Makaleler

Şamanizm Nedir?

Yazar: Diba Bahadıroğlu
Şamanizm Nedir?

Şaman denilen ve din adamı olarak bilinen, özel güçleri olduğuna inanılan kişilerin oluşturduğu din olarak gösterilebilir Şamanizm.

Şamanizm üzerinde tartışılan bir konudur ama önce araştırmacılar için Şamanizm nedir onu tanımlamalıyız.

Prof. Dr. Sedat Veyis Örnek:  Trans haline geçebilme yeteneğindeki kimselerin metafizik varlıklarla ilişkiler kurarak onların doğaüstü yetenek ve kuvvetlerine sahip olmaları ve bunu toplum adına kullanmalarıdır.

Abdülkadir İnan: Kendisinin tanrılar tarafından kam olarak tayin edildiğine, ruhların kendisinin hizmetinde bulunduklarına inanan kam hayali geniş, mistik ve yaradılıştan zeki bir adamdır.

Kaşgarlı Mahmud: Türklerin ilk ve en eski ansiklopedisi sayılan Divanü Lügati’t Türk ise “Kam” karşılığı olarak “Kahin” tanımını vermiştir.

Şamanın bir din adamı olup olmadığı da  tartışma konusudur. Yeni çıkan veriler ışığında Türklerin en eski dininin sanıldığı gibi Şamanizm olmadığı, Şamanizm yakıştırmasının sadece Batılı bilim adamlarının araştırması sonucu sorgulanmadan kabul edildiğini ortaya koymaktadır. Şuan , yerli ve yabancı birçok Türkoloğun ifadesine göre Türklerin en eski dini Şamanizm değil, Göktanrı inancıdır.

Türklerin en eski dini Şamanizm değildir…

Türklerin en eski dininin Şamanizm olduğu Batılı bilim adamları tarafından ileri sürülmüştür. 19. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştı Batılı bilim adamların Orta Asya ziyareti. Bu ziyaretleri, araştırmaya dönüşmüş ve maalesef bugün yaygın bir yanlışı ortaya atmıştır. Orta Asya Türkleri hakkında araştırma yapan VV.Radloff, V.Verbitsky, A.Anohin gibi Rus araştırmacılar Türklerin eski dini için Şamanizm demiştir. Bu düşünceyi çürütmek ya da kanıtlamak üzere herhangi bir çaba olmadığı için günümüze kadar gelmiştir bu düşünce. Lakin işin aslı bu değildir…

Göktengri İnancı Türklerin ilk ve en eski inancıdır…

Türklerin ilk ve en eski inancı Göktanrı inancıdır. Buna Tengricilik diyenler de vardır.

Yıllardır tarih kitaplarında bize ezberletilen Türklerin İslamiyet’e geçişini kolaylaştıran maddelerden birisi de  “İslamiyet’in Türklerin Göktanrı inancına yakın olması”dır. Ama bu yakınlığın nasıl olduğu, nereden geldiği ve iki inanç sisteminin ne kadar yakın ya da uzak olduğu bize gösterilmez.

Ufak bir araştırma sonucu bu bulgulara erişebiliriz ama…

Türklerin en eski inanç sisteminde de bir yaratıcı vardır bu bakımdan Göktanrı inancı da İslamiyet gibi Tek Tanrılı Dimler grubuna mensuptur.

Tengri önce insanların atasını yani Tengri Kayra Han ya da diğer ismiyle Bay- Ülgen’i yaratmış daha sonra yeryüzünü yaratmıştır.  Daha sonra kişi yani insan kendi nefsi ile bir savaşa girmiştir. Bunun üzerine o ilk insana tanrı Erlik demiş ve onu ışık ülkesinden atarak yer dibine göndermiştir. Yerden, dokuz dallı bir ağaç türemiştir Erlik sayesinde… Bu dokuz ağacın her bir dalı bir cins insanı temsil etmiştir. İslamiyet ile kıyaslandığında İslamiyet’te de ilk insanın Adem olduğunu, Adem’in şeytana uyması sonucu cennetten kovulduğunu ve insan ırkının da Adem’den doğduğunu görüyoruz.

İslamiyet’e benzeyen bir başka inanış ise yer altı ve yer üstünün katmanlardan oluşmasıdır.  Kamlık inancına göre yukarıda 17 kat vardır ve Kam denen din adamı bu katları geçebilen kişidir. Aşağıda  ise 7 veya 9 kat vardır. İnsanlar, bu iki alemin arasında yani yer yüzünde yaşar. Aslında bu durum Orhun Yazıtlarında söylenmektedir : “ Üze kök Tengri asra yagız yir kılındukta ikin ara kişi oglı kılınmış” ( Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insanoğlu kılınmıştır ) – Kül Tigin Doğu Yüzü I.satır; Prof. Dr. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, 45.baskı –

Kötülüğün kaynağı yer altında, iyiliğin kaynağı yer üstündedir. Göğün en üst katında ise dokuz erkek ve dokuz kız ile beraber Bay  Ülgen oturur. Bay Ülgen 9 kız 9 erkek çocuğa sahiptir. “Ülgen” sözünün kelime anlamı “büyük, ulu, yüce” demektir ve Ülgen her zaman iyilik edicidir. Ülgen’in huzuruna giden yolda 7 engel vardır ve 7 engel erkek kamlar tarafından aşılır ancak. Aslında eskiden sadece kadın kamlar vardır ama daha sonra erkek kamlar ağırlıklı olmaya başlamıştır.

Erkek Kam da sanıldığı kadar güçlü ve yüce değildir, sonuçta o da bir kişi oğludur. Kam, Ülgen’e giderken Temir Kazık ( Bugün kutup yıldızı diyoruz ) yıldızında yani göğün 5. katında duraklar, Ülgen’i göremeye nail olamaz.

Buna bakarak bu ayinleri yapan kişilere Şaman, buna ise Şamanizm denmiştir. Oysaki bu, İslamiyet’e İmamizm ya da Hristiyanlığa Papaizm demekle aynı gülünç mantıktadır. Dinin yöneticisi ya da alimi, dinin adını koymamalıdır.

Türklerde Tanrı inancı ile savaş var mıydı?

Bugünün cihat anlayışına benzer bir savaşın yani dini yayma politikasının Eski Türkler için geçerli olduğuna ya da onların bu amaçla seferler düzenlediğine dair bir bilgi yok elde. Yalnız bilinen şu ki Türklerde kut inancı vardı. Kağan,  Tanrı tarafından seçilirdi, Kağan’ın askerleri de..

Türklerdeki Göktanrı inancı, daha çok milli ve kendilerine özgü bir inançtır. Mesela II.Göktürk Kağanlığının kurulmasının Tengri isteği olduğu düşünülür. Aynı zamanda Mete Han’ın Çin Hükümdarına yazdığı bir mektup da vardır. Bu mektupta Mete Han, Gök Tengri yardımıyla Gansu’dan Kuzey Tibet’e kadar olan bölgeyi egemenliği altına aldığını ve oradaki halkları Tengri izniyle bir bayrak altında topladığını bildirmektedir.

Eski Türklerde doğa…

Göktanrı inancında doğa, oldukça önemli bir yere sahiptir. Eski Türklerde doğanın gizli güçleri olduğuna inanılır ve korkuyla karışık bir saygı duyulurdu doğaya karşı. Özellikle ay tutulması, güneş tutulması, yağmur gibi olaylar için özel ayinler vardı. Bu durum Orhun Yazıtları içinde yar-sub ( yer – su ) sözcükleriyle ifade edilmiştir.

Eski Türkler’de kutsallık bir kavramdır ve bu “ıduk” kavramı ile karşılanır. Her Türk boyunun kutsal bir dağı vardır. Eski Türkler nehirleri ve dağları “ıduk” saymışlardır.

Göktanrı inancında put var mıdır?

Son zamanlarda söylenenin aksine Türklerde bir put inancı olmamıştır. Onlarda “ruh” inancı vardır ve ruh inancı asla bir şekle sokulacak kadar sığ olmamıştır. Atalar kültünde, babanın yani evdeki yaşlı ve değerli kişinin öldükten sonra ruh halinde “kergek bolacağın” ya da “uçmağa varacağına” inanılır. “Kergek boldı” düşman için kullanılırken “Uçmağa vardı” aile ve sevilen bireylerin ölümünde kullanılır. Yani  şimdiki inançla kıyaslarsak “Kergek boldı” lafına nail olan cehenneme, “uçmağa bardı” lafına nail olan da cennete giderdi. Böyle bir inanç sisteminde ruhların bir toteme dönüşmesi söz konusu değildir.  Son dönemde puta benzetilen şeylerin aslında mezar taşı yani “balbal” olduğu göze çarpmaktadır ki balballar şimdinin mezar taşından farksız değildir.

Şaman yerine kullanılan diğer isimler ve Şaman’ın işlevi..

Şaman için her Türk boyu farklı isimler kullanmıştır:  Baksı, Kam, Şaman, Gam, Ham, Kamhan … Şamanların ayrıca ozanlık yeteneği olduğu da düşünülür. Bu bakımdan da Şaman ile Ozan kavramını karıştıran da vardır.

Şamanların tedavi edici özelliği olduğu da düşünülür. Bu bakımdan onlar aynı zaman emci/omcu/otacı yani hekimdir.

Şamanlar,  Divanü Lügati’t Türk içinde Kam olarak geçer ve verilen kelime anlamı Kahin’dir. Kamların, gelecekten haber veren kahinler olduğu ve büyücü oldukları da söylenilegen bir durumdur.

Sözün özü…

Türkler arasında birçok düşünce ve din biçimi yayılmıştır. Şuan Altaylar Şaman kültürünü devam ettirirken Uygurlar arasında Budizm – Maniheizm ve İslamiyet hakimdir. Ayrıca Tatarların birçoğu ve Gagavuz Türklerinin tamamı Hıristiyandır. Moğollar lâdini bir özellik gösterirken Kırgızlar, Azeriler ve Türkiye Türkleri İslamiyet’i seçmiştir. Ayrıca Macar Türkleri de Hıristiyanlık dinine mensuptur. Öyle ki Karaim ya da Karay Türkleri Yahudiliğin özel bir mezhebine mensup olarak Yahudi Türkler grubundadır.

Türklük ırkî bir meseledir ve Türk olmak seçilecek bir şey değildir ama din seçilebilen ve değişebilen bir şeydir. Yalnız Türk tarihinde değişmeyen bir şey varsa o da Türk’ün ilk dininin Göktanrı inancı olduğu ve bu inancın daha iyi anlaşılabileceğidir. Göktengri inancı ya da Türk’ün ilk dini meselesi araştırmaya aç bir konudur.

Kaynaklar

Özkırımlı , Atilla, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, c.4, s. 1064
F.Fedotoviç, “Saha Yeri ve Saha Türkleri”, Çev. S.Gömeç, AÜ. DTCF. Tarih Araştırmaları Dergisi, 16/26, Ankara. 1994, s.238.
Ergin , Prof. Dr. Muharrem, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, 45.baskı.
Ermetin , Günnur Yücekal, Mevlevilikte Şamanizm İzleri, Töre Yayın Grubu

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın