Makaleler

Psikiyatri İle Psikolog Arasındaki Farklar Nelerdir?

Yazar: Hakan Kutluay

Psikologlar ve Psikiyatrler, toplumda bilinen genel sanının aksine birbirinden farklı meslek gruplarıdır. En temelden incelemek gerekirse iki meslek grubunun eğitimini aldığı ve üzerine uzmanlaştığı konuların ayrıştığını görüyoruz. Psikologlar bu unvanı alabilmek icin, üniversitelerin sosyal bilimler ağırlıklı edebiyat fakültelerindeki 4 senelik psikoloji bölümünü tamamlarlar. Diğer tarafta psikiyatrlar üniversitelerin tıp bölümünü kazanarak eğitimlerini başarı ile bitirdikten sonra TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı)’u kazanarak 5 sene de Psikiyatri alanında uzmanlık yapmaları gerekir. Toplamda 11 senelik bir eğitim sonucu Psikiyatr unvanını alarak hizmet vermeye baslarlar.

Kısaca özetleyecek olursak psikiyatrlar diğer bütün doktorlar gibi tıp eğitimi alırlar. Bir Psikaytr, örnek vermek gerekirse, herhangi bir kalp doktorundan farksız olarak hastalarına teşhis koyar ve tedavi edici tıp yöntemlerini uygular. Psikiyatrların aynı zamanda diğer doktorlar gibi ilaç yazma yetkileri vardır. 

Psikologlar ise 4 senelik Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra psikolog olarak çalışma hak kazanır. Psikiyatrlar hastalarına tedavi etmek amacı ile hizmet verirken, Psikologlar sadece bir danışman olarak çalışırlar. Psikologlar uzmanlıkları dahilinde kendilerine danışan kisilere terapiler (Grup Terapisi, Müzik Terapisi, Su Terapisi, Psikoterapi vb. gibi) önerirler ve danışan kişileri bu terapileri doğru yapabilmeleri icin yönlendirerek onlara destek olurlar.

Psikologlar ilaç yazmak yerine danışanları için uzun vadeli ve sorunun oluşmasına neden olan noktaları ortaya çıkarma odaklı terapiler sunar. Bir kişinin yaşam kalitesinin yükseltilmesi, kişide varolan psikolojik sorunların nedenlerinin araştırılması, kişinin ilaç kullanmadan varolan sorunları ile bilinçli olarak yüzleşmesinin ve kendini tanımasının sağlanması psikologların görevleri arasında yer alır. Bu yüzden psikolog terapileri genelde uzun süren ve saat ücreti ile ücretlendirilen hizmetlerdir. 

Psikiyatrlar ise genelde hastalarını tedavi etmek amacı ile hizmet verirler, varolan sorunun neden oluştuğunu araştırmadan evvel sorunun çözümüne odaklıdırlar. Hastanın sahip olduğu rahatsızlığın çözümü icin kısa sürede etkili olacak çözümler ararlar. Bu yüzden hızlı ve etkin bir sonuç elde ederek psikolojik sorunları ortadan kaldırmaya yardımcı olan ilaç tedavilerini uygularlar. Psikiyatrlarda görüşme süreleri ortalama 15 dakikadır ve görüşmenin sonunda psikiyatr hastanın ihtiyaç duydugu ilacı yazar. İlaçların hasta üzerindeki etkisini görebilmek icin düzenli randevular verebilir ama bu randevular da yine kısa süreli ve verilen ilaçların hasta üzerindeli etkisini görebilmek amaçlı randevulardır. 

Psikologlar, psikiyatrların verdiği ilaçlara ek olarak, kisinin sahip olduğu problemin çözümüne odaklı uygulanabilecek terapilerde kişilere danışmanlık sunarlar. Bu iki meslek dalı birbirinden farklı eğitim ve profesyonellik alanları olsalar da birlikte bakıldıklarında birbirini tamamlayan uzmanlıklardır. Sadece ilaç kullanarak herhangi bir psikolojik probleme son vermek genel şartlar altında kısa süreli bir çözüm olacağı için uzun süreli ve daha etkili çözümler icin ilaçlara ek olarak psikologların terapileri de önerilmektedir. Psikologların kullandığı metotlar genelde danışanıyla konuşma üzerine kuruludur. Bu konuşma sırasında psikolog uzun vadede inceleyeceği notlar alır ve böylece danışanını daha yakından tanımış olur. Psikologlar danışanlarına genelde sorunlarının nedenlerini zaman icinde farketseler dahi söylemezler ve danışanların bu nedenleri kendilerinin bulmalarını sağlamaya çalışırlar. Bunu yapabilmek için ise cevaplarını bildikleri soruları yönelterek danışanlarını bir olay ya da durum karşısında farkındalık kazanmaya iterler ve böylece sorunu yaratan bu olayı bulmalarını sağlarlar. 

Psikiyatrlar hastalarına yine psikologların danışanlarına yaptıkları gibi sorular sorarlar yalnız bu sorular sadece psikiyatrin hastasına bir teşhis koyabilmesi ve uygun ilacı yazabilmesi içindir. Psikiyatrlar sorularını mevcut problemin çözümü ya da hastasında bir farkındalık yaratmak amacı ile yöneltmezler. Bu sebepten dolayı da psikiyatr görüşmeleri ortalama 15 dakikalık günlük bir konuşma şeklinde geçer. Psikiyatrlar hastalarına çok derine inen sorular sormak yerine hastalarını sadece gözlemleyerek ve belirli bir takım genel sorulara cevaplar alarak teşhis koymayı başarabilirler. Her ne kadar psikiyatrların verdikleri ilaçlar kısa sürede etkili çözümler sunsa da uzun vadeli bir iyileşme için bu ilaçların yine belirli bir süre boyunca düzenli olarak kullanılması gerekir. Bu nedenle herhangi bir psikiyatr görüşmesine başlandığında bu görüşmelerin düzenli bir sekilde devam edeceği bilinmelidir. Psikologların terapilerine benzer olarak psikiyatrların düzenli görüşmeleri de hastaların iyileşmesinde büyük rol oynar.

Psikolojik problemlerin çok yüksek derecede olduğu düşünüldüğü durumlarda tıbbi bir destek alınması şartı ile psikiyatrlara başvurulmalı ve düzenli psikiyatr görüşmelerine devam edilmelidir. Daha etkili bir sonuç alabilmek ve kisiyi iyileşme sürecine hazırlayabilmek için ise psikolog terapilerinden destek alınmalıdır. Psikolojik olarak baskı altında olan ve problem taşıyan kişiler her zaman bir uzmanla konuşmak ve kendilerini anlatma ihtiyacı duyarlar. Bu tür diyaloglar psikolojik sorunların ortadan kaldırılmasında önemli yardımcı adımlar arasındadır. Psikiyatrlar, bu tür konuşma ve anlatma terapileri için psikologlara başvurmalarını önerebilirler.

Günlük hayatın stresinden doğan bazı ufak çaplı psikolojik problemler için her zaman ilaçlı tedaviye ihtiyaç duyulmayabilir. Bu tür durumlarda eğer çok ağır psikolojik yıpranmalar yaşanmamışsa önce bir psikolog danışmanla görüşülebilir. Gerekli durumlarda psikologlar kişileri psikiyatristlere yönlendirebilir.

Psikolojik problemler de diğer bütün sağlık problemleri gibi insan sağlığını yakından ilgilendirir ve terapilerle ya da ilaçlarla önlemler alınmadığında kişilere büyük zarar verebilecek sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle sosyal hayattaki baskının yarattığı stres sonucu oluşan psikolojik bozuklukları dahi bu konuda uzman bir psikolog ile konuşmak, bu psikolojik bozuklukların büyümeden önüne geçilebilmesi icin önemlidir. 

Aynı zamanda psikiyatrların eğer bu alanda uzmanlaşma yapmamışlarsa herhangi bir terapi uygulayamayacakları bilinmelidir. Psikiyatrlar hastalarına nörobilimsel ve fizyolojik açıdan teşhis koyabilmek amacı ile hizmet verirler bu nedenle psikologların uygulayacağı terapi seanslarını uygulamaları beklenemez. 

Psikolog ve psikiyatr kelimelerini Türkçeye birebir çevirecek olursak “Psikolog” kelimesi Latinceden dilimize geçmiş bir kelimedir ve Ruh Bilimi olarak çevrilebilir. “Psikiyatr” ise yine Latinceden dilimize gecmistir ve Psi$enin(ruhun) Tıbbi Tedavisi manasına  gelmektedir. Bu şekilde Türkçeye çevrildiklerinde bu terimler arasındaki anlam karmaşası da biraz olsun azalmış olur. Türkçe tanımından da anlaşılacağı üzere psikologlar tedavi etmenin ötesinde Ruh Bilimciler’dir ve bu alanda araştırmalar yapmaları ve bu bilimi geliştirmeleri beklenmektedir. Bu bilim dalının geliştirilmesi için calışma ve deney yapmaları, bu deneylerin sonucunda yeni teoriler oluşturmaları psikologların görevleri arasındadır. Psikiyatrlar ise tedavi etmek amacı ile mesleklerini sürdürdükleri icin her ne kadar kendilerini geliştirmeye açık meslek grupları olsalar da bu bilim adına deneyler yapmaları ve yeni teoremler oluşturmaları psikologlarda olduğu gibi beklenmez. Psikiyatrların terapi seansları uygulayabilmeleri için psikoterapi konusunda kendilerini uzmanlaştırmaları ve gerekli sertifika ve belgeleri almaları yeterlidir.

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın