Makaleler

Komedya Nedir?

Yazar: Diba Bahadıroğlu

Bizim bugün komedi olarak bildiğimiz komedi tiyatronun ilk aşamasıdır komedya. Etimolojisine inersek Latinceden gelen comoedia halinin Yunancada şenlikler için şarkı anlamına gelen komoidia haline dönmesi ve en sonunda Fransızca comédia olarak kullanılmasıyla bugün komedya olarak gelmiştir dilimize sözcük.

Etimolojisinden de görüldüğü gibi komedya, Batı kökenli bir gösteri türüdür. Edebi tür olarak almıyoruz, daha çok gösteri sanatları kısmında değerlendiriyoruz komedyayı çünkü sergilenen bir türdür. Antik Yunan’dan bu yana hakkında kitaplar yazılan, bazen insanları güldürdüğü için dinsel baskılara maruz kalan ama bugün hemen hemen her alanda var olan komedi, tiyatro türü olarak tanımlanmıştır önce.

Komedi türünün Doğu ülkelerindeki gelişimleri hakkında bugün – şahsım adına da konuşmak gerekirse – pek bilgi sahibi değilim. Bu bakımdan komedi türünün Doğu kolu olarak sadece Anadolu sahasını verebilirim, nitekim komedi türü ülkemize Batı kaynaklarından hatta direk adres vermek gerekirse Fransa’dan gelmiştir.

Aristoteles ve Komedya Türü Hakkında

Edebiyat hakkında az çok bilgi sahibi olan herkes, Aristo’nun Poetika adlı eserinden haberdardır. Poetika’yı, bugün öğretici eser olarak çevrilebiliriz dilimize. Aristo’nun Poetika adlı kitabı aslen iki bölümden oluşur ki bunu kendisi de ilk ciltte yazar. Ne yazık ki elimizde sadece eserin ilk cildi vardır. İkinci cildi tarih sayfalarında kaybolmuştur. 

Aristoteles’in bizi ilgilendiren kısmı kendisinin tiyatro hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Poetika adlı eseriyle bu kadar ilgilenmemizin nedeni ise bu eserin ilk cildinde tragedya, kayıp olan ikinci cildinde ise   komedya türünden bahsedilmiş olmasıdır. Şans olarak görülebilir ki Aristo, Poetika’nın ilk cildinde tragedya türü kadar geniş olmasa da komedya türüne de yer vermiştir. Bu da bizim Antik Yunan’da komedyaya nasıl bakıldığını anlamamız açısından oldukça değerli bir kaynaktır.

Aristoteles, Poetika adlı eserini başlıklar halinde sunar, önce Tragedya konusunu ele alır. Aristo eserinin V/1 kısmında komedyayı şu şekilde tanımlar : “Komedya ortalamadan daha aşağı olan karakterin taklididir. Bununla birlikte komedya, her kötü olanı taklit etmez; tersine gülünç olanı taklit eder. Bu da soylu olmayanın bir bölümüdür çünkü gülünç olanın özü soylu olmayışa ve kusura dayanır.” ( Poetika V/1 , Remzi Kitabevi, İstanbul, 1995 )

Aristo’yu elbette bu çağa göre değerlendirmemek lazım, kendisi Antik Yunan devrinde bir filozof dolayısıyla bir soylu idi. Bu bakımdan da ortalamadan daha aşağı olandan kastı, soylu olmayan davranışlar yapan halk tabakasından insan demektir. 

Durumu netleştirmek için Antik Yunan döneminde sanata bir göz atalım, Antik Yunan’da sanat tragedya denilen tiyatro oyunlarının ön planda olduğu bir sanattı. Tragedyalarda yer, zaman ve olay birliği olarak bilinen üç kurala uyulur ve soyluların, Tanrıların ya da mitolojik karakterlerin hikayeleri anlatılırdı. Kötü olaylar asla gösterilmez, küfür ya da hakaret edilmez, argo kullanılmazdı. Genelde de zaten seyircisi de soylu insanlardı. Kutuplaşma üzerine kurulan hikayelerde genelde iyi ve kötü savaşır, iyi her zaman kazanır, erdemler ve erdemli insanlar övülürdü.  Duruma baktığımızda ortada komedi ile ilgili pek bir durum göremiyoruz çünkü Aristoteles’in de  Poetika’sında görebileceğimiz gibi komedya bir oyun ya da bir sanat sayılmazdı. Aristo da  başlangıçta komedyaya çok önem verilmediği için komedya türü ile ilgili bilgilere ulaşmanın zorluğundan yakınır.  Elde tutulur bilgi olarak verdiği bilgilerden birisi de ilk komedi yazarıdır. Aristo’ya göre ilk komedi oyunu yazarı Epikharmos’tur. 

Komedya Türü Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Komedya türü, aynı tragedya gibi şarap tanrısı Dionysos adına  yapılan şenliklerde ortaya çıkmıştır. Bu törenlere Phollos denir ki Aristo şu bilgiyi net olarak verir “ Komedya, Phollos türkülerinden doğmuştur” (Poetika V/8 , Remzi Kitabevi, İstanbul, 1995 ). Nitekim Antik Yunanistan’da komedyaya komoidia yani şenlik türküleri adı da bu yüzden verilmiştir.

Komedya, şarap tanrısı Dionysos adına düzenlenen törenlerde şu şekilde doğmuştur. Ocak – Şubat aylarında bağ bozumu sırasında “Lenaia” adı verilen Kır Dionysos’larında halk, şarap içer ve eğlenirdi.  Bol bol şarabın  içildiği bu dönemlerde halk,  farklı kılıklara girer ya da aynı Dionysos gibi flüt çalardı.   Sokaklarla ve kırlarda yapılan bu şenliklerde, bolluk ve bereket tanrısı olarak bilinen Phales’in simgesi olan yapma bir phallos yani erkeklik organı oluşturulur, Dionysos ve Phales ( ki Phales’in Dionysos’un dostu ve yoldaşı olduğu bilinir ) adları kutsanırdı.  İçkinin de etkisiyle olsa gerek insanlar açık seçik şakalar ve türküler de söyleyebliir, besteleyebilirdi. İşte bugün komedya dediğimiz ama Antik Yunan’da komoidia denilen tür adındaki komo şenlik alaylarındaki türkü demektir.  Komedya türü, buradaki türkülerin birleştirilmesinden meydana gelmiştir.

Yukarıdaki bu olayın yanı sıra M.Ö 4. yüzyıl civarında Megara ( Yunanistan bulunan Attika bölgelerinden birisi ) kentinde doğaçlamaya dayalı gülünç olayların sergilendiği bilinmektedir. Yalnız Aristo, ilk komedya yazarı olarak Sicilyalı Epikharmos ile Pharmis’in adını  verir  ve Attika’ya bu yeniliğin Megara ve Sicilya’dan gittiğini söyler. İlk komik şiirin de Megara kentinden çıkması Aristo’yu doğrular.  Atilla Özkırımlı olayı toparlayarak “ Komedya’nın komos alaylarında söylenen phallos türküleriyle bu Megara ve Epikharmos oyunlarının birleşmesinden oluşup M.Ö V. yüzyılda yeni bir sanat olarak ortaya çıktığını ve tragedyanın etkisiyle de iç yapısının şekillendiği anlaşılıyor” der.

Komedi Türü Neden Önemlidir?

Komedi  türü aslında her şeyi konu edinebilen bir tür olduğu ve özellikle mizahi yanıyla önemlidir. Mizah, her toplumda çeşitli amaçlarla kullanılabilir ama en çok kullanıldığı alan yıkımdır, sonuçta güldüğümüz durumları gerçekten ciddiye almıyoruz.  İşte komedinin kaderi bu özelliği ile yazıldı zaten; önce din baskısına maruz kaldı. Öyle ki bu durum  hakkında kitaplar da yazıldı, örneğin Umberto Eco’nun Gülün Adı romanı, kaybolan Aristo’nun Poetika adlı eserinin üzerine kurulmuştur.

Komedya önceleri devletler tarafından desteklenmişti, bilinen bir durumu örnek verelim bu tespite. Aristophanes  ,ki elimize ulaşan en eski komedya eserlerinin yaratıcıdır ve kendisi Antik Yunan döneminde yaşamıştır,  Atina’da ikamet eden soyluların davranışlarından bir komedya oluşturmaktadır.  Yani durum, Aristo’nun anlattığı gibi halk tabakasının insanlarının rolleri ile alay etmekten, soylular ile alay etmeye kadar uzanmıştır. Rönesans döneminde de bu devam etmiş, olay kralı ve devleti eleştirmeye kadar gitmiştir. Daha sonra ise burjuvazi yani sonradan zengin olan asil soyadı taşımayan kişilerin kötü yanları eleştirilmiş. Bugün ise taşlama olabilecek her durum komedinin konusu olmaktadır.

Komedya bir nevi de yıkımdır. Örneğin Antik Yunan’da bu çok görülmez ama Fransa’da trajediye karşı koyan komedi türünde, tragedyanın kabul ettiği tüm durumlar komedyada reddedilmiştir. Nitekim komedya özelliklerini tragedya ile karşılaştırarak şu şekilde sıralayabiliriz:

  1. Tragedya da zamanda, olayda  ve mekanda birlik kuralı komedyada yıkılır. İlk zamanlar bu kurala uyulduğunu söylemek gerekir.

  2. Kötü konuşmalar ve kötü hareketler sahnenin arkasında yapılır ve sadece seyirciye sezdirilirdi ama komedya da  bu durum tam tersine döner. Sahnede kötü davranışlar da gösterildi küfür de edildi. 

  3. Tragedyada kişiler ya soylu insanlar ya da mitolojik yaratıklar yani onların Tanrıları iken komedyada kahraman halk tabakasından seçilir oldu.

  4. Tragedya aksine konular tarihten değil günlük hayattan seçildi.

Komedya Çeşitleri Nelerdir?

Komedya, 3 başlık altında incelenir:

1. Karakter Komedisi: İnsan karakterinin gülünç yanlarını ele alan komedi türüdür. En güzel örneği Moliere’nin Cimri, yine Moliere’nin Tartuffe adlı oyunlarıdır. İngiliz tarihine bakarsak Shakespeare’nin Venedik Taciri oyununu örnek verebiliriz.

2. Töre Komedisi: Toplum olaylarının gülünç yanlarını alır. Yine Moliere’nin Gülünç Kibarlar, Gogol’un Müfettiş adlı oyunu ve Şinasi Tekin’in Şair Evlenmesi bu komedi türüne örneklerdir.

3. Entrika Komedisi: Diğer iki güldürü türünde düşündürmek amaçlanırken burada genelde sadece  güldürmek esas alınır. Olaylar merak uyandırır, şaşırtır ama en nihayetinde güldürmek amaçtır. Bugün bu komedya türüne vodvil denir. Moliere’nin Scapin’in Dolapları, Shakespeare’nin  Yanlışlıklar Komedyası bu türe örnek gösterebilir. 

Türk Tiyatrosunda İlk Komedi Örnekleri

Bizde ilk tiyatro örneği Tanzimat döneminde görülür lakin biz, edebi yönden genelde hazır parçalar seçtiğimiz için Tanzimat döneminde Fransa’da komedi türü hakim olduğu için biz de komedi türünü aldık. Bu bakımdan ilk tiyatro örneklerimiz de komedi türündedir. Ayrıca Tanzimat döneminde komedya yerine mudhike sözü de kullanılırdı.

İlk yerli oyunumuz 1860 yılında, Şinasi – Şair Evlenmesi adlı oyundur ama yazılmak için yazılmıştır, oynanmak için değil.  Daha sonra:

- Misafir-i İstiskal : Ali Bey

- Felaket-i Aşk ( Suphi  Bey )

- İki Karpuz Bir Koltuğa Sığmaz ( Osman Hamdi ) vs birçok tiyatro oyunu yazılmıştır.

Yalnız Tanzimat komedilere önem verdiği için Ahmet Vefik Paşa Moliere uyarlamaları ile dikkat çekmiştir. Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde ise bu önem Musahipzade Celal ‘e verilmiştir çünkü o da güçlü bir komedi yazarıdır.

Kaynaklar

Özkırımlı , Atilla, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, c.3, s. 760 – 761
Aritoteles, Poetika , Remzi Kitabevi, İstanbul, 1995

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın