerek bir şeyler üretir, satarlar ve bir ekonomik menfaat ederler. Bu iki grubun arasında ortaya çıkan ekonomik menfaatin bölüşülmesinde hep bir sorun çıkar ve iş hukuku da bu meseleleri çözme noktasında ortaya çıkar.

Emek sahibi olanlar memur ve işçilerdir. Sermaye sahibi olanlar ise esnaf, zanaatkarlar ve işverenlerdir.

Anayasa madde 128/1- Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurun tanımını Anayasamız yapmıştır. İşçi ise iş sözleşmesine bağlı olarak çalışır. İşçi, işverenle serbest iradesiyle yaptığı iş sözleşmesine bağlıdır. İş sözleşmesi hem yazılı hem de sözlü yapılabilir. İşçi, işverenle iş sözleşmesini yaparken pazarlığa oturur ve şartlar ve maaş üzerinde anlaşmaya varır. Fakat işçi, işverene göre daha güçsüz taraf olduğu için onu koruyan hükümlerden de faydalanır. Buna istinaden işçi için asgari ücretin altında pazarlık yapılamaz, yapılırsa bu tamamen kanuna aykırıdır. İşçi haftada 45 saat çalışabilir, eğer daha fazla çalışacaksa işçiye önceden bildirilmesi ve fazla mesai ücreti olarak saatlik ücretinin en az %50 fazlası ödenmesi gerekir. Bunun gibi işçiyi koruyan hükümler vardır.

Yazımızı sonlandırmadan önce bir tasnif yapacak olursak bütün bahsettiğimiz şeyleri, çalışmayla alakalı her şeyi kapsayan çalışma hukukudur. Çalışma hukuku, iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku olarak ikiye ayrılır. İş hukuku da ferdi iş hukuku ve toplu iş hukuku olarak ikiye ayrılır. Sosyal güvenlik hukuku tarafına bakılacak olursa o da sosyal yardım hukuku ve sosyal sigortalar hukuku olarak ikiye ayrılır.

Ferdi iş hukuku işçinin çalışma şartlarını doğrudan doğruya belirleyen iş hukukudur. Ferdi iş hukuku işçi ile işveren arasında olur ve aralarındaki anlaşma iş sözleşmesidir. Toplu iş hukuku ise işçinin çalışma şartlarını sendikalar vasıtasıyla belirleyen iş hukuku dalıdır. Toplu iş hukuku sendika ile işveren arasında olur ve aralarındaki anlaşma ise toplu iş sözleşmesidir.

Kaynaklar

Anayasa
Prof. Dr. Nuri Çelik, Prof. Dr. Nurşen Caniklioğlu, Prof. Dr. Talat Canbolat. İş Hukuku Dersleri. İstanbul: BETA, 2017.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın